Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/919 E. 2019/1442 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/919
KARAR NO : 2019/1442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI : 2016/457 Esas 2018/36 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/11/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davadışı ….AŞ’nin Çin’e mal mukabili teslim şekli ile ihraç ettiği emtianın müvekkili tarafından nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, yükün taşınması ve konteyner temininin davalı tarafından üstlenildiğini, malın iki konteyner içinde gemi ile İstanbul Ambarlı Limanından Çin’in Dalian Limanına taşındığını, ancak alıcıya teslimi sırasında yükte yırtılma, kırılma ve dağılma şeklinde hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya 24/03/2016 tarihinde 71.065,38-TL hasar tazminatı ödenerek sigortalıdan temlikname ve ibraname alındığını, bu şekilde davacının sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı taşıyanın yük hasarından dolayı TTK ‘nun 1178.madde hükümlerine göre sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 71.065,08- TL tazminatın 24/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; müvekkili şirketin taşıyan ile taşıtan arasında aracılık yaparak sevkiyatın organize edilmesini sağladığını,müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen hasar ile ilgili olarak süresinde ve usulüne uygun hasar bildiriminin yapılmadığını, davacı tarafça sunulan sörvey raporunun tek taraflı olarak düzenlendiğini, taşıyan yada temsilcisinin imzası bulunmadığından müvekkili açısından geçerli sayılamayacağını, ekspertiz raporunun da müvekkilinin sorumluluğu için yeterli olmadığını, tespit edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu,taşımanın konteyner içerisinde yapılıp, yükleme, istifleme ve sabitleme işlemlerinin gönderen tarafından yerine getirildiğini, konişmentolarda da shipper’s load, stown and count kaydının yer aldığını, bu durumda hatalı istif, yükleme ve bağlama sebebi ile oluşan hasarlardan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :Mahkemece; bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmelere göre, hasarın konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamasından kaynaklandığı, dosyada mübrez sea waybill ve fiili taşıyanın düzenlediği konişmentodaki kayıtlara göre konteynerin satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edildiği, bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gerektiği,ancak davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmadığı, bu nedenle de taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte hasar meydana geldiği, bu durumda TTK ‘nun 1178. maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olduğu, yükteki hasar miktarının 25.789,68-usd olduğu, bu tutarın davacının ödeme yaptığı 24/03/2016 tarihindeki kur üzerinden 74.490,91-TL ‘ye tekabül ettiği, ekspertiz raporunda belirtilen 3.000-TL sovtaj düşüldükten sonra gerçek zarar miktarının 71.490,90- TL ‘ye baliğ olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 71.065,08- TL nin 24/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili ; konişmentodaki kayıtların usulünce incelenmediğini, ticari teamüllere göre, bir konteynerin tek bir göndericiye tahsis edildiği taşımalarda mühürleme işleminin gönderici tarafından yapıldığını, konişmentodaki FCL/FCL (full container load) kaydının, ürünlerin tek bir yükleyici tarafından yüklendiğini ve yine tek bir alıcıya sevk edileceğini ifade ettiğini, klozda “seal” kelimesi geçmese dahi, “Shippers load, stow and count” kayıtlarının aynı zamanda yükleten tarafından mühürlendiği anlamına geldiğini, “said to contain” klozunun “.. içerdiği beyan edildi” anlamı taşıdığı, yükün yükleten tarafından konteynere yüklenip, istiflenip, mühürlendiği durumlarda kullanıldığını, davacının hasara ilişkin tek delilinin ekspertiz raporu olup,hasarın ne zaman ve ne şekilde meydana geldiğine ilişkin kesin bir tespit olmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini,05/11/2015 tarihli….9116 sayılı konişmentoda bulunan sınırlı sorumluluk halinin gerekçelendirilmediğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; konteyner içerisinde gemi ile taşınan malda taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülen hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından( Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi) sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. TTK ‘nın 1178. Maddesi:” Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür” şeklinde düzenlenmiştir, Uyuşmazlık:Davaya konu deniz taşımasında yük hasarının ne şekilde meydana geldiği, emtianın konteynerlerin kim tarafından istiflenip mühürlendiği ve taşıyıcının TTK ‘nun 1178 ve devamı maddelerine göre sorumluluğunun doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava konusu konteynerler davalı tarafından taşınmak üzere dava dışı sigortalıdan teslim alınarak davalı tarafından 2101049216 no.lu ekspres konşimento ve taşıma bilgilerini içerir [“yükleme limanı”, “tahliye limanı”, “konteyner numaraları”, “gemi” bilgileri ] “Navlun Bedeli” açıklamalı 24/11/2015 tarihli navlun faturası düzenlenmiş, davalı taşımasını üstlendiği emtiayı dava dışı fiili taşıyan “… ” ile akdettiği … nolu (booking-note) taşıma anlaşması gereğince 22.11.2015 günü gemiye yüklemiş ve taşıma dava dışı fiili taşıyanın düzenlediği … nolu konşimento tahtında gerçekleşmiştir.Davalı … Hizm. Ltd. Şti.; fiili taşıyana (Orient …Line) karşı taşıtan ve aynı zamanda yükleten , davacı selefine karşı ise taşıyan konumundadır. FCL/FCL”( tek yükleyici /tek alıcı )kaydı bulunan;(konteynerin tek bir göndericiye tahsis edildiği) taşımalarda davalının da iddia ettiği gibi ticari teamül gereği mühürleme işlemi gönderici tarafından yapılmaktadır. Davalı taraf düzenlediği … no.lu ekspres konşimentoda “FCL/FCL” kaydına rağmen konteynerin istifleyip, mühürlenmeden tarafına tesliminin mümkün olmadığı, hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve yine konşimentoda bulunan “Shipper’s load.stow and count” kaydının da yükün yükleten tarafından mühürlendiği anlamına geldiğini ve bu kayıtlar incelenmeden karar verildiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmektedir. Davalının düzenlendiği Express konişmentoda FCL/FCL “Shipper’s load.stow and count” kayıtları mevcut ise de mühür işleminin davacı selefi tarafından yaptırıldığına dair kayıt bulunmamaktadır. Davalının sunduğu Sea Waybill’ ve fiili taşıyanın düzenlediği konşimentodaki kayıtlardan da konteynerlerin mühürlenmesi işleminin davalı … tarafından yapıldığı, fiili taşıyan tarafından düzenlenen davalı “…. Ltd. Şti.”; taşıtan ve aynı zamanda Yükleten sıfatına haiz olduğu … nolu konşimento konteynerlerin yükleten tarafından mühürlendiği kaydı bulunmaktadır. Bu kayıtlara göre Konteynerlerin davalıya konteyner kapısı açık olarak teslim edildiği, bir başka deyişle konteyner içindeki istifi davalı taşıyanın kontrol edebileceği şekilde teslim edildiği tespit edilmekle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Taşınan emtianın alıcısına teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu hasar nedeniyle TTK ‘nun 1185.maddesine göre taşıyıcıya süresinde hasar ihbarı yapılmamıştır. Bu durumda hasarın, yük taşıyıcısının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının kusuruyla meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir.Konusunda uzman , bilirkişi raporuna göre, hasar konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Konteynerler satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edilmiştir. Bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gereklidir. Konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmamasına göre davalının yerine getirmediği bu bu yükümlülüğünü nedeniyle taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte meydana gelen hasardan TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olacaktır. Davalı tarafından düzenlenen konşimentoda belirtilen değer üzerinden taşıyıcının navlun bedeli ödenmemesi halinde art taşıyıcının paket başına ve teamüli navlun birimi veya konteyner başına taşımayla bağlantılı 500-usd yi geçen zararlardan sorumlu olmayacağı kaydına göre davalının konşimentodaki taşıyıcı olarak sorumluluğunun konteyner başına 500- USD ile sınırlı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve taşıma nedeniyle yükte meydana gelen 25.789,68- usd hasardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece ödeme tarihindeki kur üzerinden ve ekspertiz raporunda belirtilen 3.000-TL sovtaj değeri düşüldükten sonra tespit edilen 71.490,90- TL gerçek zarardan davalı sorumlu olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 71.065,08- TL nin tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 4.854,46- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.813,62-TL nin mahsubu ile bakiye 3.040,84- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 36,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.21/11/2019