Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/918 E. 2019/566 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/918
KARAR NO : 2019/566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 06/03/2018
NUMARASI : 2015/670 E.- 2018/79 K.
DAVA : Rücuen Tazminat(DenizTaşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde dava dışı asıl taşıyıcı … A.Ş. tarafından Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ve ona tekaddüm eden ICC (A) Klozu hükümlerine göre düzenlenmiş spesifik poliçe kapsamında dava dışı …..Ltd. Şti. lehine sigortalanan 2 kap brüt 1900 kg dijital baskı makinesi emtiasının, davalı alt/fiili taşıyanların ara ve ana konişmento tahtında taşıma taahhüdü altında Shanghai Limanından-Haydarpaşa Limanına gemi ile taşınmak üzere, gönderen tarafından tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini, emtianın davalı taşıyan tarafından konteynere başka yüklerle birlikte parsiyel olarak yüklendiğini, ancak 02.03.2015 tarihinde emtianın tahliyesi esnasında sandıkların üzerine ağır yük konulması sonucu sandığın içe göçerek ezildiğinin, eğik ve hasarlı olduğunun davalı tarafından tespit edildiğini ve tutanak altına alındığını, yapılan ekspertiz çalışması sonucu hasarın 7.245,71-TL olduğunun tespit edildiğini ve hasar tutarının 22.06.2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu ödemeyle müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, sigorta poliçesi uyarınca ödenen tutarın akdi taşıyana rücu edilemeyeceğini, ancak alt taşıyıcılara rücu edilebileceğini, dolayısıyla sigorta ettiren ile akdettiği taşıma sözleşmesi uyarınca dava konusu emtianın taşıma işini üstlenen …. A.Ş.’nin ve bu iş için alt taşıyıcı olarak görevlendirilen aynı zamanda acentesi olduğu davalı … Ltd.’nin ödenen hasar tutarından sorumlu olduklarını ileri sürerek 7.245,71-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, uluslararası yetki itirazında bulunduklarını, zira ….. Ltd tarafından düzenlenen konişmentodaki yetki klozu uyarınca dava konusu taşımaya ilişkin uyuşmazlığın çözümünde Singapur Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca aktif husumet itirazlarının bulunduğunu, zira sigortalının ……Ltd. Şti. olduğunu ve ödemenin de bu şirkete yapıldığını, oysa davaya konu konişmento üzerinde bu şirketin unvanının yer almadığını, sigorta poliçesinde sigortalının farklı bir şirket olduğunu, ancak bu şirketin taşımayla ilgisinin tespit edilemediğini, dolayısıyla batıl olan sigortaya dayalı ödemenin rücu hakkı vermeyeceğini, konişmentoda müvekkilinin teslimat acentesi olduğunun yazılı olduğunu, yani navlunu tahsil ederken müvekkilinin taşıyanın nam ve hesabına davrandığının, taşıyanı dolaylı olarak temsil ettiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla müvekkilinin taşıyan olarak kabulünün de mümkün olmadığını, kaldı ki navlun faturasının ….Ltd. Şti. adına değil …. A.Ş. adına kesildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere TTK 1286 vd. maddelerinde belirlenen sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ayrıca hasar varsa bile ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının selefi sigortalının davalının dayandığı konişmentonun tarafı olmaması nedeniyle yetki şartının davacıyı bağlamayacağı, dolayısıyla yetki itirazının yerinde görülmediği, malın asıl gönderileninin dava dışı sigortalı …. firması olduğu ve ara konişmento da gönderilen olarak gözüktüğü, dava dışı …. ise sigorta ettiren ve aynı zamanda sigortalının akdi taşıyanı olduğu, dosyada mevcut navlun faturasına göre davalının TTK md. 926 gereğince akdi taşıyan da sayılacağı, davacı ödemesinin ise dava dışı sigortalıya yapıldığı ve sigorta ettirenin de bu ödemeye muvafakat verdiği, bu durumda ödeme geçerli bir emtia nakliyat sigorta poliçesine dayanan ödeme olup davacının ödeme miktarı ile sınırlı aktif husumete ehil olduğu, bilirkişi incelemesi sonucu konteynır içerisine istifleme sırasında taşımaya konu makine üzerine ağır parsiyel yük konulması sonucu hasarın gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiği, mahkemece de objektif, bilimsel verilere dayanan rapor içeriğine itibar olunduğu, hasarın meydana gelmesinde davalıların kusurlu oldukları, kusursuzluklarını ortaya koyamadıkları, hasarın davalı acente yetkilisinin katılımı ile tespit edilmesi nedeniyle ayrıca hasar ihbarı şartı aranmayacağı, öte yandan SDR hesabıyla tazminat sorumluluk üst sınırı belirlenmesinin davacı lehine olduğu, bu durumda davacının tazminat talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;1-Müvekkilinin … ile hiçbir sözleşmesel ilişkisinin bulunmadığını, …. China’ya karşı taşımadan dolayı dava hakkı sahibinin yükleten …. veya yükü kabul eden Gönderilen sıfatına sahip …. A.Ş. olduğunu, buna rağmen davacının …. aldığı halefiyete dayanarak dava açtığını, …. A.Ş.’den alınmış bir temlikname de bulunmadığını, 2-Konşimentonun 20. maddesi gereğince münhasır yetkili mahkeme Singapur mahkemeleri olarak belirlendiği için davanın milletlerarası yetki itirazı nedeniyle de reddi gerekirken yetki itirazının reddedilmesinin de doğru olmadığını, 3-Bir an için …. dava hakkı olduğu kabul edilse dahi, bu kez de davanın sadece …. ’ya izafeten müvekkili aleyhine açılması gerekirken, müvekkiline asaleten de dava açılmasının hatalı olduğunu, zira müvekkilinin konşimentodaki açık kayıt gereği “teslimat acentesi”olduğunu, müvekkili teslimat acentesi sıfatıyla bir navlunu tahsil ettiğinde buna ilişkin fatura kesmesi gerektiğinin de aşikar olduğunu, …. ile …. arasında belirlenen ücretin sadece tahsilinin söz konusu olduğunu, 4-Poliçenin yükleme başlamadan önce değil gemi yola çıktıktan sonra düzenlendiğini, esasen sigortacının zararı ödemek zorunda olmadığını, ödemenin hatır ex-gratia ödemesi olduğunu, ayrıca bilirkişilerin ve ilk derece mahkemesinin görüşlerinin aksine, akdi taşıyan olan …. A.Ş.’nin sorumluluk sigortası yaptırmak yerine, sorumsuzluğunu sağlamak için mal sigortası yaptırarak, kendisine rücu edilemeyeceği klozunu poliçeye koydurmasının sigortalanabilir menfaat yokluğu ve sigorta prensiplere aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu kanısında olduklarını,5-Parçaların tamiri bedelinin yine sigortalı tarafından verilen bir tespit ve teklife dayanmakta olduğunu, tamiratın da bizzat sigortalı tarafından yapıldığının anlaşıldığını, ancak tamirat bedellerinin sayın bilirkişilerce nasıl uygun bulunduğuna ilişkin değerlendirme yapılmadığını,6-Hasar tespitinin taşıyanın sorumluluğu bittikten sonra, limandan sigortalı deposuna kadar bir kara taşıması yapılmasından sonra yapıldığını, hasar expertiz raporunun yerinde olmadığını ve delil niteliğini kaybettiğini, zira müvekkillerin sorumluluğu alanında olmayan kara taşınması sırasında ek hasarlara uğramasının gayet mümkün olduğunu, 7-Mahkemenin sorumluluk sınırını 1900 SDR olarak belirlediğini, ancak hangi tarihteki SDR kurunun esas alınacağını saptamada hataya düştüğünü, sorumluluğun sınırlandırılmasında hasar tarihindeki SDR kurunun esas alınması ve davacının talebine göre de bu rakama dava veya temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 1472.maddesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkindir.Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … firması arasında akdedilen 18.03.2014 tarihli Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesinde sigorta ettirenin müşterilerinin sigortalı olduğu belirtilmiş ve bu sözleşmeki kloz gereğince düzenlenen 27.01.2015 tarihli Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesinde dava dışı alıcı …. firması sigortalı olarak gösterilmiştir. Dosya kapsamında mevcut …. Ltd. tarafından düzenlenen ana konişmento incelendiğinde, göndericinin … firması, alıcının …. olduğu, davalı ….’ın sadece teslimat acentesi olarak gösterildiği görülmüş, ara konişmentoda ise göndericinin satıcı …. isimli firma, alıcının sigortalı … firması, navlun aracısının … firması olduğu, kargonun serbest bırakılması için … firmasına başvurulması gerektiğinin belirtildiği, Gümrük Beyannamesinde ise hem ana hem de ara konişmentoya ilişkin bilgi verildiği görülmüştür.Dosya kapsamında davalı tarafından sigorta ettiren adına düzenlenen bir navlun faturası ile sigorta ettiren tarafından sigortalı adına düzenlenen navlun faturası olduğu görülmüştür.Yine 02.03.2015 tarihinde davalının da kaşe ve imzasını içeren bir hasar tespit tutanağı düzenlendiği, ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen hasar bedelinin davacı tarafından sigorta ettirenin muvafakati ile sigortalıya 22.06.2015 tarihinde ödendiği görülmüştür.Bu durumda dava dışı sigortalının, alıcısı olduğu FOB satışa konu ürünün sigortalanmasında hukuki yararı bulunmakta olup, taşınması hususunda aynı zamanda sigorta ettiren … firması ile anlaştığı, bir nevi taşıma işi komisyoncusu veya organizatörü sayılabilecek olan ….’in ise fiili taşıma için davalı ile anlaştığı, … firmasının aracı (freight forwarder)konumunda olduğu, davalının da fiili taşıma işini aynı zamanda acentesi olduğu …. Ltd.’ne yaptırdığı anlaşılmaktadır.Bu tespitlerden sonra öncelikle davalının yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirse; MÖHUK’un 47.maddesi gereğince yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, tarafların aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın çözümünde yabancı bir devletin mahkemesi konusunda yetki sözleşmesi yapabilirler. Somut olayda ise ana konişmentonun 20.maddesi ile konişmetonun Singapur kanunlarına göre yönetilip yorumlanması ve uyuşmazlık halinde Singapur Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmış ise de, söz konusu konişmentoda sigortalı …. firmasının taraf olmaması nedeniyle yetki şartının sigortalının halefi olarak bu davaya açan davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir.Öte yandan TTK 1454. maddesi “1) Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.(2) Üçüncü kişinin adının belirtildiği durumlarda, tereddüt hâlinde, sigorta ettirenin, üçüncü kişinin temsilcisi olarak değil, kendi adına fakat üçüncü kişi lehine hareket ettiği kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiş olup,somut olayda da davacı sigortalıya yaptığı ödeme ile halefiyet hakkı kazanmıştır dolayısıyla aktif husumete ilişkin itirazlar da haklı görülmemiştir.Davalı sadece acente sıfatını haiz olduğunu belirtse de, sigorta ettirene karşı navlun faturasın,ı acentesi olduğu … Ltd. adına veya onu temsilen değil, bizzat kendi adına düzenlemiş olduğundan hem fiili taşıyan olarak hem de alt fiili taşıyanın acentesi olarak kabul edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir, zira davalının bu taşıma işini aynı zamanda acentesi de olduğu …. Ltd.’ne yaptırdığı anlaşılmaktadır.Bununla birlikte TTK 1178/1-2.maddesi “1) Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür.(2) Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.” hükmünü haizdir. Dosya kapsamında mevcut 02.03.2015 tarihli davalı kaşe ve imzasını içeren hasar tutanağı, ekspertiz raporu ve bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında, konteynır içerisine istifleme sırasında bahse konu makine üzerine ağır parsiyel yük konulması sonucu, deniz taşıması sırasında salınım hareketinin de etkisiyle üsteki yükün ağırlığı ile alt kısımda bulunan sigortalı emtianın ahşap sandık ambalajının kırılması ile hasarın gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılmıştır.TTK 1185/1-2 maddesi ise “(1) Zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir. (2) Eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek yoktur.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davalı kaşe ve imzasını içeren hasar tespit tutanağının bulunması nedeniyle ayrıca hasar bildirimine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.Öte yandan davacı tarafça 7.245,71-TL ödeme yapılmış ve bu tutarın tahsili talep edilmiş, davalının TTK 1186/1 maddesi uyarınca sınırlı sorumlu olduğu kabul edilerek SDR kuru üzerinden yapılan hesaplama sonucu bulunan tutar da dikkate alınarak, ilk derece mahkemesince talep gibi davanın kabulüne karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 494,95- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 123,70- TL harcın mahsubu ile bakiye 371,25- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18.04.2019