Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/970 E. 2018/698 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/970
KARAR NO : 2018/698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2018/95 Esas- 2018/227 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018 ( 08/06/2018 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından tasfiye halinde …Ltd Şti hakkında alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, tasfiye halinde ….. Ltd Şti ‘nin, müvekkilinin alacağına rağmen kötü niyetli olarak ve hukuka aykırı şekilde tasfiyesinin sonlandırıldığını, borcun dayanağı olan fatura tarihlerinin 10/10/2016 ve 15/03/2017 olduğunu, ilgili şirketin tasfiyesinin sonlandırılması nedeniyle icra dosyasından tebligatın yapılamadığını belirterek, tasfiye halinde … ‘nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce TTK.’nun 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğunun tasfiye memurunda olduğunu, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını, müvekkilinin yasal hasım
olması nedeniyle müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı tasfiye memuru vekilince davaya cevap dilekçesi verilmediği ancak davalı tasfiye memurunun duruşmaya katılarak ;icra takibinin tasfiye başlatıldıktan sonra başlatıldığı, ilanların usulune uygun yapıldığı alacak kaydı yaptırılmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, alacaklı davacı şirketin TTK.’nun 547. maddesine göre, ek tasfiye için şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu,İst. … İcra Dairesinin …. esas nolu icra dosyasında ve takibe itiraz edilmesi halinde açılacak itirazın iptali davasında taraf teşkili sağlanması ve hükmün infazı ile sınırlı olmak üzere, İst. Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil no ile kayıtlı Tasfiye Halinde… Şirketinin ihyasına ve önceki tasfiye memuru …’ün tasfiye memuru olarak atanmasına ,kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, kararın esas yönünden usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle kararın onanmasını, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet verenin davalı tasfiye memuru olduğu halde dava masraflarının müvekkili üzerine bırakılmasının müvekkilinin mağduriyetini bir kez daha arttırdığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi’nin şirketin ihyası yönünden verilen usul ve yasaya uygun kararının onanmasını, sadece yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf davalı tasfiye memuruna yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bu yönüyle bozulmasını, aksi kanaat olması durumunda talepleri doğrultusunda düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın kabulune ilişkin hüküm davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesi sebebiyle davacı vekili tarafından istinaf önüne getirilmiştir.
HMK 326/1 maddesinde kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Sicilden getirtilen kayıtlara göre şirket 30.5.2017 tarihinde tasfiyeye girmiş olup ;4.1.2018 tarihinde tasfiye sonu tescilinin yapıldığı ,2016 yılı 5.ay,2017 yılı 3.ay itibariyle takibe dayanak faturalar düzenlenmiş olup faturaların şirket tasfiyeye girmeden evvel düzenlendiği ; fatura bedelleri varsa ödenmek üzere ,açılan icra takibi nedeniyle şirketin ek tasfiyesi zorunlu olmuştur.İcra takibinin terkinden sonra açılması da eksik yapılan tasfiyeden dolayı sorumluluğu ortadan kaldırmayacaktır. Zira varsa davacıya borç ödenmeden tasfiyenin usulune uygun tamamlandığından söz edilemeyecektir.
Davalılardan ticaret sicili yasal hasım konumunda olduğundan sicil aleyhine yargılama giderine hükmedilmemiş olup,esasen hüküm bu kısım nedeniyle de istinaf edilmemiştir.
Tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı tasfiye memuru aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargı gideri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/95 Esas-2018/227 karar sayılı hükmün yargı giderine ilişkin 3. bendinin (“Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,” ilişkin kısmın) HMK 353/b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“2.180- TL maktu vekalet ücreti ile davacı tarafça yapılan 205,50- TL tebligat ve posta giderinden ibaret yargı giderinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya ÖDENMESİNE”,
Davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Kararın bir örneğinin taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/06/2018