Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/945 E. 2019/428 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/945
KARAR NO : 2019/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
NUMARASI : 2016/345 E.-2018/81 K.
DAVA : Sözleşmeden Dönme(Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/03/2019
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, davalı tarafça 03.11.2014 tarihli teklif mektubuyla satışı vaat edilen “…” isimli programın, “….” ve “…”’nun 24.12.2014 tarihinde 12.980-TL’ye satıldığını, ancak davalının programın çalışması için gerekli içeriği kurmamış olması nedeniyle müvekkilinin yazılımı kullanamadığını, ayrıca davalı tarafından müvekkiline satılan “…” ve “…”’nun teslim edilmediğini, davalının edimini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin büyük iş kayıplarına uğradığını, sözleşmenin yapılmasındaki amacın yok olduğunu, bu nedenle söz konusu donanımların müvekkiline teslim edilmesinin bir yararının da kalmadığını, davalıya ödenen tutarın iade edilmesinin ihtar edildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini ileri sürerek müvekkilince ödenen 12.980-TL’nin ödeme tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli borçlar için uyguladığı faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının teslimden yaklaşık 1 yıl sonra üründen umulan faydanın sağlanamadığı yönündeki iddiasının haklı görülemeyeceğini, programın müvekkili tarafından kurulmaması nedeniyle kullanılamadığı iddiasının haksız olduğunu, zira programın çalışması için gereken içeriğin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgili linkindeki belirtilen işlemlerin yapılması olduğunu, müvekkilinin davacının istediği doğrultusunda programı hazırlayarak edimini yerine getirdiğini, hatta davacı tarafça yapılması gereken işlemlerde dahi yardımcı olduğunu, program hazırlandıktan sonra davacının yapısal değişiklik taleplerini de karşıladığını, yine iyiniyetli olarak programın kurulmasından sonra çalıştırılmasına yönelik veri giriş hizmeti verdiğini, bu süreçte programın çalışmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, teklif uyarınca ücretsiz olarak verilmesi taahhüt edilen barkod okuyucu ve yazıcının da davacıya teslim edildiğini ancak faturaya sehven yazılmadığını, kaldı ki davacıya satılan yazılımın çalışması için barkod okuyucu ve yazıcıya ihtiyaç olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sözleşmeye konu edilen program, barkod yazıcı ve barkod okuyucunun 12.890,00 TL’ye davacıya satıldığı, bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmeye göre gizli bir ayıbın söz konusu olmadığı, teslim tarihinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yapılan sözleşmeden dönme bildiriminin TTK 23/1 ve TBK 223/f-2 maddesi gereğince ayıp ihbarı sayılamayacağı, sözleşmeden dönme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme gereği teslimi gereken“…” ve “…”’nun teslim edilmediğini, olayda ayıp iddialarının bulunmadığını, davalı ifasının sözleşmeye uygun olmadığını, TBK m.112 uyarınca davalının ifa edememede kusursuzluğunu ispat etmesi gerektiğini, ihtarname tebliğ edilememiş ise de davanın açılması ile m.117 uyarınca temerrüt oluştuğunun kabulünün gerektiğini, m.123 uyarınca temerrüt halinde ifa için uygun süre verilir ise de m.124/1 uyarınca süre verilmesine gerek olmadığını, zira borcun ifasının müvekkili için yararsız kaldığını, m.125 uyarınca sözleşmeden dönme haklarının mevcut olduğunu ve bu hak ihtarname ile kullanılamamış olsa da bu dava ile kullanıldığını ve zararın giderilmesinin talep edildiğini, mahkemece eksik inceleme sonucu hatalı değerlendirme yapıldığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesine aykırılık iddiasıyla sözleşmeden dönme ve ödenen mal bedelinin iadesi istemine ilişkindir.Davacı, davalıdan satın alınan “…” isimli programın teslim edildiğini, ancak “…” ve “…”’nun teslim edilmediğini, ayrıca davalının programın çalışması için gerekli içeriği kurmamış olması nedeniyle müvekkilinin yazılımı kullanamadığını, artık ifanın da kendisi için yararsız olduğunu ileri sürmüş, davalı ise satışa konu tüm ürünlerin davacıya teslim edildiğini, ancak faturada sehven sadece yazılımdan söz edildiğini, ayrıca kendisinin programın kurulumuna ilişkin bir yükümlülüğünün bulunmadığını, kaldı ki yükümlülüğü olmamasına rağmen program kurulumundan sonra çalıştırılmasına yönelik veri giriş hizmetinin dahi ücretsiz verildiğini savunmuştur.Davacının iddiası satılan ürünün ayıplı olduğu değil, davalı ediminin sözleşmeye uygun ifa edilmediği yönündedir. Davacı, davalı tarafça kurulum yapılmadığını ileri sürmüş ise de sözleşmede davalının kuruluma ilişkin bir yükümlülüğü olduğu yönünde hükme rastlanılmadığı gibi davacı da bu yönde bir delil sunmamıştır. Öte yandan davacının, satışa konu barkod yazıcı ve okuyucunun teslim edilmediği yönündeki iddiasının değerlendirilmesi gerekirse; dava konusu faturada belirtilen yazılımın 24.12.2014 tarihinde davacıya satılarak teslim edildiği tarafların kabulündedir. Davacı, barkod okuyucu ve yazıcının teslim edilmediğini ileri sürmüş ise de, davalı tarafça bu ürünler olmadan da yazılımın çalıştırılabileceği savunulmuş, davacı tarafça da aksi yönde bir beyanda bulunulmamıştır. Kaldı ki asıl ürün olan yazılımı teslim aldığı tarihten itibaren yaklaşık 1 yıl boyunca bu yan ürünlere ilişkin eksik ifa iddiasında bulunmayan davacının, ilk kez 07/11/2015 tarihli ihtarla bu iddiayı ileri sürmesi ve borcun ifası için bir süre vermeden sözleşmedeki amacın yok olduğundan bahisle doğrudan sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemesi, MK 2 ve 3 maddeleri gereği dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olup, kabulü mümkün değildir.Davacının ifanın gecikmesi nedeniyle zararının tazminini talep edebileceği düşünülebilir ise de, teslim edilmeyen ürünlerin fiyat teklifi uyarınca zaten ücretsiz olarak verilmesi taahhüt edilmiş olup, davacının ispatlanabilen bir zararı da söz konusu değildir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 28/03/2019