Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/932 E. 2020/142 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/932
KARAR NO : 2020/142
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2018
NUMARASI : 2015/838 Esas 2018/74 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/02/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında akdedilmiş olan 18.03.2014 tarihli ‘… Kutu, Kağıt, Safiha ve Kırpıntı Nakliye Sözleşmesi’ uyarınca, müvekkili firmanın, davalıya karşı, davalının İzmir Kemalpaşa’da bulunan İzmir Kutu Fabrikası ambarlarından alacağı kağıt, kutu, safiha, kırpıntı, palet cinsi emtiayı, sözleşmede kararlaştırılan mahallere nakledilmesi ile yine davalı firmanın Edirne Sazlıdere’de bulunan fabrikasından Çorlu’da bulunan fabrikasına, hurda kağıt taşınması işini üstlendiğini, müvekkilinin taraflar arasında imzalı sözleşme hükümlerine uygun olarak verdiği nakliye hizmetleri sebebi ile davalı adına, çeşitli tarih ve seri numaralı faturalar düzenleyerek, davalıya tebliğ ettiğini ve söz konusu faturaların tarafların resmi defter ve kayıtlarına alındığını, bu konuda bir ihtilaf mevcut olmadığını, müvekkili firmanın nakliye hizmetleri sebebi ile düzenlediği faturalardan kaynaklı alacağının, Nakliye Sözleşmesi’nin 12. maddesinde kararlaştırılan belirli ve kesin vadeye rağmen sözleşmenin imzasından itibaren hiçbir zaman düzenli ödenmediğini, söz konusu fatura bedellerinin ödenmesi ile ilgili olarak, davalı firmaya e-mail yoluyla yazılı şekilde ve sözlü müteaddit kereler talepte bulunulduğunu, buna rağmen, ödemelerin tam zamanında olarak yapılmadığını, müvekkilinin davalıya, Beşiktaş … Noterliğinden 04.03.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek, “vadesi geçmiş borç bedelini bildirerek, vadesi geçmiş borcun en geç 3 gün içerisinde ödenmesini aksi takdirde, borcun tahsili için yasal yollara müracaat edileceğini” ihtar ettiğini, ayrıca davalıya Beşiktaş … Noterliğinden 19.03.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ve “vadesi geçmiş tüm borç bedellerinin derhal ödenmesi talep edilerek, sözleşmenin ihlal edilmiş olması ve kesin vade ile verilen mehle rağmen vadesi geçmiş borç bedelinin ödenmemesi sebebi ile taraflar arasındaki sözleşmenin Borçlar Kanunu düzenlemeleri uyarınca, haklı sebeple ihtarnamenin davalı tarafa tebliğ edildiği tarih uyarınca feshedilmiş olduğunun” ihtar edildiğini, müvekkili firmanın vadesi geçmiş faturalardan kaynaklı 263.574,93- TL cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını, davalının böyle bir borcun bulunmadığından bahisle itiraz ettiğini, taraflar arasında imzalı sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca, sözleşmenin imzalanması aşamasında, müvekkili firmanın, sözleşme şartlarına uygun bir teminat mektubu hazırlayarak, davalıya teslim ettiğini, ancak söz konusu teminat mektubunun, ticari ilişki sona ermiş olmasına ve davalıdan talep edilmesine rağmen, müvekkili firmaya teslim edilmediğini, bu nedenlerle davalı-borçlu tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu tüm haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’den az olmamak üzere davalı-borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 18.03.2014 tarihinde 01.04.2017 yılına kadar geçerli olan nakliye hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davacı şirketin, davalı müvekkili şirketin İzmir Kemalpaşa’da bulunan fabrikasındaki “Oluklu Mukavva Kutu, Kağıt, Sahifa Ve Kırpıntı” nakliye işini üstlendiğini, davacı şirketin nakliye masraflarının artmasını ve akaryakıt fiyatlarının yükselmesini bahane ederek davalı müvekkili şirket ile nakliye sözleşmesinin revize edilmesini talep ettiğini, toplantı sonrasında davacı şirketin, davalı müvekkil şirkete bu husustaki görüşünü bildirmeye zaman bile bırakmadığını ve davacı şirketin kötü niyetli olarak Beşiktaş … Noterliği’nin 18.03.2014 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnameyi çekerek “ Nakliye sözleşmesinin 12. maddesine aykırı hareket ettiğini“ iddia ederek nakliye sözleşmesini hiçbir süre vermeden haksız olarak fesih ettiğini, davacı tarafın ödemelerin süresinde yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, 18.03.2014 tarihli nakliye sözleşmenin 12.a maddesinde “Fatura bedelleri fatura kesim tarihinden 45 gün sonraki … ilk ödeme günü ödenecektir“ denilmek suretiyle ödeme süresinin açıkça belirtildiğini, davalı müvekkilinin ödenmediği iddia edilen fatura bedellerini, fatura tarihinden 45 gün sonraki ilk ödeme gününde davacı şirkete ödemesini yaptığını, davacı şirketin nakliye sözleşmesini aniden fesih etmesi ile müşterilerine ürün teslimi konusunda ciddi sorunlar yaşadığını, nakliye sözleşmesinin 7.s maddesinde “…’ın nakliyeci sorumluluğundan kaynaklanan bir sebeple, zarara uğraması, bir ödemede bulunmak zorunda kalması, rücuen tazminat veya başka bir davaya muhatap olması ve ödemeye mahkum edilmesi halinde, … tarafından yapılan bu ödemeler, mahkeme masrafları, vekalet ücretleri yasal faizleri ile birlikte Nakliyeci’nin istihkaklarından ve teminatından dava konusu edilmeksizin kesilir; istihkakı ve teminatı aşan kısımlar Nakliyeci tarafından ayrıca ödenir. Bu nedenlerle …’m bu sözleşmeyi derhal fesih hakkı saklıdır” hükmünün yer aldığını, davalı müvekkili şirket … A.Ş. mal sevkiyatlarım müşterilerine zamanında yapamadığını, ivedi olarak dışarıdan daha yüksek bedellerle günlük araçlar (kamyon,Tır) kiralamak zorunda kaldığını, bu sevkiyatları dışarıdan zorunlu olarak daha yüksek bedellerle temin ettiği araçlara sözleşmedeki fiyatların üzerinde rakamlara taşıtmak zorunda kaldığını, taraflar arasında 18.03.2014 arasında imzalanan nakliye sözleşmesinin davacı şirket tarafından 19.03.2015 tarihinde haksız olarak fesih edilmesi sonrasında, davalı müvekkili şirketin yeni ihale açıp yeni nakliye sözleşmesi imzalanıncaya kadar mal sevkiyatı taşıma işini dışarıdan günlük temin ettiği araçlara yaptırdığını, yeni nakliye sözleşmesini ise 01.06.2015 tarihinde … A.Ş. isimli şirket 01.06.2015 tarihinde yapabildiğini, 01.06.2015 tarihinde yapılan yeni nakliye sözleşmesi ile davacı şirketin 19.03.2015 tarihinde fesih ettiği nakliye sözleşmesi arasında da ciddi fiyat farkı doğduğunu, bunun sorumlusunun 18.03.2014 tarihli nakliye sözleşmesini haksız olarak fesih eden davacı şirket olduğunu, davalı müvekkil şirket … A.Ş., davacı şirket ile arasında akdedilen 18.03.2014 tarihli sözleşmenin davacı şirket tarafından haksız fesih etmesi nedeni ile nakliye sözleşmenin 7.s, 13.c, 13.d, 14.a ve 14.b ve diğer maddeleri uyarınca; davalı müvekkil şirketin mal sevkiyatlarını müşterilerine süresinde yapabilmek adına dışarıdan günübirlik temin ettiği araçlara ödemiş olduğu çok fahiş taşıma ücreti bedellerini davacı şirkete E-fatura düzenleyerek tebliğ ettiğini, davalı müvekkili şirket tarafından davacı şirkete nakliye sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile madde 14 C bendine istinaden kesilen cezai şart fatura toplamının 286.498,10-TL olduğunu, bu nedenle davanın reddine, davacı tarafın kötü niyetli olmasından dolayı % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; fatura kesim tarihinin 45.gününü takip eden ilk gün borç muaccel olmuş sayıldığı ve muacceliyet tarihi belli olduğundan davalı ayrıca bir temerrüt ihtarnamesine gerek kalmadan temerrüde düşmüş sayıldığı, davalı tarafın kendisine gönderilen noter ihtarnamelerine göre gecikmiş borçlarını kapatması için verilen sürede de borcunu ifa etmediğinden, yani ihtar ile de temerrüde düştüğünden, davacının sözleşmeyi feshinin haklı bir fesih olduğu, davacının sözleşmeyi haklı olarak fesih ettiğine göre davalının, davacıya cezai şart uygulamak ve zararı bulunduğundan bahisle ceza faturaları tanzim etmek hakkından yoksun olduğu, davacı tarafın takip ve dava konusu bakiye alacağını davalıdan talep etmekte haklı olup, davalının icra takibine vaki itirazının haksız olduğu ve kaldırılması gerektiği, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 263.574,93 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin alacağının likit olup, faturaların davalı firma kayıtlarında yer aldığını, buna rağmen davalının haksız şekilde ödeme emrine itiraz ettiğini bu nedenle kararın itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin kısmının onanmasına, ancak icra inkar talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tarafların özgür iradeleri ile imza altına aldıkları 18/03/2014 tarihli nakliye sözleşmesinin 12.a maddesinde ödeme süresinin açıkça belirtilmiş olup, müvekkili şirketin fatura bedellerini, fatura tarihinden 45 gün sonraki ilk ödeme gününde davacı şirkete ödemesini yaptığını, davacı tarafın tanzim ettiği fatura bedelinin, fatura tarihinden 45 gün sonra ödenecektir diye bir vade belirtilmediğini, müvekkili şirketin davacı şirkete tüm ödemelerini sözleşmenin 12.a maddesine uygun olarak yaptığını, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında mahkemeye hiç takdir hakkı bırakmadan hukuka ve yasalara aykırı rapor hazırladığını, davacı şirketin kötü niyetli olarak nakliye masraflarının artmasını ve akaryakıt fiyatlarının yükselmesini bahane ederek, müvekkili ile nakliye sözleşmesinin revize edilmesini talep ettiğini ve müvekkili şirkete mail ile bildirimlerde bulunulduğunu, bu iddialara dayalı mail yazışmalarının dikkate alınmadığını, sözleşmenin hiçbir süre vermeden haksız olarak feshedildiğini, bilirkişi raporunun tek taraflı ve eksik tanzim edildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davacı şirketin sözleşme maddelerini ihlal ettiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında nakliye sözleşmesi imzalandığı hususu ihtilafsızdır. Davalı taraf sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak fesih edildiğini, bu haksız fesih nedeniyle uğradığı zararlarını davacı adına ceza faturası olarak düzenlediğini ve davacıya herhângi bir borcu bulunmadığını, davacı ise sözleşmeyi davalının temerrüdü sebebiyle haklı olarak fesih ettiğini ve davalının ceza uygulamaya hakkı bulunmadığını ileri sürmektedir. Taraflar arasında ihtilafsız olan taşıma sözleşmesinin 12.a maddesinde fatura bedelleri fatura kesim tarihinden 45 gün sonraki ilk ödeme günü ödenecektir, düzenlemesi mevcut olup bu düzenlemeden fatura ödeme tarihinin, faturanın düzenlendiği tarihten sonraki 45 gün içerisinde davacının kabulünde olduğu üzere ilk 1 hafta içerisinde olduğunun kabul edilmesi makul ve dürüstlük kuralına uygun bir yorumdur. Faturaların sözleşmede kararlaştırılan vade de ödenmemesi üzerine davacı davalıya bakiye cari hesap alacağının ödenmesi için ihtarname göndermiş ve ihtarnamede tanınan süreye rağmen davalının ödemede bulunmadığı kendi ticari defter kayıtları ile de sabittir.Buna göre davalı sözleşmeyi ihlal etmiş ve bu ihlal nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmesi haklıdır. Sözleşme haklı nedenle feshedilmiş olduğundan davalının sözleşme uyarınca cezai şart faturası düzenleme koşulları oluşmamıştır. Taraf ticari defter kayıtları arasında fark cezai şart faturalarından kaynaklanmakta olup,bu faturaların düzenleme koşulları oluşmamasına göre tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defter kayıtlarına göre davacı davalıdan takibe konu 263.574,93-TL alacaklıdır. Bu durumda mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak icra takibine konu alacak açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki uyarınca düzenlenen fatura alacağından kaynaklanan likit (belli ve belirlenebilir ) bir alacaktır. İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötü niyetli olması şartı da bulunmamaktadır. Mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, takibe konu alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına, takibe konu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2018 Tarih 2015/838 Esas 2018/74 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile 263.574,93-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında hesaplanan (52.714,98-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 18.004,80-TL karar harcından peşin yatan 3.183,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.821,46-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 3.211,04-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından ödenen 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 226,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, talimat dosyasında yapılan 400-TL bilirkişi ücreti ve 11-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.637,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 21.764,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalıdan alınması gereken 18.004,80-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 4.502-TL nin mahsubu ile bakiye 13.502,80- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 56-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/02/2020