Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/90 E. 2018/469 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/90
KARAR NO : 2018/469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2017
NUMARASI : 2016/413 Esas 2017/774 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018
Davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %35 hissedarı olduğunu, iflas erteleme sürecini başarıyla tamamlamış olan şirketin tek mal varlığının şirket merkezinin de bulunduğu, Sultanahmet bölgesinde bulunan Meşhur …- … isimli lokanta olduğunu, davalı şirketin oyçokluğuyla alınan 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulu kararında, borç kalemlerinin yapılandırılmasında yetki verilmesi ve şirketin merkez adresinin değiştirilmesi yönünde karar alındığını, müvekkilinin genel kurulun 1, 2, 3 ve 4 numaralı kararlarına karşı red oyu kullanarak muhalefet şerhi verdiğini, şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin 2. Maddenin TTK. 621. maddesine aykırı olarak alındığı bu kararın yok hükmünde olduğunu, şirket ana sözleşmesinin ancak sermayenin 2/3nü temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebileceğini kararın %65 oyçokluğuyla alındığını,1.nolu karar ile borçların yapılandırılması için şirket müdürüne yetki verildiğini, TTK. 626/2. Maddesi gereği şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ya da diğer tüm ortaklarca yazılı olarak izin verilmemişse müdürün şirketle rekabet oluşturan faaliyette bulunamayacağını, rekabet yasağına aykırı davranan müdürün şirket borçlarının yapılandırılmasına ilişkin işlemlerinin objektif olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek davalı şirketin 26.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan 1 ve 2 nolu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle İstanbul 14. ATM’nin 2016/413 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurulun 2 nolu kararında şirket merkezinin değiştirildiğini, bu kararın TTK. 447. maddesinde sayılan hususlardan bulunmadığını, zira TTK. 622. maddesi yollamasıyla limited şirketlerde de anonim şirkete ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini, yine şirket borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili şirket müdürüne tam yetki verilmesine ilişkin 1 nolu kararının da ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmadığını, şirket müdürünün davacının iddiası doğrultusunda haksız rekabet yaptığının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde sözü edilen Sultanahmet …A.Ş ile hiçbir ilgi ve bağlantısının olmadığını, davalı şirketin iflas aşamasından son aşamada kurtulup esas sermayesini kaybetmemek ve borca batık halde olmamak için çabalayan bir şirket olduğunu, sermaye arttırımı ile iflastan kurtulduğunu ve davacı payına düşen sermayenin dahi diğer ortak şirket müdürü … tarafından ödendiğini belirterek genel kurulda alınan 1 ve 2 nolu kararların yasa ve ana sözleşmeye aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin 3 ortaklı olup, 8.000 payın 4.000.000- TL sermayeye tekabül ettiğini ve bunun 4080 adet pay karşılığı 2.040.000- TL’sinin …, 2800 adet paya karşılık 1.400.000- TL sermayenin davacı …, 1120 adet paya karşılık 560.000-TL sermayenin de …’e ait olduğunu ve …’ın şirketteki payının ;%51, davacı …’in pay oranının %35, diğer ortak …ün de payının şirket sermayesinin %14’üne tekabül ettiğini, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurula şirketin üç ortağının da katıldığını, ancak her iki kararın da … ve …’ün olumlu oyuna karşılık teşkil eden %65 oyla alındığını, davacı …’in alınan kararlara muhalefet ettiği, 2 nolu karar ile şirket merkezinin değiştirilmesine karar alındığı, şirket merkezinin değiştirilmesi aynı zamanda esas sözleşmenin değiştirilmesi anlamına geldiğini, zira TTK. 576. maddesinde şirket merkezinin ana sözleşmede yer alması gereken hususlardan olduğunu TTK. 589. Maddesinde ”aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde şirket sözleşmesi esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebileceğini,
TTK. 621. maddesinde ise, önemli kararlar bakımından ağırlaştırılmış özel nisaplar öngörüldüğünü, anılan madde de ”aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az 2/3 ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceğinin belirtildiğini bu kararlar arasında ”şirket merkezinin değiştirilmesine” ilişkin kararların da olduğunu,TTK. 621. Maddesinde ifade edilen sermayenin tamamının temsil edilmesi koşulunun gerçekleştiğini, Ancak TTK. 589. Maddesi gereği sermayenin en az üçte ikisinin olumlu oy kullanması gerektiği;genel kurulda toplantı nisabı %100 sermaye tutarına karşılık gelse de, kararın toplam sermayenin %65’ini teşkil eden oylarla alındığını oysa şirket sermayesinin 2/3ünün %66,66 oranına tekabül ettiğini, bu durumda TTK. 589. maddesindeki ve 621. maddesindeki karar nisabının oluşmadığını yasaya ve ana sözleşme hükümlerine uyulmaksızın alınan bu kararın yok hükmünde olduğu,
1 nolu karar ile ; şirket müdürüne borçların yapılandırılması konusunda tam yetki verildiği, TTK. 621. maddesinde kanun ya da şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla alınacağının düzenlendiği, 1. nolu kararın salt çoğunluk ile alındığı, kararın nisap bakımından yeterli oyla alındığı, bunun dışında alınan kararıniptal koşulları bakımından değerlendirilmesi gerektiği ,şirketin iflas erteleme sürecinden geçtiği,yüklü miktarda SGK ve Vergi borcu bulunduğu borçlarının yapılandırılmasına ilişkin olarak şirketi müdürü olan …n’a tam yetki verilmesinde dürüstlük kurallarına aykırı bir yönün bulunmadığını, bu kararın iptali isteminin yerinde olmadığı, İst. 14. ATM’nin 2016/413 E. sayılı dosyasında, 01.02.2016 tarihli genel kurulda …ın 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak münferit temsil ve ilzama yetkili seçildiği, anılan bu kararın iptalinin dava konusu edildiğini , karar iptal edilse de şirket müdürü tarafından yapılan işlemlerin şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceğini, ancak iyiniyetli 3. kişiler yönünden işlemlerin geçerliliğinin korunacağının kabulü gerektiğini, bu davanın beklenmesinin şirket müdürüne borç yapılandırılması yetkisi verilmesi ile bir ilgisinin olmadığını belirterek şirket merkezinin değiştirilmesi ile ilgili kararın yoklukla malul olduğunun tespitine alınan diğer kararla ilgili iptal isteminin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; Şirket Merkezinin değiştirilmesi kararının TTK 447. maddesindeki butlana tabi kararlardan olmadığını,sırf matematiksel hesaplama ile bu sonuca ulaşmanın yerinde olmadığını şirket menfaatleri esas alınarak karar verilmesi gerektiğini, İst. 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/413 E sayılı dosyasında şirket müdürü seçimi ile ilgili kararın iptali istemli dava devam ettiğini, bu davada ise söz konusu şirket müdürüne borç yapılandırma işlemlerini yapmak üzere verildiğini, davaların irtibatlı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinaf incelemesi;Şirket Merkezinin değiştirilmesine ilişkin 28.03.2016 tarihli genel kurulda alınan kararın %65 oranında olumlu oyla alındığı en az 2/3 oy oranı olan %66,66 oranınına ulaşılamadığı gerekçesi ile bu kararın yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin kararıyla “sınırlı olarak yapılacaktır.
Davalı vekili tarafından Şirketin elde ki davaya konu ortaklar kurulu kararından evvel yapılan 1.2.2016 tarihli ortaklar kurulunda şirket müdürü seçimine ilişkin …14.ATM de derdest olan davanın bekletici mesele yapılmaması istinaf nedeni olarak ileri sürülmüş ise de ; daha evvel yapılan genel kurulda şirket müdürü seçimine ilişkin alınan karar elde ki davada alınan kararlar bakımından bağımsız olup,şirket müdürü seçimi ile şirket müdürüne borç yapılandırılması için verilen yetki ilgisiz olduğu gibi netice de ,şirket müdürüne verilen yetki bakımından iptal davasının reddi kararına karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı, yok hükmünde bulunduğuna karar verilen şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin karar ile de bu davanın bağlantısı bulunmadığı gözönüne alındığında davalı vekilinin bekletici mesele bakımından ileri sürdüğü istinaf sebebi yerinde bulunmamaktadır.
TTK. 621(1) -f maddesinde şirket merkezinin değişitirilmesinin önemli kararlardan olduğu yazılıdır. Şirket Merkezinin ana sözleşmede gösterilmesi TTK nun 576. Gereği zorunlu olup ,şirket merkezi değişikliğinin ana sözleşme değişikliği olduğunda bir tereddüt olmayıp TTK nun 589. Ve 621/(1)maddesi gereği esas sermayenin 2/3 ünün olumlu oylarıyla alınacağı dava konusu 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulunun tüm ortakların katılımıyla yapıldığı, TTK. 621. maddesinde ifade edilen sermayenin tamamının temsil edilmesi koşulunun gerçekleştiği, ancak değişiklik kararının sermayenin %65’ini teşkil eden oylarla alındığı ,oysa ki 2/3 oy oranının %66,66 olduğu , anılan kararın TTK. 589. ve 621. maddesine ve ana sözleşme hükümlerine aykırı alınması sebebiyle yeterli nisapla alınmadığı anlaşılan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, nisabın hesabında bir hata bulunmadığı,mahkemenin dosya mevcudu delilleri ve kanun hükümlerini doğru uyguladığı anlaşılmakla ,İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf harcından; davalı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 37,50- TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.26/04/2018