Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/992 E. 2019/559 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/992
KARAR NO : 2019/559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2016/211 E.- 2017/956 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkili tarafından imal edilen malların davalıya satılarak teslim edildiğini, ancak fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalının şifahi olarak uyarıldığını, bunun üzerine davalının ihtarname düzenleyerek gönderdiğini ve malların ayıplı olduğunu ileri sürdüğünü, ancak ayıp iddiası iddiası doğru olmadığı gibi yasal sürede ayıp ihbarı da yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin daha önce davacıdan satın almış olduğu … nolu faturaya konu … kodlu örme kumaşın eksiksiz olarak teslim edildiğini ve müvekkili ile müvekkilinin müşterileri tarafından kullanıldığını, daha sonra davacıya aynı kod numaralı ve aynı özelliklerde yeni sipariş verildiğini ve malların dava konusu fatura ile 15.09.2015 tarihinde teslim edildiğini, bu malların müşteriye verildiğini ancak müşteri tarafından yapılan incelemede kumaşta desen-örgü hatası ve gramaj eksikliği tespit edilmesi üzerine kumaşların iade alınmasının veya iskonto yapılmasının talep edildiğini, müvekkilinin bu talebi 18.09.2015 tarihinde davacıya e-posta ile bildirdiğini, dolayısıyla kumaşların hatalı ve ayıplı olduğunu, her iki siparişe konu kumaş örnekleri incelendiğinde aynı nitelikte ve kalitede olmadığının anlaşılacağını savunarak davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı tarafından sunulan kumaş numunelerinin incelendiği, ancak dosya kapsamında taraflar arasında üzerinde anlaşılmış olan herhangi bir teknik şartnamenin olmaması nedeniyle örnek kumaşların hangi özelliklerde sipariş edildiğinin anlaşılamadığı, bu nedenle uygun olup olmadığı hakkında bir değerlendirme imkanının bulunmadığı, davaya ve takibe konu faturaya itirazın da süresinde yapılmadığı, dolayısıyla davacının faturaya konu alacağını ispat ettiği, bununla birlikte davalı 20.10.2015 tarihinde temerrüde düşürülmüş olup davacının işlemiş faiz talebinde de haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi kök ve ek raporu ile kumaşlar arasındaki belirgin farklılıklar bulunduğunun ve bu farklılıkların önemli nitelikte olduğunun tespit edildiğini ve bu durumun ayıbın varlığını ortaya koyduğunu, teknik şartname düzenlenmesinin zorunlu bir unsur olmadığını, zira her iki tarafın iradesiyle oluşturulan numune kumaşlar bulunduğunu, 2-Bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeksizin dosya içeriğine aykırı ve hatalı bir şekilde düzenlenen raporlara itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığını,3-Kumaş işlendikten sonra ortaya çıkan gizli ayıbın söz konusu olduğunu, kaldı ki malların 15.09.2015 tarihinde teslim alındığını, 18.09.2015 tarihinde e-posta ile davacıya ayıp bildiriminde bulunulduğunu, dolayısıyla ayıp bildiriminin süresinde olduğunu,4-Alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı, davacıdan daha önce satın alınan kumaşla aynı koda sahip kumaş sipariş edilmiş olmasına rağmen dava konusu faturayla birlikte teslim edilen kumaşın desen örgü boylarının siparişlerine uygun olmadığını ve gramajının eksik olduğunu, dolayısıyla ayıplı olduğunu savunmuştur. Davalı tarafça önceki siparişe konu kumaş numunesi ve dava konusu siparişe konu kumaş numuneleri sunulması üzerine konusunda uzman bilirkişilerce yapılan inceleme sonucu, davalı tarafça incelemeye sunulan her iki kumaşın sıra sıklığının farklı olması ve ayrıca ön iplik olarak kullanılan iplik yapılarının tamamen farklı olması nedeniyle kumaşların aynı kontrüksiyona sahip olmadığı, aralarında önemli farklar olduğu, bu bakımdan kullanımlarında farklı davranışlar sergilemelerinin beklendiği, kumaşlar arasında maliyet ve teknik bakımdan önemli farklılık olduğu tespit edilmiş, öte yandan dosyada taraflar arasında düzenlenen teknik şartnameye rastlanılmadığından dava konusu kumaşın siparişe uygun olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Satım sözleşmesinde öngörülen özelliklerde mal teslimi yapılmaması halinde ayıplı teslim değil, satılandan başka birşeyin teslimi (aliud teslimi) söz konusu olup; TBK 112. maddesi uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.Somut olayda davalı savunması ve bilirkişi raporundaki tespit dikkate alındığında ayıplı mal teslimi değil, aliud teslim (sözleşmede kararlaştırılandan farklı mal teslimi) iddiası mevcuttur. Ne var ki taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmadığı gibi, sipariş formu da bulunmamaktadır. Davalı tarafça sunulan ve aynı koda sahip olduğu belirtilen her iki kumaş örneği arasında yapısal farklılıklar olması, dava konusu faturaya konu kumaşın siparişe uygun özellikleri taşımadığını göstermez, zira yukarıda da belirtildiği gibi davalı tarafça belirtilen koda sahip ürünün özellikleri bilinmemektedir. O halde davacı faturaya konu alacak talebinde haklı olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Bununla birlikte alacak faturaya dayalı olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) olmakla, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 612,99- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 153,25- TL harcın mahsubu ile bakiye 459,74- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 73,50- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18.04.2019