Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/960 E. 2019/1385 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/960
KARAR NO : 2019/1385
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2017/51 Esas 2018/408 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 13.07.2016 tarihli franchising sözleşmesi imzalandığı, müzakere aşamasında davalı şirketçe faaliyet alanı belirlenmediğini, sözleşmenin kurulmasının ardından müvekkilinin kullanımına uygun yer tahsis edileceğinin bildirildiğini, sözleşmede de faaliyetin gösterileceği adresin boş bırakıldığını, sözleşmeden sonra müvekkilinin kendisine tanınan haklar başlıklar altında belirtilen isim hakkı, öğretim hizmetleri ve benzeri maddeler kapsamında kararlaştırılan 15.000-euro yatırım bedeli karşılığı 48.053-TL’yi 14.07.2016 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediğini, imza tarihinden 3 ay sonra şirket yetkilisi ile yer temini konusunda görüşmeler gerçekleştirildiğini, davalı yetkililerinin kendilerine Ankara’da bulunan … Çarşıdaki dükkanlar ile görüşmeye başladığı, yakın zamanda yerin kiralanacağını bildirildiğini, buna rağmen yerin temin edilmediğini, sözleşme üzerinden uzun süre geçmesine rağmen yer belirlenmediğinden müvekkilinin 30.11.2016 tarihinde sözleşmeyi feshederek ödediği bedelin iadesini talep ettiğini, davalının cevabi ihtarında cezai şart talebinde bulunduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçtiklerini, davalının takibe vaki itiraz ettiğini itirazın iptaline, takibin devamına,%20’den az olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı-karşı davacı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu, ancak müvekkilinin edimleri arasında yer temini bulunmadığı, sözleşme öncesi müzakerelerde yerin davacı tarafından temin edilebileceğinin kararlaştırıldığı ,davacının sözleşmeyi … AVM.’de kiralanacak dükkan için imzaladığını, bunun üzerine müvekkilinin davacı adına belirtilen AVM yetkilileri ile görüştüklerini, görüşme nedeninin ise AVM yetkililerinin doğrudan marka sahipleri ile muhatap olmasından kaynaklandığını, bu süreçte davacının teklifini değiştirerek … AVM ve …. Bayiliğini devralmak istediğini bildirdiğini, fesihin haksız olduğunu, ileri sürerek şimdilik 5.000-euro ceza şart bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;13.07.2016 tarihli sözleşmede davacının franchise olarak davalıya ait markayı kullanarak kuru temizleme dükkanı açmaları konusunda anlaşmaya varıldığı, davacının 14.07.2016 tarihinde 48.483,50-TL yatırım bedelini davalıya ödediği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede faaliyet adresinin boş bırakıldığı, sözleşmede yer teminin kime ait olduğu konusunda bir hüküm bulunmadığı, ancak, sözleşme sonrası taraflar arasında yapılan yazışmalarda davalı şirketin yer kiralama ile ilgili dava dışı şirketler ile görüşmeler yaptığı,yer temininin davalı tarafından üstlenildiği sonucuna varıldığı, yer temin edilmemesi üzerine davacının 30.11.2011 tarihli ihtar ile sözleşmeyi feshettiği, niteliği gereği akit taraflar arasında uzun süreli sözleşme ilişkisi kuran bu tür sözleşmelerde güven duygusunun önemli olduğu, davalı tarafın, kendisine ait edimi makul süre içerisinde yerine getirmediğinden sözleşmeyi haklı şekilde feshettiği gerekçesiyle ödenen bedeli istirdatına; karşı davada davacı feshi yerinde olduğundan davalı-karşı davacının cezai şart alacağının bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, takip konusu alacak yargılamayı gerektirip likit olmadığından asıl davada icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davalı-karşı davacı vekili;müvekkilinin yer temin yükümlülüğünün olduğu hiçbir madde olmadığını, aksine davacının yer temin etme yükümlülüğünün olduğunu ve bu yerin müvekkilinin kabulüne sunması gerektiğinin sözleşmenin “Tanımlar” başlıklı bölümünün “Üretim Mağazası” kısmında yazılı ifadelerden açıkça ortaya çıktığını,davacının ilk olarak Ankara’da … AVM’de bir bayilik açmak istediğini,sözleşme imzalandıktan sonra davacının … AVM’de bayilik açmak isteğini müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin davacı adına görüşmelerde bulunarak davacıyı da bilgilendirdiğini,daha sonra davacının teklifini değiştirerek … AVM ve Ümitköy Bayiliğini devralmak istediğini ilettiğini, Whatsapp yazışmaları dikkatlice okunduğunda bayiliğin nerede açılacağının tamamen davacının isteğine göre şekillendiğini, sözleşmeyi fesih gerekçesinin haksız olduğunu,davacının haksız feshi göz önüne alındığında hizmet kullanım bedelini geri isteyemeyeceği,davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranışı nedeniyle 5.j maddesinin 2. cümlesine göre karşı davalınn 50.000-euro cezai şart talep etme hakkının doğduğunu, bu nedenlerle asıl davanın reddine,karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.2-Davacı-karşı davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; alacağın likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatının reddine karar verildiğini, somut olayda alacağın 15.000-euro olarak belirtildiğini,alacağın likit olması nedeniyle kararının icra inkar tazminatına yönünden kaldırılarak icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava,taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin yatırılan hizmet bedelinin iadesi istemine ilişkin icra takibine itirazın iptali ,karşı dava ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart bedeli tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında davacının franchise, davalının franchisor olduğu 13.07.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığı ,bu sözleşme uyarınca davacı-karşı davalının 14.07.2016 tarihinde 48.840-TL yi yatırım bedeli açıklaması ile davalı adına bankaya yatırdığı hususu ihtilafsızdır.Uyuşmazlık; Taraflar arasında ihtilafsız olan franchise sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği ,davacını ödediği yatırım bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle iadesini talep edip edemeyeceği ve karşı dava yönünden ise davalının davacıdan cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede faaliyet adresi boş bırakılmıştır. Sözleşmede yer teminin kime ait olduğu konusunda bir açıklama bulunmamaktadır. Ancak, tarafların kabulünde olduğu üzere sözleşme sonrası taraflar arasında yapılan ve taraflarca dosyaya sunulan yazışmalardan; davalı şirketin yer kiralama ile ilgili dava dışı şirketler ile görüşme yaptığı yazışma içeriğinde yer temini ediminin davalı şirket tarafından üstlenildiği anlaşılmıştır. Uzun süreli sözleşme ilişkisi kuran bu tür sözleşmelerde güven duygusunun önemi büyüktür. Davalı taraf, kendisine ait edimi makul süre içerisinde yer temini edimini yerine getirmediğinden, davacı tarafından sözleşmenin feshi haklı görülmüştür.TBK 125/3. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimlerin iadesini talep edebilirler. Sözleşmenin ifasına başlanmadan haklı nedenle feshedilmesine göre davacı tarafından davalıya yatırım bedeli olarak ödenen bedelin iadesi koşulları oluştuğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ödenen bedelin iadesine karar verilmesinde ve davacının haklı nedenle feshettigi sözleşme nedeniyle cezai şart ödeme sorumluluğu bulunmadığından şartları oluşmayan cezai şarta ilişkin karşı davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış ve davalı -karşı davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştirAncak İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise, başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gereklidir.(YHGK. 14/07/2010 gün ve 2010/19-376 Esas 397 Karar sayılı ilamı).Somut olayda icra takibine konu davacının banka aracılığıyla davalıya ödediği bedelin iadesini istemine ilişkin alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazmiantına hükmedilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bununla birlikte dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve takibe konu alacak likit olduğundan İİK67/2 gereği kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2018 Tarih 2017/51 Esas 2018/408 Karar sayılı asıl davaya ilişkin hükmün icra inkar tazminatına ilişkin 2. bendinin, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Alacak likit bulunduğundan kabul edilen 48.654,36- TL alacağın %20’si oranındaki 9.730,87- TL icra inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacıya verilmesine,”Asıl dava yönünden alınması gereken 3.323,57-TL istinaf karar harcından davalı-karşı davacı tarafından peşin yatırılan 683,74- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.639,83- TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Karşı dava yönünden alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davalı-karşı davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı-karşı davalı tarafından eksik yatırılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf kanun yoluna başvuran davalı-karşı davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı-karşı davalı gider avansından karşılanan 33-TL posta masrafının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/11/2019