Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/949 E. 2019/1388 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/949
KARAR NO : 2019/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI : 2014/1118 Esas 2018/168 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından 15/04/2013 tarihli personel taşımacılığı servis sözleşmesi ile 13/05/2014 tarihine kadar dava dışı … A.Ş. çalışanlarının servis hizmetinin üstlenildiğini, bu işin bir kısmının yürütülmesi için davalı ile alt taşıma-yüklenicilik sözleşmesi yapıldığını, tarafların yükümlülükleri devam ederken, davalının alt taşıma sözleşmesine aykırı bir şekilde kendi adına ve hesabına doğrudan … A.Ş. ile sözleşme yaparak işi üstlendiğini, taraflar arasında sözleşmenin 6.5.maddesine aykırı bir şekilde davalının sözleşmeyi ihlal ettiğini, durumun tespiti halinde tahsil edilmiş 3 aylık hak ediş kadar cezai şart sorumluluğu olduğunu,sözleşmeye aykırılık sebebi ile hesaplanacak cezai şart bedelinin tespiti ile işleyecek faizi ile birlikte tahsili dava edilmiş, şimdilik 1.000- TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/11/2017 tarihli ıslah dilekçesinde; dava değerlerini bilirkişi raporunda hesaplanan 16.558,-TL’ye artırdıklarını belirterek işbu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı … firması ile 15.04.2013-15.04.2014 tarihleri arasında dava dışı .. A.Ş.’ye servis hizmeti vermek hususunda anlaştığını,Belediye tarafından verilen servis yetkisinin boşa düşmemesi için ve kaçak duruma düşmemek için talepte bulunmasına karşın, davacının süre uzatımı ve sözleşme yenileme yapmadığını, bunun üzerine 13.05.2014 tarihine kadar kaçak-belgesiz de olsa taşımaya devam etmek durumunda kalındığını, davacının sözleşme süresi dolduğunda davacının kendisine … A.Ş.’ne servis hizmeti vermemesi gerektiğini, yoksa 2,5 aylık ücretini keseceklerini bildirdiğini, 2007 yılından bu yana … hizmet veren davalının …’ya hizmet vermeye devam ettiğini, sözleşmeye aykırı davranmadığını, içerde kalan ücretlerini de icra yoluyla aldığını ve ibraname düzenlendiğini, iş bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; TTK m. 103 ve TTK m.123 hükümleri göz önüne alınarak her iki tarafın tacir olduğu ve serbest iradeleri ile sözleşme serbestisi kapsamında rekabet yasağı sözleşmesi geçerli olduğundan, davalının rekabet yasağına aykırılığı sözleşme süresi dolduktan sonra davalının davacı yerine işi kendi adına ve hesabına üstlendiği, davacı hesabına yapılan taşıma süre bitimi ile kendi adına devam ettiği, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ve davalı tarafça itiraz edilmeyen, son 3 ayda düzenlenen faturalar toplamı 16.558-TL miktar cezai şarttan davalının sorumlu olduğu, her iki tarafın tacir olduğu gözetildiğinde, davalının da taşıma alanında ticari işletme işlettiği değerlendirilerek cezai şartın TTK m.22 gereği tenkisi talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmede cezai şart ihtiva eden maddenin bulunduğu sayfanın müvekkili tarafından imzalanmadığını, sözleşmenin kaç sayfa olduğu ile ilgili herhangi bir ifade bulunmadığını, sözleşmenin davacı yetkililerince imzalanmadığını, TTKnun acentelik hükümlerine göre yasal şartları taşımadığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının davalıya ayrı bir ivaz ödemesinin yasanın emredici hükmü ise davacının müvekkili davalıya ödemiş olduğu herhangi bir ivazın mevcut olmadığını, kabul anlamına gelmemekle kaydıyla; sözleşmede “durumun tespit edilmesi halinde tedarikçi sözleşme süresinde almış olduğu 3 aylık hak edişi kadar cezai şartla sorumlu tutulacağını kabul eder.” demekte ise de mahkemenin müvekkilinin bilirkişi raporunda hesap edildiği üzere son 3 aylık hak edişi üzerinden hesap yaptığını, oysa sözleşmede son 3 aylık hak ediş tutarında bir miktarın ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.Davalının sözleşme süresinin sonunda sözleşmede öngörülen 4 aylık süre dolmadan 13.05.2014 tarihinde davalının davacı-üst yüklenicinin yerine isi alarak,servis taşıma işini üstlendiği ve işi görmeye devam ettiği hususu ihtilafsızdır.Uyuşmazlık; Taraflar arasında yazılı personel taşıma sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, davalının sözleşmede öngörülen rekabet yasağını ihlal edip etmediği ve sözleşmede öngörülen cezai şartın talebi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Taşıma sözleşmelerinin geçerliliği için şekil şartı öngörülmemiştir. Şekle tabi olmayan taşıma sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması husus geçerlilik koşulu olmayıp ancak ispat aracıdır. İcap ve kabulle dahi taşıma sözleşmesi kurulabilir. (Y.11.H.D.13/02/2017 tarih 2015/12657esas-2017/750 karar sayılı ilamı )Somut olayda davalı tarafından son sayfası imzalanan 15.04.2013 tarihli personel taşıma sözleşmesi altındaki imza davalı tarafından inkar edilmemektedir. Ticari iş niteliğindeki taşıma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olmadığı gibi tarafların sözleşmenin her sayfasını imzalaması gerektiği yönünde yasal bir zorunluluk da bulunmamaktadır.Taraflar arasında yazılı taşıma sözleşmesi kurulduğu anlaşılmakla davalı vekilinin taraflar arasında cezai şart ödemesini kararlaştıran yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Acente ;TTK 102 maddesi uyarınca sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimsedir. Somut olayda taraflar arasında ticari ilişki taşıma işi nedeniyle asıl/alt işverenlik olup, acentelik ilişkisi niteliğinde değildir.Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı işveren, davalı ise araç sahibi olan yüklenicidir ve yüklenici bu sözleşmeyle kendi aracı ile … Sigorta firma personelinin Kartal güzergahı taşıması işini üstlenmiş ve sözleşme süresinin sona ermesinden sonra sözleşmenin yenilenmemesi halinde yüklenicinin aynı işverenle çalışmak istememesi durumunda haksız rekabete sebebiyet vermemesi için 4 ay süreyle davalının taşıma işini yaptığı firmada kendi namına veya bir başka taşımacı firma namına işe başlamayacağı kararlaştırılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 55. maddesine göre de iş şartlarına uymamak, özellikle kanun veya sözleşme ile rakiplere de yüklenmiş olan olağan iş şartlarına uymamanın haksız rekabet oluşturacağı da gözetildiğinde davalının, davacı vasıtasıyla aldığı bir işi davacıyı devreden çıkararak üstlenmesini engellemeye yönelik olması, davalının taşıma yapmayacağı güzergahın belirli olması, bu güzergah dışında davalının çalışmasını engelleyecek bir hüküm içermemesi ve 4 ay süreyle sınırlı olarak geçerli olması değerlendirildiğinde; taraflar arasında sözleşme serbestisi kapsamında haksız rekabeti önlemeye yönelik olarak düzenlenen cezai şartın geçerli olduğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.(Yargıtay 11.H.D 25.03.2019 tarih ve 2018/183 esas-2019/2223 karar sayılı ilamı)Davalı sözleşme süresi dolduktan sonra sözleşmede öngörülen 4 aylık süre beklenmeden, davacı hesabına yapılan taşıma süresi bitimi ile aynı taşıma işine kendi hesabına devam ederek rekabet yasağını ihlal etmiştir. Buna göre , davalı tarafça itiraz edilmeyen davacı tarafından düzenlenen faturalara göre hesaplanan 3 aylık hak ediş miktarı 16.558- TL cezai şarttan davalı sorumlu olacaktır.Hesaplanan cezai şart miktarı davalının ekonomik mahvına yol açacak miktarda olmayıp tenkisine gerek bulunmadığı ve davacının lehine kararlaştırılan cezai şart bedeli bakımından davalının da taşımacılık alanında ticari işletme işlettiği değerlendirilerek cezai şartın TTK m.22 gereği indirilmesi talep edilemeyeceği sonucuna varılmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak;davalı vekilinin istinaf nedenlerinin tümünün HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalıdan alınması gereken 1.131,08- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 282,72- TL harcın mahsubu ile bakiye 848,36- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/11/2019