Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/980 E. 2019/1440 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/980
KARAR NO : 2019/1440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2017
NUMARASI : 2016/783 Esas 2017/763 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/11/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının plastik ürünleri ticareti işleri ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin İstanbul 3. ATM.nin 2015/1103 Esas sayılı dosyası ile iflas erteleme talep edildiğini, tedbir kararı verildiğini,davacı şirketin … ve en büyük tedarikçisi olan davalıdan hammadde satın aldığını, satın alınan müvekkili şirkete ait olan hammaddelerin depolarında yer olmaması sebebi ile 28/11/2015 tarihli … seri numaralı irsaliyeler ile davalının deposuna kaldırıldığını, ancak bu şirket tarafından davacıya ait hammaddelerin sebebsiz verilmediğini, hammadde olmaksızın üretim yapılamadığını,davalının deposunda bulunan hammaddelerin davacı şirkete teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya geçmiş dönemlerde hammadde satışı yaptığını,davacının ödeme güçlüğü yaşadığını, müvekkili şirkete olan borcunun büyüdüğünü, borçlarını ödeyemeyen davacının emtiayı davalıya iade ettiğini, davacının borcundan mahsup edilmesi için geri iade ettiğini, sevk irsaliyelerinin ekte sunulduğunu,davacının iade faturaları göndermekten kaçındığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davacı yana ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin ekte sunulduğu, davacının iade faturaları keserek müvekkili şirkete göndermediğini, bu süreçte iflas erteleme istediğini ve bunun sonucunu beklediğini ve müvekkilini oyaladığını, açılan iflas erteleme davasında tedbir kararı verilmesi üzerine borçlarını hemen ödemeden kurtulan davacının, bu kurumu kullanarak kötü niyetli hareket etmeye başladığı, borcundan mahsup edilmek üzere iade ettiği malları sanki muhafaza için göndermiş gibi gösterilmeye çalışıldığını, hammaddelerin mahsubundan sonra bile davacının müvekkiline borcu olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; İstanbul 3 ATM’nin 2015/1103 E.sayılı iflas erteleme dosyasına sunulan kayyum raporunda belirtildiği şekilde dava konusu hammadde emtiasının haciz baskısından kurtulmak amacıyla tedbiren davalı şirkete ait depoya teslim edildiğine ilişkin davacı tarafından bir delil ve dayanak belge sunulmadığı, davalının davacıdan olan alacağına karşılık malların davacı tarafından teslimine dair irsaliyelerin düzenlendiği, 08/12/2015 tarihinde davalının 1.099.791,76- TL tutarında davacıdan alacaklı olduğunun kayıtlarında mevcut olduğu, davalı tarafından davaya konu emtianın 1.024.136,34 TL tutarında davacının borcundan düşüldüğü, davacı tarafından emtiaların davalıya emaneten verildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin yaşadığı mali zorluklardan ötürü iflas erteleme talebinde bulunarak ihtiyati tedbir kararı alındığını, davalı şirketin, müvekkiline ait ürünleri teslim etmeyerek, iyileştirme projesi doğrultusunda ticari faaliyetine devam ederek dar boğazdan çıkmaya çalışan müvekkilini zarara sokma gayretinde olduğunu, müvekkilinin satın aldığı emtiaları depolarında yer olmaması ve açıkta beklediği takdirde çalınma, bozulma gibi risklerle karşı karşıya kalma endişesinden dolayı davalının depolarında muhafaza edilmek ve istenildiğinde teslim edilmek suretiyle davalı firmaya sevk edildiğini, davalının bu durumu malın iadesi olarak algıladığını, davalının kötü niyetli olarak sevk edilen malı, şirketler arasındaki önceki bakiye borca mahsup ettiğini iddia ettiğini, kararın sadece davalı tarafın beyanlarının dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, belirterek kararın bozulmasını, düzeltilerek yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davalıdan satın alınan ve talep edildiğinde iade edilmek üzere teslim edildiği iddia olunan hammaddenin iadesi istemine ilişkindir.Davacı ve davalı arasında hammadde alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsızdır. Davacı davalıdan satın aldığı dava konusu edilen hammadde emtiasının kendi deposunda yer olmaması sebebiyle davalıya emaneten teslim ettiğini idda etmiş, davalı ise davacının kendisinden satın aldığı malların bedelini ödemediğinden malların mal bedeline karşılık olarak kendisine sevkedildiğini savunmuştur. Mal bedellerinin ödenmediği sabittir. Uyuşmazlık; davaya konu hammaddenin iade edilmek üzere davalıya emaneten teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Davaya konu 248.500 kg hammadde davalıya teslim edilmiş ,davalı tarafından malların davacı tarafından teslim alındığına dair irsaliyeler düzenlemiş, davalı 08/12/2015 tarihinde davacıdan olan alacağından davaya konu hammade bedelini mahsup etmiştir. Davacı davaya konu hammaddeyi ihtiyaçtan davalı şirkete ait depoya teslim ettiği ve talebine rağmen iade edilmediğini dosya kapsamındaki delillerle ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Mahkeme 25.07.2016 tarihli ara karar ile davaya konu hammaddenin davacıya iadesi istemine ilişkin tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı bu karara karşı İstinaf yasa yoluna başvurmadığı gibi işin esasını çözecek ve hükümle elde edilecek faydanın sağlanmasına yönelik koşulları oluşmayan tedbir talebinin yargılamanın geldiği aşamada değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf nedenlerinin tümünün HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 21/11/2019