Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/946 E. 2019/532 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/946
KARAR NO : 2019/532
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017
NUMARASI : 2013/23 E.- 2017/1088 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi aksine davacıdan alacaklı olduğunu, ayrıca müvekkili hakkında açılan iflas erteleme davasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile müvekkili hakkındaki icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek davanın reddini ve %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın davalı tarafın çek iadesi kaydı ve fatura kaydı ve davacının 2 adet fatura kaydından kaynaklandığı, ödenmeyen çek bedeli 50.000- TL’nin ve davacı tarafından kesilip davalı defterlerinde görülmeyen 2 adet fatura bedeli 23.851,37 TL’nin tenzilinin gerektiği, buna göre davacının 19.238,32 TL alacağının bulunduğu, 3.980,50- TL işlemiş faiz talebinin de haklı olduğu, bununla birlikte icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazın 19.238,32- TL asıl alacak ve 3.980,50- TL faiz olmak üzere toplam 23.218,82- TL üzerinden iptali ile takibin devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dava konusu 4 adet faturaya konu malın davalıya satılıp teslim edildiğini, davalının faturaların içeriğine veya malın teslim edilmediği yönünde itiraz etmediğini, sadece borçlu olmadığı ve iflas erteleme kararı alındığı yönünde itiraz ettiğini, borcu ödediğine ilişkin belge de sunmadığını,2-Bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda hatalı olarak … nolu 29.09.2006 tarihli çek ve ikamesi … nolu 20.10.2006 tarihli çekin ödenmemiş olduğundan bahisle 50.000-TL tutarın müvekkili alacağından tanzilinin doğru olmadığını, çek ödeme aracı olup bu çekin davalı kayıtlarına işlendiği görüldükten sonra ödemenin yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini, tenzil edilebilmesi için müvekkiline iade edildiğinin ispatının gerektiğini, davalı tarafından 3.kişilere verilip verilmediğinin tespitinin gerektiğini, davalı elindeki çek her zaman tahsil edilebileceğinden çekin tahsilatının yapılarak bankaya iade edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, 3-Yine raporda … nolu ve … nolu toplam 23.851,37 TL bedelli faturaların müvekkili alacağından tanzil edildiğini, ancak davalının faturaların tebliğ edilmediği veya malın teslim edilmediği yönünde itirazının olmadığını,4-İcra inkar tazminatı taleplerinin reddinin de doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, takibe konu faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, faturalara ilişkin borcunun olmadığını, aksine davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur.Davalı hakkında Kadıköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/244 Esas sayılı dosyasında görülen iflas erteleme davasında 25.04.2006 tarihinde davalı hakkında yapılmış ve yapılacak icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, iş bu davada da uzun bir süre söz konusu iflas erteleme davasının sonuçlanmasının beklenildiği, daha sonra bu ara karardan dönüldüğü görülmüştür. Oysa iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması ve icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı ya da iflas erteleme kararı verilmesi infaza ilişkindir, ihtiyati tedbir ya da iflas erteleme kararı verilmesi borçlu davalı hakkında itirazın iptali davası açılmasına veya açılan davanın yürütülmesine engel teşkil etmeyeceğinden mahkemece bekletici mesele ara kararından dönülüp işin esasının incelenerek karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 05/10/2015 tarihli 2015/383 E., 2015/11988 K. sayılı emsal kararı). Öte yandan İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları, dayanağı olan takiple sıkı sıkıya bağlıdır. Somut olayda takip dayanağı olarak 4 adet fatura gösterildiği halde taraflar arasındaki tüm cari hesap ilişkisinin değerlendirme konusu yapılmış olması usul ve yasaya aykırıdır(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/12/2018 tarihli 2018/3125 E., 2018/6553 K. sayılı emsal kararı). Bu durumda mahkemece yalnızca takibe konu faturaların ve faturalara ilişkin davalı ödemelerinin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bilirkişi raporuna ekli davalı muavin defter dökümü ve davacı cari hesap ekstresi incelendiğinde, dava konusu … ve … nolu 2 adet faturanın davalı defterlerine kaydından sonra herhangi bir davalı ödemesi olmadığı,ayrıca davacının başka bir faturasının da kaydedilmediği, ancak davalı faturaları ile bu faturalara ilişkin davacı çek ödemeleri ve çek iadelerinin kaydedildiği görülmüştür. Cari hesap ilişkisinde davalının kendisinin düzenlediği faturalar ve bu faturalara ilişkin olarak yapılan ödemelerle(davacı çek ödemeleri de dahil) ilgili bir alacak talebi var ise bunu iş bu davada takas-mahsup talebi konusu yapabileceği gibi ayrı bir dava konusu yapması da mümkündür. Davalının takas-mahsup talebi olmadığına göre davalı faturaları ve buna karşılık yapılan davacı ödemeleri bu davada inceleme konusu yapılamaz.Takip konusu 784888 nolu 30.09.2006 tarihli 36.070,08 TL bedelli ve … nolu 30.09.2006 tarihli 36.419,89 TL bedelli davacı faturaları davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan, bu faturalara konu malların davalıya tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlık konusu olan … nolu 19.09.2006 tarihli 5.711,47 TL bedelli ve 784815 nolu 19.08.2006 tarihli 18.139,90 TL bedelli faturalara gelince; bilirkişi raporu ekleri incelendiğinde, faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin dosyada mevcut olduğu, … nolu faturaya ilişkin düzenlenen … nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, … nolu faturaya ilişkin düzenlenen …. nolu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında ise bir araç plaka numarası ile … ismi ve bu şahsa atfen imza bulunduğu görülmüştür.Davacı vekili de rapora itiraz dilekçesinde bu sevk irsaliyesinden söz ederek ek rapor alınmasını talep etmiş, ancak ilk derece mahkemesince bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda … nolu faturaya konu alacağın ispatı sağlanamamış ise de, … nolu faturaya konu alacağın ispatı için … nolu sevk irsaliyesi üzerinde durulması gerekir. O halde ilk derece mahkemesince bu sevk irsaliyesi davalı tarafa gösterilerek kabullerinde olup olmadığının sorulması, açık bir beyanda bulunulmaması halinde davalı şirket yetkilisinin isticvabı, irsaliyenin kabul edilmemesi halinde kabul edilmeme nedenine göre gerekirse o tarihteki davalı şirket çalışanlarının kayıtlarının getirtilmesi veya imza inkarı olması halinde imza incelemesi yaptırılması ve yukarıda belirtilen hususlar da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.İlk derece mahkemesinin kabulüne göre ise, takibe konu alacağın likit(bilinebilir,belirlenebilir) olduğu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebin reddi de doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2017 Tarih 2013/23 Esas 2017/1088 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 11.04.2019