Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/973 E. 2020/118 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/973
KARAR NO : 2020/118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2017
NUMARASI : 2014/1552 Esas 2017/47 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı banka arasında imzalanan 27.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine dayanılarak 6.000.000-TL kredi kullandığını, müvekkilinin 22.11.2013 tarihinde 3.346.978,34-TL. ödeyerek kullandığı kredinin tümünü kapatmak istediğinde davalının 166.414-TL. erken kapatma cezası tahakkuk ettirdiğini, kredi kapatıldığında taraflar arasındaki sözleşmede yer almamasına rağmen % 5 oranında erken kapama cezası alındığını, diğer bankaların bu dönemde aldıkları oranın % 1.5-civarında olduğunu, kaldı ki imzalanan sözleşmede erken kapama oranının da belirtilmemiş olduğu gibi davacının bu maddeye itiraz etme ve değiştirme hakkının da bulunmadığını, BK 21. maddesine göre karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına girmesi için düzenleyenin karşı tarafa bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafında bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğunu, aksi takdirde genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağını, bu nedenle % 5 nispetindeki erken kapama ceza uygulamasının yazılmamış sayılması gerektiğini, bir an için davacının böyle bir yetkisi bulunduğu kabul edilse bile piyasa koşullarını ifade eden % 1.5 oranının üç katından fazla % 5 oranındaki tek taraflı komisyonunun kabul edilebilir olmadığını, BK 25. maddesine göre genel işlem şartlarına dürüstlük kuralarına aykırı madde konulamayacağını, bu nedenle % 5 oranında 116.209.33 -TL’nın iadesi gerektiğini beyanla, 116.209.33- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kredi taksitlerini bir süre ödedikten sonra müvekkiline başvurarak krediyi kapatmak istediğini belirtmesi üzerine bakiye meblağ ile erken kapama ücretinin hesaplarından tahsil edilmesini talep ettiğini, davacının kullandığı 4.000.000-TL’Iık ticari krediyi sözleşmedeki süreden önce kapatmak istediğinden müvekkiline 166.815.09 TL. erken kapama ücreti ödediğini, tahsil edilen ücretin hukuka uygun olması nedeniyle iadesi talebinin reddinin gerektiğini, tahsil edilen erken kapama ücretinin davacının bilgisi dahilinde olduğunu, sözleşmenin 12.3 maddesi hükümlerinin de buna cevaz verdiğini, davacının tacir olduğu ve ticari kredi kullandığını, bu denli yüksek tutarlı bir kredi ilişkisine giren her tacirin basiretli bir tacir gibi atacağı imzanın hükmünü değerlendirmesi gerektiğini, davacının erken ödeme ücreti alınacağını özgür iradesi ile kabul ettiğini, bunu 22.11.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili bankaya bildirdiğini, yani davacının % 5 erken ödeme komisyonuna hiçbir ihtirazı kayıt koymadığını, kredi işlemlerinde komisyon, ücret ve masraf talep etmenin bankanın yasal hakkı olduğunu, bunun Bankalar kanununa uygun olduğunu, kaldı ki müvekkilinin T,C. Merkez bankasına bildirdiği komisyon listesinde de kredi erken kapama ücreti olarak % 5 ücret alınacağının bildirilmiş olduğunu, genel kredi sözleşmesinin erken ödeme komisyonuna ilişkin maddesi de dahil olmak üzere tüm maddelerinin karşılıklı müzakere edilerek davacının yazılı kabul ve onayına ilişkin beyanı alınarak akdedildiğini, davacının tacir olması nedeniyle ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmesi gerektiğini, davacıdan alınan ücretin bankacılık tekniği ve teamüllerine uygun olduğu ve benzer konuda açılan davalarda alınan bilirkişi raporları ve kararların ve emsal Yargıtay kararlarının davacı talebinin mesnetsiz olduğundan reddi gerektiğini gösterdiğini beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davalı bankanın davacı şirketten tahsil ettiği komisyonun oransal olarak, piyasa ortalamaları civarında olduğu, bir başka anlatımla; uygulanan erken ödeme komisyon oranının fahiş bir oran olmadığı, ortalamalara nispetle % 0,42 gibi küçük bir oran yüksekliği mevcut ise de, bu nispette fazlalık veya noksanlığın; esas alınan bankalar oranlarına nispetle kabul edilebilir ve makul bir fark olması nedeniyle, davacı yanın davalıdan talebi mümkün bir alacağı bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; genel kredi sözleşmesinde yer almamasına rağmen tahsil edilen erken kapatma cezasına ilişkin sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, belirlenmemiş bu oranın müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığından yüksek oranda kapatma cezası ödemek veya bu yönde bir iradesi olduğundan söz edilemeyeceğini, TBK 21.maddesinde genel işlem şartlarının yürürlük denetiminin düzenlendiğini, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem şartları hakkında bilgi verilmediğini, bunların içeriğini öğrenme imkanı tanınmamışsa da bu durumda söz konusu şartların yazılmamış sayılacağını, mahkemece sunulan delillerin değerlendirilmediğini, bilirkişi incelemerinin kabulü anlamına gelmemek üzere, mahkemenin piyasa ortalaması olarak belirlenen oranları dahi dikkate almadığını, bilirkişilerce yapılan hesaplamada %0,57 nispetindeki fazla tahsilatın makul olduğunun kabulünün hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, bu oranın dahi 19.016,92-TL’lik bir fark yarattığını, bu hususun dikkate alınmamasının güçlü tarafın korunması anlamına geldiğini, MK 2’ye aykırı olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kredi sözleşmesi uyarınca tahsil edilen kredinin erken kapatılması nedeniyle ödenen erken kapama ücretinin tahsili istemine ilişkindir.6098 sayılı TBK’nın 96. maddesi uyarınca erken ifa sebebiyle kanun, sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz. TTK 20. maddesi uyarınca tacir olan bir kişi ticari işletmesi ile ilgili gördüğü iş veya hizmet için uygun bir ücret isteyebilir.Genel işlem koşulları içeren sözleşme düzenlenmesi, yasal sınırlar içinde hukuken mümkündür. TBK’nun 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda genel işlem koşulu içeren sözleşmede, dürüstlük kuralına aykırı ve karşı tarafın aleyhine olacak hükümler varsa, bu hükümler hiç yazılmamış (hükümsüz) sayılacaktır. Davaya konu genel kredi sözleşmesi erken ödeme opsiyonu olmayan bir sözleşme olup, Genel kredi sözleşmesinde erken kapama oranına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak sözleşmenin 12.3 maddesinde “müşteri işbu sözleşme uyarınca kullandığı veya kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret, kaynak kullanımı, destekleme fonu gibi sair teferruat ve ayrıca yasalarca yetkilendirilmiş mercilerce tayin edilen miktar ve oranlarda gider vergisi, sair vergi, resim ve harçları nakden ve hesaben ödemeyi taahhüt eder.” şeklinde hüküm konulmuş, bankacılık kanunu ve diğer bankalarca uygulanan teamüller gereği kullanılan kredilerde erken kapamalarda ücret alınmasına yönelik uygulamalar mevcuttur.Bankaların gelir kaynaklarından birisi de müşterilerine sunduğu krediler nedeniyle elde ettiği faizlerdir. Kredinin erken ödenmesi halinde bankanın faiz gelirlerinden mahrum olacağı, erken ifanın bankanın mali tablolarını olumsuz etkileyeceği de tartışmasızdır. Bunun yanında ticari krediler bakımından erken ifa halinde indirim talep edilmesini gerekli kılan bir düzenleme veya adet bulunmadığından esasında erken ifa hali kredi borçlusunun lehine bir durumdur. Zira borçlu ödemek zorunda olduğu faizden kurtulacak veya daha düşük faizli veya daha uygun vadeli krediyle borcunu yeniden yapılandırabilecektir.Anılan madde uyarınca bankaca erken ifa halinde erken kapama ücreti tahsil edilmesi her iki tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğundan bu haliyle genel işlem şartı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre değiştirilen 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca ilan ve yayım yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, yapılmamışsa emsal banka uygulamalarının uyuşmazlık konusu erken kapama komisyonu kesintilerde uyguladıkları oranlarda getirtilip diğer bankalarca uygulanan oranların araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 11 HD’nin 11/10/2018 tarihli 2016/12666 E-2018/6233K ..,Yargıtay 11 HD’nin 25/09/2018 tarihli 2017/276 E-2018/5662 Karar sayılı ilamları), Emsal banka uygulamalarına göre de, davalı bankaca uygulanan % 5 oranının orantılı ve taraflar arasındaki menfaati bozacak şekilde fahiş olmadığı anlaşılmakla, cari bankacılık uygulamasına göre davalı banka uygulamasının makul düzeyde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davalı bankanın davacıdan fazla tahsilatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, başvuru harcı olarak fazla yatırılan 35,90-TL’nin talebi halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 30/01/2020