Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/941 E. 2019/1405 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/941
KARAR NO : 2019/1405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2017
NUMARASI : 2016/542 Esas 2017/1138 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, müvekkili şirketin faturalardan dolayı davalılardan 13.419,15-TL bakiye alacağının olduğunu, bu alacağın tahsili hususunda yapılan görüşmelerin neticesiz kaldığını, davalıların borcu ödemeye yanaşmaması nedeniyle haklarında İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçluların borcun 4.136,40-TL sine kısmen ve ayrıca icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, davacı şirketin merkez adresinin Şişli/İstanbul olması nedeni ile TBK 89.maddesi uyarınca yetki itirazının yerinde olmadığını belirterek, öncelikle vaki itirazın asıl alacağa ilişkin 4.136,40-TL lik kısmı ile yetkiye itirazın iptaline, itirazlı kısım üzerinden % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili; öncelikle davalı … için davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, limited şirket borcundan dolayı şirket ortağı bile sorumluluğu değilken davalı …’nun borçtan sorumlu tutulduğunu,davacı şirketin fatura düzenlerken anlaşma gereği iskonto yapmakta ve bu iskontoyu faturada göstermek olduğunu, bu durumun ticari ilişkinin devam ettiği 2014-2015 yıllarına ait 28.5.2015 tarihli … no.lu faturadan 22.10.2014 tarihli … ve … no.lu faturadan anlaşıdığını, davacının sunduğu faturalarda iskonto tutarının gösterilmediğini, davacının iddia ettiği 4.136,40-TL lik borcun uygulanması gereken iskonto bedeli olduğunu, müvekkili tarafından 15.7.2015 tarihinde fiyat farkı faturası düzenlenerek davacıya kargo ile iletildiğini,itirazın yerinde olduğunu belirterek,davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; uyuşmazlığın davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 4.136,40-TL tutarlı iskonto faturasından kaynaklandığı, davalı tarafça ödemeler yapıldığı ancak, fatura tutarı olmadığı,ödemeler, önceki fatura bedeli ödemesi kabul edildiğinde,ödemelerin peşinat iskontosuna hak kazandıracak 15 günlük sürede yapılmadığı,davacı adına düzenlenen 4.136,40-TL tutarlı iskonto faturasının dayanağı olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 13.419,15-TL alacaklı olduğu bu miktar üzerinden takibin devamına, alacak likit olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı …’nun ticari ilişki kapsamında davacıya borcu olmadığı,davalı … yönünden davanın reddi gerektiği ancak kısa kararda davalı … yönünden davanın reddi yönünde hüküm kurulmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; davalı … için husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında süre gelen bir iskonto uygulamasının mevcut olduğunu,davacı adına düzenlenen iskonto faturasının müvekkiline gönderilen hesap ekstresi ve ödeme analizi üzerinde yer alan iskonto miktarına göre belirlendiğini, sipariş tarihi olan 13/07/2015 tarihi olduğu varsayılsa dahisözleşmenin 2015 yılına ait tüm ticari ilişkiyi kapsayacak şekilde değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dosyasına sunulan faturalarda iskontonun fatura basılırken faturada gösterildiğini,faturalara ilişkin ödemelerin 15 günden daha uzun bir süre sonra yapıldığı göz önüne alındığında bilirkişi raporunun kendi içinde çeliştiğini, 2014-2015 yılları arasındaki kayıtların celbi talebinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İcra takibine konu alacak; satım sözleşmesi uyarınca cari hesap alacağının tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.Uyuşmazlık; Taraflar arasında ticari ilişki uyarınca iskonto faturasının düzenleme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.Tarafların TTK hükümlerine uygun tutulan ve sahibi lehine delil niteliğini taşıyan 2015 yılı ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibarıyla davacı ticari defterlerine göre davalıdan 13.419,15- TL,davalı ticari defterlerine göre ise 9.282,75- TL alacaklı olup aradaki 4.136,40-TL fark davalı tarafından davacı adına düzenlenen iskonto faturasından kaynaklanmaktadır.13.07.2015 siparis sözleşmesi uyarınca; davalının fatura tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeme yapması halinde davalı peşinat iskontosuna hak kazanacaktır.Davalı tarafından yapılan ödemeler fatura tutarı bazında yapılmamış, peyder pey yapılan ödemelerin önceki fatura bedeline istinaden yapıldığı kabul edildiğinde, yaptığı ödemelerin, sözleşme hükümlerine göre, peşinat iskontosuna hak kazandıracak 15 gün içinde yapılmadığı ve davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 4.136,40-TL tutarlı iskonto faturasının düzenleme koşullarının oluşmadığı ,buna göre sipariş sözleşmesinden sonra düzenlenen 20.07.2015 tarihli iskonto faturası yönünden tarafların 2014 yılı ticari defterlerinin incelenerek 2014 yılında taraflar arasında iskonto faturası düzenlendiğini tespit edilmesinin sonuca etkisi olmadığından davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş ve davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; davalılar takibe icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olup,itirazın iptali davasında takibin yetkili icra dairesinde yapılması dava şartıdır. Mahkemece öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine itirazı karara bağlaması gerekirken bu konuda karar verilmemesi ve gerekçede de herhangi bir değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir. Ancak taraflar arasında ihtilafsız olan ticari ilişki uyarınca para borcu haline dönüşen takibe konu alacak yönünden HMK 10 ve TBK 89. Maddesi hükümleri uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer ve alacaklının ikametgahı icra daireleri yetkili bulunduğu,davacının seçimlik hakkını ikametgahı icra dairesi yönünden kullandığı , İstanbul icra daireleri bu sebeble yetkili olduğundan davalının icra dairesine yönelik yetki itirazı yerinde değildir.HMK 298/2 Maddesi”Gerekceli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz”hükmünü içermektedir.Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki kamu düzeni ile ilgili maddelerine de aykırıdır. Somut olayda davacı ve davalı şirket arasında ticari ilişki mevcuttur. Davalı şirket adına sözleşme imzalayan gerçek kişi davalı …’nun şirketin borçlarından sahsi sorumluluğu ve davada taraf sıfatı bulunmamaktadır.Mahkemece davalı … yönünden davanın reddi yerine, kısa karar ile davanın kabulüne, gerekçeli kararda ise davalının Meral’in sorumluluğu bulunmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bununla birlikte dosyada toplanacak delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun davalı şirket yönünden esastan reddine,davalı … yönünden kabulü ile, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun davalı …. Ltd. Şti. Yönünden HMK 353-b-1 gereği ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … yönünden KABULÜNE; İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2017 Tarih 2016/542 Esas 2017/1138 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE, 2-Diğer davalı …. Ltd.Şti. yönünden asıl alacağın itiraz edilen 4.136,40-TL ye yapılan kısmi itirazın İPTALİNE, itirazsız kesinleşen kısım (9.287,75-TL) ile birlikte 13.419,15-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere avans faizi işletilerek takibin devamına ,İtirazlı kısım üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 827,28-TL nin davalı …. Ltd.Şti. den tahsili ile davacıya ödenmesine, İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 282,55-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 253,35-TL’nin davalı …. Ltd.Şti.’nden alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 62,70-TL peşin harcın davalı …. Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan, ve hakkındaki dava reddedilen davalı için yapılan giderler ayrık tutularak hesaplanan 1.200- TL bilirkişi ücreti, 180- TL teb-müz. masrafı olmak üzere toplam 1.380- TL yargı giderinin davalı …. Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 1.980- TL vekalet ücretinin davalı …. Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya ödenmesine, Davalı … vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya ödenmesine, Davalı şirketten alınması gereken 282,55- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 246,65- TL harcın davalı …. Ltd.Şti’den alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı …. Ltd.Şti tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28-TL posta masrafının davalı …. Ltd.Şti’nden alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/11/2019