Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/975 E. 2019/576 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/975
KARAR NO : 2019/576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2017
NUMARASI : 2015/731 E-2017/298 K.
DAVA : İtirazın iptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, dava dışı … Ltd. Şti.’nin müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Türkiye’den Azerbaycan’a gönderilmek üzere yüklemesi yapılan sigortalıya ait 25 palet güvenlik bandı emtiasının davalıların sorumluluğu altında taşındığını, 12.09.2013 tarihinde alıcı depolarına ulaşan emtianın tahliye işlemleri esnasında hasarlı olduklarının tespit edilmesi üzerine tutanak tanzim edildiğini ve emtia araç üzerinde iken hasarın fotoğraflandığını, düzenlenen ekspertiz raporu ile emtiada 13.335,03-TL hasar tespit edildiğini, poliçe kapsamında hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin bu ödeme ile sigortalının haklarına halef olduğunu, hasar bedelinden taşıma işini tam ve gereği gibi yerine getirmeyen davalıların sorumlu olduklarını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde davalıların yetkiye ve borca itiraz etmeleri üzerine davalı …. Ltd. Şti. yönünden icra dosyasının İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasına ve diğer davalı yönünden Trabzon …..İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasına tevzi olduğunu, bu icra takiplerinin ise davalıların borca itirazları üzerine durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takiplerin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı ….. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin malları gereği gibi yüklediğini ve sabitlediğini, taşınabilecek yük miktarına göre düzenlediğini ve sağlam bir şekilde alıcısına teslim ettiğini, bu hususun CMR sözleşmesi ile de sabit olduğunu, alınan ekspertiz raporunun usulüne uygun olmadığını, müvekkiline yasal sürede hasar bildiriminde de bulunulmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …Ltd. Şti. vekili, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının talebinin haklı olduğu, sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca sigortalının haklarına halef olduğu, 13.338,03 -TL hasarın tazminat ödemesi yapıldığı, davalılara yönelik talebin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyasındaki itirazının iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kendilerince her iki davalı yönünden başlatılan iki ayrı icra takibinin ayrı ayrı iptaline karar verilmesi talep edildiği halde, sadece birinin iptaline karar verildiğini belirterek hükmün bu yönden düzeltilmesini istemiştir. Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-CMR sözleşmesinde hasara ilişkin ihtirazi kayıt bulunmadığını, zira malların hasarsız olarak teslim edildiğini,2-Hükümde hangi davalı yönünde karar verildiğinin açık olmadığını, davalılar arasındaki ilişkinin de hükme bağlanmadığını, huzurdaki davanın müvekkili ile ilgisinin olmadığını, İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasına konu borçlarının olmadığını ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi raporunda teknik inceleme ve değerlendirmeye yönelik tespit olmadığını,ekspertiz raporuna aynen katılındığının yazıldığını, ne gibi bir hasarın olduğunun, hasara neyin sebep olduğunun, hasarın değerinin açıklanmadığını, ambalaj hasarının malın hasarlı olduğu anlamına gelmeyeceğini,2-Malların eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edildiğini, CMR taşıma senedinde ihtirazi kayıt bulunmadığını, davacı tarafça sunulan fotoğraflar ve ekspertiz raporu ile alacak talebinin kabulünün doğru olmadığını,3-Tutanağa imza atan sürücünün taşıyanın ifa yardımcısı veya ihbar konusunda yetkili temsilcisi olup olmadığının değerlendirilmediğini, CMR m.30 gereği yapılan bir hasar bildiriminin olmadığını,4-Mahkemenin nihai kararının tarafların yokluğunda ve gerekli ihtarat yapılmadan verildiğini, sözlü beyanların alınmadığını,5-Davacının sigortalısına yaptığı ödemeden müvekkilini haberdar etmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalı taşıyanlardan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takiplerine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir. Davalı taraf, malın yükleme ve istifleme işinin kendilerince yapıldığını, hasarsız bir biçimde alıcısına teslim edildiğini, kendilerine hasar bildirimi yapılmadığını savunmuştur. Uluslararası kara taşımacılığından kaynaklanan uyuşmazlıkların Türk Ticaret Kanununun taşımaya ilişkin hükümlerine göre değil, uluslararası bir anlaşma olan CMR (Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyat İçin Mukavele Sözleşmesi) hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.CMR 8.maddesi uyarınca taşıyanın malın kendisine teslimi sırasında malı kontrol etmesi ve var ise çekincesini sevk mektubuna yazması gerekir. Dosyada mevcut CMR senedi incelendiğinde bu yönde bir çekinceye rastlanılmamış olup, o halde davalı tarafın malı hasarsız olarak teslim aldığının kabulü gerekir.CMR 17/1 maddesi uyarınca taşımacı yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar,bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Yani kural olaral davalı taraf malı alıcısına eksiksiz ve tam olarak teslim ettiğini ispat etmelidir.CMR 30/1 maddesi uyarınca ise, alıcının taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtilen şekilde aldığına kanıt oluşturacaktır.Somut olayda, CMR senedinde malın alıcı tarafından hasarlı olarak teslim alındığına dair bir çekinceye rastlanılmamış, dosya kapsamında mevcut 12.09.2013 tarihli tutanak incelendiğinde ise, hasara ilişkin bir takım ifadeler kullanıldığı,ancak tutanakta alıcı firma depo müdürü, sayımcısı ve sorumlularının imzalarının olduğu, davalı taşıyan firmaların çalışanlarına ait bir isim veya imzanın bulunmadığı görülmüştür. Dosya kapsamında hasarın davalı tarafa yasal sürede bildirildiğine ilişkin başka bir belgeye de rastlanılmamıştır. Öte yandan CMR’nin 30. maddesinde taşıyıcı lehine düzenlenmiş karinenin aksi, her türlü kanıtla ispat edilebilir. Bu halde, ispat yükü tekrar taşıyana geçer. Davacı tarafça malın araç içerisinde dağılmış haline ilişkin fotoğraflar sunulmuştur. Dava konusu emtia baskılı plastik etikettir, ekspertiz raporunda koli içinde poşetlere sarılı vaziyette olduğu, kolinin de palet üzerinde olduğu, 1 paletin araç içinde devrilerek ambalajının ezilmiş, dağılıp saçılmış halde olduğu, bantların kasa içine dağıldığı ve birbirini ezdiği belirtilmiştir. Ezilen emtianın belirli bir markaya ait üretimde kullanılamayacağı açıktır.Bu durumda davacının hasarlı malın araç üzerindeki fotoğraflarıyla CMR 30/1 maddesindeki karinenin aksini, yani malın hasarlı olarak teslim edildiğini ispatlamış olduğunun kabulü gerekir.Bununla birlikte taraf vekillerine sözlü yargılama için süre talepleri olup olmadığı sorulmamış ve sözlü yargılamaya geçildiği belirtilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de, davalı tarafların savunmaları ve istinaf nedenleri dikkate alındığında bu hususun tek başına savunma hakkının kısıtlanması olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların sınırlı sorumluluklarına ilişkin SDR kuru üzerinden bir hesaplama yapılmamış ise de Dairemizce yapılan hesaplama sonucu, davacı tarafça talep edilen tutarın davalıların lehine olduğu anlaşılmış, öte yandan talep edilen tutar içerisinde davacı ile sigortalı arasında düzenlenen poliçede yer alan hüküm gereği ödenen %10 ilave bedelin de yer aldığı, oysa davalıların bu tutardan sorumlu olmadıkları dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılmış ve davacının talep edebileceği tutar 12.122,76-TL olarak tespit edilmiştir. Ayrıca her iki davalı hakkında yürütülen ve itiraz üzerine duran iki ayrı icra takibi olduğu ve bu davada her iki icra takibine itirazların iptalinin talep edildiği, hükmün gerekçesinde her iki davalının sorumluluğundan söz edildiği halde yalnızca bir icra takibine yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş, hüküm-gerekçe arasındaki çelişki ve infazda tereddüt oluşacak olması hususları Dairemizce resen gözetilmesi gerektiğinden bu yanlışlığın düzeltilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yasal süreden sonra yapılan istinaf başvurusunun usulden reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yasal süreden sonra yapılmış olması nedeniyle HMK.’nın 346/1 maddesi uyarınca REDDİNE,Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2017 Tarihli, 2015/731 Esas-2017/298 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASNA,”Davanın KISMEN KABULÜNE; TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK ÜZERE; a) Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazının KISMEN İPTALİNE; takibin 12.122,76- TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,b) Davalı ….Tic. Ltd. Şti.’nin Trabzon …. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazının KISMEN İPTALİNE; takibin 12.122,76- TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Alacak likit olmakla, 12.122,76- TL’nin %20’si oranındaki 2.424,55- TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 828,10- TL nispi harçtan 227,73- TL peşin nisbi harcın mahsubu ile bakiye 600,37-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 227,73-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 27,70-TL ilk masraf, 1.300- TL bilirkişi ücreti ile 168- TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.495,70- yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.359,72- TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin düşük tutarda olması nedeniyle takdiren üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar vekilleri için AAÜT uyarınca takdir olunan 1.212,27- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine .Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan peşin harç olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davalı …. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 227,80- TL peşin istinaf karar harcının ve davalı ….Ltd. Şti. tarafından yatırılan 263,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10’ar TL’nin hazineye irad kaydına,Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/04/2019