Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/898 E. 2020/150 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/898
KARAR NO : 2020/150
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI : 2016/132 Esas-2017/934 Karar
DAVA: Menfi Tespit-İstirdat(Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, zira taraflar arasında akaryakıt alım-satımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin şehir içi hatta çalışan … plaka sayılı aracını 28.05.2015-27.10.2016 tarihleri arasında diğer takip borçlusu olan dava dışı … kiraya verdiğini, davalının da bu kira sözleşmesinden haberdar olduğunu, ancak kötüniyetli olarak müvekkili hakkında da icra takibi başlattığını, ayrıca kira sözleşmesinde açıkça kiracılık döneminde doğacak akaryakıt giderlerinden kiracının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını ileri sürerek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, ruhsat sahibi davacı olan … plaka sayılı aracın … Kooperatifine bağlı şehir içi yolcu taşımacılığı yapmak üzere davacı tarafından işletilmekte olduğunu, aracın bu süreçte akaryakıt ihtiyacını müvekkili şirkete ait istasyondan karşıladığını, ancak davacının 02.08.2015-30.11.2015 tarihleri arasında satın aldığı akaryakıt bedelini ödemediğini, söz konusu araç ve hattının dava dışı … kiraya verildiği yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, zira belediye ve kooperatif nezdinde yapılan araştırmada böyle bir kira ve devir işlemi olmadığının tespit edildiğini, kaldı ki ilgili Yönetmelikte devir için gerekli şartların düzenlendiğini, ancak davacının gerekli şartları yerine getirmediğini, söz konusu kira sözleşmesinin borçtan kurtulmak için yapılan muvazaalı bir işlem olduğunu, ayrıca satın alınan mazotlara ilişkin fişlerin davacı kayıtlarına işlenmiş olmasının taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddini ve %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalıya ait akaryakıt istasyonundan alınan mazot için düzenlenen akaryakıt fişlerinde … ve şoförlerin isimlerinin yazmakta olduğu, davalının ne davalı adına ne de davacı adına hiçbir fatura düzenlemediği, davalıya ait istasyondan yapılan alım satım sırasında yazar kasa fişlerinin peşin satış olarak düzenlendiği, akaryakıt yazar kasa fişlerinden davacının sorumlu olmadığının VUK hükümleri ile birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporunda izah edildiği, davacının defterinde de yazar kasa fişi kayıtlarına rastlandığı ancak davacı vekilinin beyanına göre stopajdan faydalanmak için davacının defterine işlendiği, buna göre davacı ile davalı arasında alım satım sözleşmesinin bulunmadığının anlaşılmakta olduğu, davalının da davacıyla doğrudan bir akdi ilişkinin varlığını iddia etmediği, davacıya ait araca satılan mazot bedelinden araç maliki olması nedeniyle sorumlu olduğunu savunduğu, davalının defterlerinde davacının cari hesabının bulunmamakta olduğu, hat kirası ile işletme hakkı … devredilen aracın mazot bedelinden araç maliki olan davacının sorumluluğunun bulunmadığı, yargılama sırasında icra dosyasına ödeme yapıldığından ödeme yapılan bedelin İİK nun 72. maddesi gereğince istirdadı gerektiği, davacının kiracısı için akaryakıt fişi düzenlenip cari hesap açılmış iken davacı aleyhine icra takibi yapılması nedeniyle davalının takipte kötüniyetli olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının icra takibine konu asıl alacak ve ferilerinden borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemelerin 2.174,09 TL’nin 11/02/2016 tarihinden, 2.878,88 TL’nin 17/02/2016 tarihinden, 3.049,23 TL’nin 24/02/2016 tarihinden, 1.280,00 TL’nin 02/03/2016 tarihinden, 3.167,52 TL’nin 02/03/2016 tarihinden, 6.392,44 TL’nin 02/03/2016 tarihinden, 11.902,96 TL’nin 03/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadına, icra dosyasına ödenen davalıya ödemesi yapılmayan 750,00 TL’nin de icra müdürlüğü tarafından İİK hükümleri gereğince infaz sırasında davacıya iadesine, davalı takipte kötü niyetli olduğundan 14.476,39 TL asıl alacak üzerinden % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-İcra dosyasında müvekkilinden yapılan tahsilatlar üzerinden icra müdürlüğü tarafından kesintisi yapılan icra harç ve giderlerinden de davalının sorumlu tutulması gerektiğini, 2-Dava 14.476,39-TL üzerinden açılmış ve harç da bu değer üzerinden alınmış ise de, mahkemece süre verilerek harç tamamlatılıp akabinde istirdat bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilerek, kötüniyet tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabında da istirdat bedeli üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, bu kalemlerin hesabında dava açılışındaki harca esas değerin dikkate alınmasının doğru olmadığını belirterek hükmün düzeltilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Belediye ve ilgili kooperatif kayıtlarına göre aracın kiralanması veya devredilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin kira sözleşmesinden haberdar olmadığını,2-Davacının muhasebesel olarak borcu görünmese de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki davacının yargılamanın hiçbir aşamasında ödeme savunmasında bulunmadığını, ayrıca akaryakıt alındıktan sonra veresiye satış fişlerinin imzalanmasının da yakıt bedellerinin ödendiği tespiti ile çelişmekte olduğunu, fişlerin müvekkili çalışanlarınca sehven nakit ödenmiş gibi kesildiğini, 3-Müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, akaryakıt bedeline ilişkin başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı tarafça icra dosyasına ödeme yapılmış olmakla, dava istirdat davasına dönüşmüştür.Davacı, davalı ile herhangi bir akdi ilişkisi bulunmadığını, akaryakıt satın alınan araç kendisi adına kayıtlı olmakla birlikte, dava dışı … isimli şahsa kiralanmış olduğunu, dolayısıyla bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş, davalı ise araç sahibi olan davacının borçtan sorumlu olduğunu, kira sözleşmesinin muvazaalı olarak düzenlendiğini, kaldı ki kira sözleşmesinden haberdar olmaması nedeniyle kendisini bağlamayacağını savunmuştur. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davalının, davacı ile dava dışı … hakkında icra takibi başlattığı, önce davacının takibe itirazının süresinde olmadığından bahisle onun yönünden takibin devamına karar verildiği, akabinde icra hukuk mahkemesinin kararı doğrultusunda itirazın süresinde olduğu kabul edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür. Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu, davacı adına herhangi bir cari hesap kaydı bulunmadığı, ancak … adına bulunduğu, ancak tüm akaryakıt alıcıları için toplu bir hesap tutulmuş olduğundan dava konusuna ilişkin borç-alacak kaydının anlaşılamadığı, öte yandan yazar kasa fişlerinin nakit olarak kesildiği, davacı veya … adına fatura düzenlenmediği tespit edilmiştir. Davacının işletme defterinde de bir kısım kasa fişlerinin kayıtlı olduğu görülmüş ise de, davacı bu durumu kiracı … vergi mükellefiyetinin olmaması, ancak kira sözleşmesinde vergi vb .yükümlülüklerin kiracıya ait olması nedeniyle daha sonra kiracıya rücu edilmek kaydıyla yapıldığını belirterek açıklamıştır. Yine dosya kapsamında mevcut akaryakıt teslim fişlerinim tamamının üst kısmında …. isminin yazılı olduğu, akaryakıtın büyük bir kısmının bizzat bu şahsa, az bir kısmının ise farklı bir çalışana teslim edildiği görülmüştür. Bu durumda davalının davacı ile doğrudan bir akdi ilişkisi olduğunu ileri sürmemesi, ticari defter ve kayıtlarında davacı adına cari hesap kaydı açmayıp … adına açması, dava konusu akaryakıt teslim fişlerinin tamamının … adına düzenlenmesi dikkate alındığında, taraflar arasında akaryakıt alım satımına ilişkin akdi bir ilişki bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Öte yandan, davalı, davacının araç sahibi olarak sorumlu olduğunu düşünerek icra takibi başlatmış olup icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yine icra müdürlüğünün 24.11.2017 tarihli cevabi yazısında, toplam 31.595,12 TL tahsilat, 30.845,12 TL reddiyat yapıldığı, kasada 750 TL olduğu belirtilmiş ve bu işlemlerin ayrıntıları bildirilmiştir. İncelendiğinde, 750-TL dışındaki tutarların davacıdan tahsil edildiği , tahsil edilen bu tutarlardan ise 11.902,96-TL dışındaki tutarın davalı vekiline ödendiği, ancak 11.902,96-TL’nin davacıya ödendiği icra dosyasındaki reddiyat makbuzunda da görülmektedir. Zaten alacaklı vekili de 04.03.2016 tarihli dilekçesinde bu tutarın ilgililere iadesini istemiştir. Yine davacı tarafça faiz talep edilmediği halde “taleple bağlılık” ilkesi dikkate alınmadan faize hükmedilmiş olması da hatalıdır(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/05/2011 tarihli 2011/3254 E., 2011/6647 K. sayılı emsal kararı). Buna göre istirdatı gereken tutar toplam 18.942,16-TL olup, ilk derece mahkemesince bu tutar üzerinden eksik harç tamamlatılarak hüküm kurulması gerekirken, harç tamamlatılmadan dava açılışındaki harca esas değer dikkate alınarak harca hükmedilmesi ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince davacıdan tahsil edilen tutarlar üzerinden herhangi bir kesinti yapılmadan hüküm kurulmuş olup, davacı tarafın kesintisi yapıldığı ileri sürülen icra harç ve giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerektiği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu eksiklikler yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulü ile davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE; Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarihli 2016/132 Esas 2017/934 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; davacının Kocaeli ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Yargılama esnasında toplam 18.942,16-TL’nin cebri icra yoluyla tahsil edildiği görülmekle, bu tutarın davalıdan İSTİRDATINA,Davacının İİK 72/5 m. uyarınca şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 1.293,94-TL harcın, 247,23- TL peşin harçtan mahsubu ile 1.046,71- TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafça ödenen 247,23-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafça yapılan 33,50-TL ilk masraf, 700-TL bilirkişi ücreti ve 121,30-TL tebligat,müzekkere gideri olmak üzere toplam 854,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının ve davalı tarafından yatırılan 247,22-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10’ar- TL’nin hazineye irad kaydına,Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 06/02/2020