Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/998 E. 2019/1650 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/998
KARAR NO : 2019/1650
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2018
NUMARASI : 2016/657 Esas-2018/177 Karar
DAVA: İtirazın İptali(Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … A.Ş.’nin Polonya’da yerleşik …. S.A. firmasından satın aldığı 6 set CNG Tüp Seti Oto Yedek Parça emtiasının, 09.07.2015 tarihinde davalı … . A.Ş. sorumluluğunda fiili taşıyıcı olan diğer davalı tarafından … plakalı tır aracına yüklenerek Polonya’dan Bursa’ya kara taşımasının gerçekleştirildiğini, emtianın 15.07.2015 tarihinde sigortalı yetkililerine teslim edildiği sırada emtia paletlerinin birbirlerinin içine geçmiş olduğunun, …., …. ve …. nolu tüp setlerinin hasara uğradıklarının tespit edildiğini ve tutanak altına alındığını, ekspertiz raporu ile de hasarın karayolu nakliyesi sırasında nakliye aracının yapmış olduğu ani frenleme, yüksek hızda kasis atlama ve/veya çukura düşme sonucunda üst üste yüklenen sandıklı paletlerin bir kısmının kayması ve üstteki sandığın alttaki sandık üzerine düşerek sandık içerisindeki tüp yüzeyine teması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, kalite mühendisinin yaptığı inceleme sonucunda ise CNG tanklarının dış yüzeyleri hasarlandığından valflerinin de hasarlanmış olabileceği ve fonksiyonel olarak çalışmasında problemler olabileceği şüphesi ile risk görülen tüplerin kullanılmamasına karar verildiğini, hasar ihbarını müteakip müvekkilince sigortalısına 88.487,36-TL hasar bedelinin ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olunduğunu, bu hasardan dolayı oluşan zarardan davalıların sorumlu olduklarını, rücu yazısı ile müracaat edilmişse de bir cevap verilmediğini ileri sürerek 88.487,36-TL alacağın ödeme tarihi olan 30.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsiline talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı …. Ltd. Şti. vekili, davacı tarafça delil olarak dayanılan 14.07.2015 tarihli tutanak antrepo görevlilerince tek taraflı düzenlenmiş bir belge olup gerçekliğinin ispata muhtaç olduğunu, tutanakta emtianın araçta yatar vaziyette olduğunun belirtildiğini, ancak boşaltma esnasında böyle bir durumun söz konusu olması halinde araç şoförünün de imzası ile tutanak altına alınması gerekirken şoförün tutanağı imzalamadan ayrılmasını hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki 15.07.2015 tarihli CMR belgesinde sigortalı şirket yetkilisinin emtiayı eksiksiz ve hasarsız aldığına dair imzasının bulunduğunu, bunun aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkiline ait … plaka sayılı römorkun branda renginin kırmızı olduğunu, oysa sunulan fotoğraflardaki rengin koyu yeşil olduğunu, aracın plakasını gösterir vaziyette bir fotoğrafının da bulunmadığını, bu durumda hasarın müvekkili taşıması sırasında meydana gelmediğinin açık olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı … Loj. A.Ş. vekili, müvekkilinin siparişe konu malzemeleri eksiksiz ve hasarsız şekilde teslim ettiğini, CMR belgesinde de hasara ilişkin bir çekincenin bulunmadığını, ayrıca sigortalının müvekkiline yasal sürede bildirimde bulunmadığını, teslimden itibaren yaklaşık 15 gün geçtikten sonra durumun mail ile bildirildiğini, müvekkilince hasara ilişkin tutanak istenmesine rağmen tutanak düzenlenmediğinin bildirildiğini, fotoğraf istenmesine üzerine fotoğrafların dava dışı … firmasına gönderildiğini ve bu firma tarafından fotoğrafların … plaka sayılı araca ait olmadığının bildirildiğini, daha sonra sigortalının gönderdiği mailde plakanın tutanağa yanlış yazıldığının, … plakalı araca ait hasarlı taşıma olmadığının bildirildiğini, kaldı ki ambalajlama ve yüklemenin gönderici tarafından yapılmış olmasının müvekkilinin sorumluluğunu ortadan kaldırmakta olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının sigortalısına taşınan mal hasarı nedeniyle 88.487,36.TL lik ödeme yaptığı, Polonya dan Bursa ya taşınırken emtiada hasar oluştuğu, buna ilişkin antrepo görevlisinin imzasının bulunduğu tutanak oluşturulduğu, ancak hasar yönünden fiili taşıyanın emtiayı o araçla taşıdığına yönelik açık görsel sunulamadığı, tutanakta yetkilendirilmiş gümrük müşaviri imzası olmadığı, bu durumda malın nerede , hangi aşamada ve ne sebeple hasarlandığının sabit olmadığı, dolayısıyla tutanağın mevzuata uygun tutulmuş bir tutanak olmadığı, her ne kadar bir kısım fotoğraf delil olarak eklenmiş ise de fotoğrafların hiçbirinde araç plakasının net olmadığı, araç brandalarının benzerlik taşımadığı, yani fiili taşıyanın davalı olduğunu gösterir belgenin net olmadığı, bu durumda dosyanın mevcut haliyle hasarın taşıma esnasında taşıyanın kusuruyla doğduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşıyıcının eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, emtiada meydana gelen hasarın tutanak, ekspertiz raporu ve fotoğraflar ile açıkça ispatlandığını, emtianın … plaka sayılı araçla taşındığı hususunun ispat edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Nakliyat Sigorta Poliçesi uyarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyıcılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Somut olayda; dava dışı sigortalının yurtdışından ithal ettiği bir kısım emtianın taşıma işinin davalılar nezdinde …. plaka sayılı araçla gerçekleştirildiği tarafların kabulündedir. Ne var ki davalı taraf emtianın hasarsız bir şekilde sigortalıya teslim edildiğini, hasara konu emtianın kendilerince taşınan emtia olmadığını savunmuşlardır.Öncelikle sigorta poliçesi incelendiğinde, dava konusu hasarın teminat dışı tutulduğuna dair bir hükme rastlanılmamış, ayrıca davacı tarafça temlik belgesi de sunulduğundan davacının taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır. Uluslararası kara taşımacılığından kaynaklanan uyuşmazlıkların Türk Ticaret Kanununun taşımaya ilişkin hükümlerine göre değil, uluslararası bir anlaşma olan CMR (Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyat İçin Mukavele Sözleşmesi) hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. CMR 17/1 maddesi uyarınca taşımacı yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar,bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Yine CMR 9/2 maddesi uyarınca sevk mektubunda, tasımacı tarafından beyan edilmis çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda oldugu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uydugu varsayılır. CMR’nin 30/1 maddesi uyarınca ise, alıcının taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtilen şekilde aldığına kanıt oluşturacaktır.Somut olayda, sigortalı kaşe ve imzasını taşıyan 15.07.2015 tarihli CMR senedinde, emtianın hasarlı olduğuna dair herhangi bir şerhe rastlanılmamıştır. Davacı tarafça sunulan “Tutanaktır” başlıklı belgede ise, 14.07.2015 tarihinde tescil için antrepoya alınan … plakalı araçta CNG tüplerinin araçta yatarak uygunsuzluğunun tespit edildiği, kalite kontrol edilmek üzere araçtan indirildiği belirtilmiş ise de, tutanakta araç şoförünün veya yeminli gümrük müşavirinin imzası bulunmadığından, CMR 30/1 m. anlamında bir bildirimde bulunulmadığı, dolayısıyla davacı tarafın CMR senedinde belirtilenin aksini yani emtianın hasarlı olarak teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Ne var ki davacı tarafça hasara ilişkin yalnızca emtianın araç içindeki bir kısım fotoğrafları sunulmuş ise de, fotoğraflarda araç plakası görülemediğinden, davalı tarafça taşımanın yapıldığı … plaka sayılı araca ilişkin olup olmadığı anlaşılamadığı gibi, davalı tarafça taşınan emtia olduğuna dair ayırt edici bir unsur bulunmadığından bu hususta da bir tespit yapılamamıştır. Kaldı ki, davalı … firması tarafından sunulan ve davacı tarafça açıkça itiraz edilmeyen e-posta yazışmaları incelendiğinde, sigortalı firma adına davalı … firmasına gönderilen gönderilen 24.02.2016 tarihli e-postada, hasarlı parçaların 14.07.2015 tarihinde gelen sevkiyatlarda tespit edildiği, plakalarının aşağıda belirtildiği, tutanağa yazılan plakanın sehven 15.07.2015 tarihinde gelen herhangi bir hasarlı mal taşımayan … plaka araç olduğu, dolayısıyla sigortaya konu resimler ile … plakalı aracın resimlerinin farklılık gösterdiği belirtilmiş olmakla, davalı tarafından … plaka sayılı araçla yapılan taşıma sırasında herhangi bir hasar meydana gelmediği açıkça kabul edilmiştir. Ayrıca CMR senedi 15.07.2015 tarihli olduğu halde, tutanakta 14.07.2015 tarihli teslimden söz edilmektedir. Dava dışı sigortalının tüm taşıma işinin davalılarca üstlenildiği de ileri sürülmediğine göre, davacı tarafça davalılar nezdinde yapılan taşıma sırasında hasar meydana geldiği hususu ispat edilememiştir. O halde ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/12/2019