Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/923 E. 2020/235 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/923
KARAR NO: 2020/235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2015/558 Esas 2018/78 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; Müvekkili şirkette Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi hükümlerine göre düzenlenen dava dışı sigortalı … A.Ş. adına sigortalı oto yedek parça emtiasının davalı alt taşıyanların taşıma taahhüdü altında Huangpu/China’dan Ambarlı/Türkiye’ye … isimli gemi ile taşınmak üzere gönderen tarafından tam ve hasarsız teslim edilmiş olduğunu, 06/04/2015 tarihinde emtianın tahliyesi esnasında 4 paletin kırık ve hasarlı olduğu davalı tarafından tespit edildiğini, kalite kontrol yetkilisi tarafından yapılan inceleme neticesinde 1536 adet ürünün kalite riski taşıdığı üretime sevk edilemeyeceğinin tespit edildiğini, yapılan ekspertiz çalışmasında fatura bedeli 35.116,03- TL üzerinden hasarlı ürün bedelinin 13.334,56 TL’nin düşülmesi neticesinde sigorta temin kapsamında 10.134,56 -TL zarar tespit edildiğini, tespit edilen hasar miktarı olan 10.134,56- TL’nin 24/06/2014 tarihinde sigortalının muvafakati ile sigorta ettiren ilk/akdi taşıyıcıya tevdi edilmiş olduğunu, Nakliyat Sigorta Genel Şartları ve TTK’nun 1472.maddesinin amir hükmüne göre müvekkili şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına kanunen halef olduğunu, ödenen zararı zarar sorumlusu davalı taşıyıcıdan tahsili talep edilmiş ise de olumlu cevap alınamadığını, davalı … A.Ş.’nin ilk taşıyıcı/akdi taşıyıcı dava dışı sigorta ettiren … A.Ş ile yapmış olduğu taşıma sözleşmesi gereğince emtianın taşınmasını üstlendiğini, bu iş için alt taşıyıcı olarak … Ltd’yi görevlendirmiş olduğunu, poliçe uyarınca hasardan ilk/akdi taşıyıcıya rücu edilemeyeceğini ancak sonra gelen taşıyıcıya/alt taşıyıcılara rücu edebileceğinin kayıtlanmış olduğunu, her iki davalının taşıyıcı, alt taşıyıcılar olmaları sebebiyle meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek 10.134,56- TL sigorta tazminatının ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde; konişmentonun arka sayfasında bulunan 20. madde klozu uyarınca Singapur Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı … şirketinin sigortalısı … A.Ş. olduğunu, buna rağmen davacı … şirketinin hasar ödemesinin … Ltd. Şti.’ne yapmış olduğu …’in sigortalı olmadığını, sigortalanabilir menfaati de bulunmadığını, yanlış tarafa yapılan ödemeyle rücu hakkı elde edilemeyeceğini, davanın aktif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, hasarın ambalajlamadaki eksiklik ve yetersiz ambalajlama nedeniyle oluştuğunun anlaşıldığını, taşıtan/yükleten tarafından yapılan ambalajlamadaki yetersizlik nedeniyle oluşan hasardan taşıyananın sorumlu tutulmasına imkan olmadığını, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunda hasar tarihinin 06/04/2015 olduğunu, müvekkile hasar ihbarının 03/09/2015 tarihinde yapılmış olduğunu, kanuni süreler içinde yapılmış bir hasar ihbarı bulunmadığını, yüklerin hasarsız olarak teslim edildiğini ve hasar varsa dahi bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir safhada ve sorumlu olmadığı bir sebepten meydana geldiğine dair taşıyan lehine karine olduğunu, aksini ispat ve ispatsızlığa katlanma yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; hasarın meydana gelmesinden davalı alt taşıyan … Ltd. izafeten kendisine asaleten … A.Ş.’ nin zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde kusurlu olduğu, 06.04.2015 tarihli ve … yetkilisinin de imzası bulunan tutanak nedeniyle ayrıca ihbar şartının aranmayacağı, hasar miktarı açısından teknik bilirkişinin mahkemece de itibar edilen görüşüne göre, toplam yük içinde 4 palet emtianın hasarlı ve toplamın 7 palet-1610 kg miktarında olduğu gözetildiğinde, TTK m.1186/1.fıkra gereği, bürüt birim kg başına değil, birim taşıma ünitesi gözetilerek tazminat sorumluluğun üst sınırının belirlendiği, 4 palette hasar olduğu gözetildiğinde 4×666,67 SDR = 2.666,68 SDR sorumluluk üst sınırı hesaplandığı ve sigorta ettirene ödemesi 24.06.2015 tarihli olmakla bu tarihte 3,7696 TL=1 SDR hesabıyla; davacının ödemesi tarihinde rücu edilebilir azami tazminatın 10.052- TL hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı … şirketinin halefiyeti elde ettiği şirketin … A.Ş. olduğu, …’nun …’e , …’in dava dışı … Ltd. Şirketine, …’nun ise davalılardan … Ltd. Şti’ne taşıma talimatını verdiğini ve …’nın da taşımayı kendi konşimentosu altında gerçekleştirdiğini, bu taşımada tarafların fonksiyon ve sıfatlarının iyi tanımlanmasının şart olduğunu, …’ya karşı dava hakkının, sözleşmesel tarafları olan … ve/veya … şirketlerinde olduğu, şirketlerin bu haklarını temlik etmesi mümkünse de, herhangi bir temlikname bulunmadığını, halefiyetini …’dan alan davacının, …’ya karşı aktif husumet ehliyeti ve dava hakkının olmadığını, varsa bile Lahey Kuralları uygulanarak tespiti gerektiğini, konşimentonun 20.maddesi gereği yetkili mahkemenin Singapur Mahkemeleri olarak belirlendiğinden milletlerarası yetki itirazı nedeniyle reddi gerektiğini, bir an için …’nun dava hakkı olduğu kabul edilse dahi; bu kez de davanın sadece …’ya izafeten …’a açılması gerektiğini, …’ın teslimat acentesi olduğunu ve navlunun teslimatta tahsil edileceğinin konşimentoda yazılı olduğunu, teslimat acentesi sıfatıyla bir navlunu tahsil ettiğinde buna ilişkin fatura kesmesi gerektiğinin de aşikar olduğunu, akdi taşıyan olan …’in sorumluluk sigortası yaptırmak yerine, sorumsuzluğunu sağlamak için mal sigortası yaptırarak, kendisine rücu edilemeyeceği klozunu poliçeye koydurmasının sigortalanabilir menfaat yokluğu ve sigorta prensiplerine aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, yüklerdeki hasarların limanda tespit edilmediğini, Ambarlı’dan Bursa’ya kara yolculuğuyla taşındıktan sonra yapıldığını, kara taşıması sırasında hasarlanması veya ek hasarlar oluşmasının mümkün olduğunu, bu konuda ispatın davacı üzerinde olduğunu, hasarın sebebinin ambalajın yetersizliği olduğunu ve taşıyanın sorumluluğunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin sorumluluk sınırlaması konusundaki tespit ve kararının hatalı olduğunu, hasar görmemiş malların içinde bulunduğu paletlerin sorumluluk sınırlamasında hesaba katıldığını ve sanki 4 paletteki yükler hasarlanmış gibi üst sorumluluk sınırının belirlendiğini, hesap hatası yapıldığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; konteyner içerisinde gemi ile taşınan malda taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülen hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından( Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi) sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı, davacının davada aktif dava ehliyeti bulunmadığının, kendisine izafeten açılan davada süresinde uluslararası yetki itirazı uyarınca mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, hakkında asaleten açılan davada ise acente sıfatını haiz olduğundan davada taraf sıfatı bulunmadığından husumet (pasif)itirazında bulunmuştur. Dava konusu yük davadışı … Ltd tarafından taşınmak üzere dava dışı satıcı firmadan teslim alınarak 06/03/2015 tarihli … no’lu Kombine Nakliye Konşimentosu düzenlenmiş ve yük göndericisi dava dışı … Ltd alıcısı dava dışı … Ltd .Şti , … nolu konşimento tahtında … adlı gemi ile yükleme limanı Çin den tahliye limanı Ambarlı’ya davalı fiili taşıyan … Ltd’ tarafından taşınmıştır. Davadışı … Ltd .Şti nin fiili taşıyana (… Ltd’) karşı taşıtan ve ayni zamanda yükleten, davacı selefi davadışı sigortalı … A.Ş’ye karşı ise akdi taşıyan konumundadır. Gümrük Beyannamesine göre dava konusu satış CIF satış şeklinde olup, CIF kayıtlı satışta hasar emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesi ile birlikte alıcıya geçtiğinden, rizikodan sonra sigortacının sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması halinde sigortacının halefiyet hakkı doğacaktır. Davacı sigortacı sigortalı alıcıya yapılacak ödemeyi sigortalısının yazılı talimatı üzerine sigorta ettirene ödemiş olup, bu durumda davacının aktif husumet ehliyetinin olduğunun kabulü gerekir. Davalı … A.Ş. konşimentoyu fiili taşıyanın acentesi olarak imzalamıştır. Akdi taşıyana kendi ünvanı altında navlun faturası düzenlemiş ise de faturada dava konusu konişmento numarası belirtilmiştir. Buna göre davacı tarafça davalının taşıyan sıfatıyla hareket ettiğine dair bir delil de sunulmamış olup, bu durumda davalıya asaleten açılan dava da davalının acente sıfatıyla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımından geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. Konişmentonun maddesinde 20. maddesinde ihtilaf vukunda “… Singapur Mahkemelerinin yetkili olduğu yazılıdır. TTK’nın 1237.maddesi uyarınca taşıyan ile konşimento hamili arasında ki hukuki ilişkide konşimento esas alınır. Dava dışı sigortalı … AŞ, davadışı sigorta ettiren akdi taşıyıcı … Ltd.Şti. … nolu ara konşimento ve … nolu ana konşimento ile … gemisi ile tasınan yükün(kargonun )davadışı sigortalı … A.Ş.’ye teslimi için ciro etmiş, böylelikle sigortalı konşimento hamili haline gelmiştir. Buna göre konşimentoyu ciro ile alıp malı teslim alan davacının selefi sigortalı … A.Ş konşimentonun şartları ile bağlanmış olur. Davacı halefi olduğu sigortalının konşimentoda taraf omadığı konşimentonun 3. şahıs hamili olması nedeniyle yetki şartı ile bağlı olmadığını iddia edemez. (HGK nun 27.02.1997 tarih ve 1996/6876 esas 1997/754 karar sayılı ) . Dava konusu emtianın yüklemesi yabancı bir limanda yapılmış olması, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı ve yetki itirazında bulunan davalının acentesi olduğu şirketin yabancı bir şirket olmasına göre uyuşmazlık yabancılık unsuru taşımaktadır. Dava konusu taşıma sözleşmesinde münhasır yetki esasına göre bir düzenleme mevcut değildir. Davacı davalının Türkiye’de yerleşik bir şirket olması nedeniyle da itirazın iyiniyetli olmadığı ileri sürmektedir. Davalının izafeten yapıtığı yetki itirazında asıl fiili taşıyan şirket yabancı olduğundan bu yöndeki itirazı yerinde değildir. Davacının halef olduğu dava dışı sigortalının yük alıcısı ve konşimento hamili, davalı … Ltd’ ise taşıyan olduğu taşıma ilişkisinde konişmento hükümleri dolayısıyla konişmentoda yer alan yetki şartı her iki taraf açısından da bağlayıcı olacaktır. Bu durum da mahkemece davalının izafeten süresinde yapmış olduğu yetki itirazının kabulü ile davalıya izafeten açılan davaya bakma yetkisi Singapur Mahkemeleri ait olduğu gerekçesiyle davalının milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin milletlerarası yetkisizliğine, asaleten açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, hüküm kaldırılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/558 Esas 2018/78 Karar sayılı ve 06/03/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-3-b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; 1-“… A.Ş.’ye asaleten açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE , 2-…’ye açılan davanın HMK 116/1 maddesi uyarınca Milletlerarası Yetkisizlik nedeniyle reddine, İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 54,40- TL harcın, peşin yatırılan 173,08-TL harçtan mahsubu ile 118,68-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalılar vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400,-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 173,10-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davalı yan gider avansından karşılanan 32,20-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme HMK 353(1)-a maddesi uyarınca sonunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/02/2020