Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/961 E. 2019/534 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/961
KARAR NO : 2019/534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
NUMARASI : 2016/332 Esas-2018/252 Karar
DAVA : İtirazın İptali ( Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mala karşılık düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının lehine delil vasfını haiz olan ticari defter kayıtlarına göre 4.166,72-TL alacaklı olduğu, davacının bakiye alacağının davalıya 2015 yılında yapmış olduğu mal satışından kaynaklandığı, tarafların 2015 yılına ilişkin vergi kayıtlarının ise örtüşüyor olduğu, dolayısıyla davalının itirazında haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili kayıtlarına göre davacıya borcun olmadığını, davacının mal teslimini ispat etmesi gerektiğini, bunun için irsaliyelerin irdelenmesi gerektiğini, ancak irsaliyelerdeki isimlerin ve imzaların da alacağın varlığını ispatlayamadığını, SGK kayıtlarının da celbinin gerektiğini,2-Bilirkişi raporunda faturaların davacı tarafça vergi olarak bildirilmemiş olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafından vergi olarak bildirilmiş olmasının davacının mal teslimi ispat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, zira taraflar arasındaki ilişkide mal teslim edilmeden de fatura tanzim edilmiş olabaileceğini, teamül gereği müvekkiline gönderilen faturaların kayıtlarına işlendiğini, son olarak gönderilen fatura konusu malların teslim edilmemesi nedeniyle borca itiraz edildiğini, 3.468,88-TL bedelli faturanın ticari teamüllere göre tebliğ edilmediğini, 3-Alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Bununla birlikte, ilk derece mahkemesince yapılan ihtara rağmen inceleme günü davalı ticari defterlerini sunmamış, davacı ticari defterleri ve dayanak belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 4.166,72-TL alacaklı olduğu, taraflar arasında 2012 yılından beri ticari ilişki bulunduğu, 02.10.2014 itibariyle davacının alacak bakiyesi olmadığı, alacak bakiyesini 09.10.2014-22.05.2015 tarihleri arasındaki fatura ve ödemelerin oluşturduğu, taraflarca 2015 yılı vergi kayıtlarına göre 2015 yılında sınırı geçen tutarları kapsamak üzere karşılıklı olarak ve aynı miktarlarda beyanda bulunulduğu, her iki tarafça da 2015 Şubat döneminde beyan yapılmamış olup bu aya ilişkin faturaların yasal sınırın altında olduğu, davalının davacı rakamları ile örtüşüyor şekilde davacıdan aldığı malları beyan etmiş olmasının bu faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olduğunu gösterdiği tespit edilmiş olup, davalı tarafça yasal sürede rapora itiraz edilmediği gibi, 04.12.2017 tarihli duruşmada davalı vekili rapora karşı bir diyecekleri olmadığını beyan etmiştir. Kural olarak malın teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Davacı tarafça dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin önemli bir bölümünün de imzasız olduğu görülmüştür.Ne var ki davalı taraf yukarıda belirtilen tespitleri içeren bilirkişi raporuna bir diyecekleri olmadığını belirtmiş olmakla rapordaki bu tespitleri kabul etmiş sayılmalıdır. Kaldı ki istinaf dilekçesinde de faturaların vergi olarak bildirilmiş ve teamül gereği kayıtlarına işlenmiş olduğunun kabul edildiği, bir faturaya konu malın teslim edilmediğinden söz edilmişse de bu faturaya ilişkin açık bir bilgi de verilmediği görülmüştür. Bir faturanın alıcı tarafça fatura dönemine ilişkin BA formunda vergi olarak bildirilmiş olması veya ticari defterlerine kaydedilmiş olması halinde, faturaya konu malın davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 19.HD.’nin 10/04/2017 tarihli 2016/7490 E., 2017/2932 K.sayılı emsal kararı). O halde davacının alacaklı olduğu tespitini içeren raporu kabul eden, davacı tarafından gönderilen faturaları vergi olarak bildirdiğini ve kayıtlarına işlediğini belirten, hangi faturaya konu malın teslim edilmediği yönünde açık bir bilgi de vermeyen davalının icra takibine itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Bununla birlikte, dava konusu alacak faturaya dayalı olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 284,62- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 71,15- TL harcın mahsubu ile bakiye 213,47- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/04/2019