Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/873 E. 2020/117 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/873
KARAR NO : 2020/117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2017
NUMARASI : 2014/977 2017/808
DAVA : Tazminat ((Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin bir müşterisine gönderilmek üzere davalı şirkete 1 adet rulman teslim ettiğini, ancak alıcının 23.04.2014 tarihinde müvekkilini arayarak 1 adet rulman ambalajının davalı tarafından hasarlı teslim edildiğini ve içindeki yağın aktığını, hasar tutanağı tutulmasının talep edildiğini ancak görevlinin yanında olmadığını belirterek talebi reddettiğini ilettiğini, bunun üzerine davalı şirketin ertesi gün durum tespit tutanağı düzenlediğini, ürünün kullanılamaz halde olması nedeniyle alıcının aynı üründen tekrar talep ettiğini ve ürünün 2.kez davalı vasıtasıyla alıcıya gönderildiğini, ancak 2.ürünün de ilki gibi hasarlı teslim edildiğini, bu duruma ilişkin de hasar tespit tutanağı yerine durum tespit tutanağı düzenlendiğini, müvekkili zararının karşılanmasını istemişse de davalıdan olumlu geri dönüş olmadığını, ayrıca müvekkilinin ticari itibarının da zedelendiğini, maddi zararın bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini ileri sürerek şimdilik 2.000-TL maddi tazminatın ve 5.000-TL manevi tazminatın zararın oluştuğu tarihten itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 08.11.2016 tarihli dilekçesinde, 2.000-TL olan maddi tazminat taleplerini 6.335,82-TL artırmak suretiyle 8.335,82-TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, 4925 sayılı KTK’nun 8.m. uyarınca göndericinin gönderinin miktarı, cinsi, niteliği gibi hususlarda tam ve doğru bilgi vermek zorunda olduğunu, davacının ürünlerin hasarsız ve tam olarak müvekkiline teslim edildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, ürünün müvekkilince paketlenmemiş olması nedeniyle, zarar iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, paketlenmeden kaynaklanan zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ürünlerin gönderilen adrese eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edildiğini, bu hususta teslim tutanaklarının bulunduğunu, alıcı tarafından imzalanan durum tespit tutanaklarında ambalaj içinden çıkan ürünün hasarlı olmadığının açıkça belirtildiğini, TTK 889 m. uyarınca davacı tarafça süresinde hasar bildirimi yapılmadığını, zarar tutarının tespitinin gerektiğini, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dinlenen yeminli tanık anlatımı, dosyaya sunulan irsaliyeli fatura bilgileri ve davalının cevap dilekçesindeki tevilli ikrarından, davalının taşımak üzere teslim aldığı ürünün ambalajının parçalanması ve içerisindeki rulman cinsi ürününün yağının akması nedeniyle alıcısı tarafından teslim alınmak istenmediğinin, alıcının hasar tespit tutanağı tanzim edilmesi talebinin de davalı tarafça kabul edilmediğinin, 2. kez davacı tarafından gönderilen ürünün de aynı şekilde hasarlı olması sebebiyle bu kez hasar tespit tutanağı düzenlendiğinin anlaşılmakta olduğu, alınan ilk bilirkişi raporu hüküm tesisine elverişli olmadığından alınan yeni raporun olayın oluşuna göre denetlemeye imkan veren ve reddini gerektirir bir neden bulunmayan bir rapor olduğu, buna göre taşıyıcının teslim alarak sağlam ve tam teslim etmek yükümlülüğü bulunmakla, davacıdan teslim aldığı ürünü ambalajı parçalanmış ve yağ akıtması nedeniyle artık kullanılamaz hale gelen rulmandan dolayı tam kusurlu olduğu ve davacının zararını karşılaması gerektiği, rulmanın yağı akması nedeniyle çalışamayacak derecede ve tamir edilemeyecek biçimde hasarlandığından pert-total olduğu ve sovtaj bedeli düşümü ile gerçek maddi zarar tutarının 8.300- TL olduğu, davacının bu tutardaki maddi tazminat talebinde haklı görüldüğü manevi tazminat talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin 8.300-TL üzerinden kısmen kabulü ile, 2.000-TL’sine dava tarihinden itibaren, 6.300-TL’sine ıslah tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacının dava konusu ürünün müvekkiline eksiksiz/hasarsız olarak teslim edildiğini ve kargonun taşıma esnasında hasara uğradığını ispat etmesi gerektiğini, davacının ürünü teslim ederken ürüne ilişkin bir bilgi de vermediğini, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediğini, tanık beyanının dikkate alınmaması gerektiğini, 2-Dava konusu ürünlerin alıcı şirket yetkilisi tarafından eksiksiz ve hasarsız olarak teslim alındığına dair kargo teslim tutanağının bulunmakta olduğunu, 3-Ürünün müvekkili tarafından paketlenmediğini, bu nedenle zarar iddiasını kabul anlamına gelmemek üzere paketlemeden kaynaklanan zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 4-Müvekkiline yasal sürede hasar bildiriminde bulunulmadığını, 5-Zararın varlığının ve kapsamının ispat edilmesi gerektiğini, salt davacı faturası kapsamında yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini, sovtaj bedelinin ne şekilde belirlendiğinin anlaşılamadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, yurtiçi taşıma sözleşmesi kapsamında oluşan maddi-manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, davalıya müşterisine gönderilmek üzere teslim edilen … nolu 1 adet rulmanın alıcı müşteriye hasarlı olarak teslim edildiğini, ürünün kullanılamaz halde olması nedeniyle müşterinin tekrar talepte bulunması üzerine yine davalı tarafından taşınan bir başka rulmanın da aynı şekilde hasarlı olarak teslim edildiğini, alıcı tarafından hasarlı teslimlere ilişkin olarak tutanak düzenlenmesi talep edilmiş olmasına rağmen davalının talebi reddettiğini, ancak ertesi gün durum tespit tutanakları düzenlendiğini, maddi manevi zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise ürünün kendisine hasarsız olarak teslim edildiğinin davacı tarafça ispatının gerektiğini, teslim esnasında ürüne ilişkin bir bilgi de verilmediğini, ürünlerin gönderilen adrese eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edildiğini, bu hususta teslim tutanaklarının bulunduğunu savunmuştur. Dava konusu fatura içeriğinden ilk taşıma konusu olan … nolu rulmana ilişkin hasar iddiasının dava konusu edildiği anlaşılmaktadır. TTK’nun 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Taşıyıcı aynı zamanda adamlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden de kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur (TTK m.879). Aynı yasanın 876-878 m. hükümlerinde ise sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir. Öte yandan TTK’nun 889. m. “(1) Eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. (2) Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir.” hükmünü haizdir. Somut olaya döndüğümüzde, teslim tarihi olarak belirtilen 23.04.2014 tarihinde herhangi bir tutanak düzenlenmediği anlaşılmaktadır, davacı üründeki hasarın teslim tarihinde farkedildiğini, ancak alıcının hasara ilişkin tutanak düzenlenme talebinin davalı tarafça reddedildiğini ileri sürmüştür. Dosya kapsamında mevcut olup dava konusu hasarlı ürüne ilişkin olduğu davacının kabulünde olan 24.04.2014 tarihli durum tespit tutanağı incelendiğinde ise, ambalajın orijinal ve gözle görülür hasarlı olduğunun, ambalajdaki hasarın kırılma şeklinde olduğunun, ambalajın içinden çıkan ürünün ise hasarlı olmadığının bildirildiği, bu tutanağın davalı çalışanı ile dava dışı alıcı tarafından imzalandığı görülmüştür. Gözle görülür hasar iddiasına rağmen, alıcının ürünün hasarlı olmadığı yönündeki bu kabulünden sonra, davacının 30.04.2014 tarihli hasar bildirimi kabul edilemeyeceği gibi, salt dosya kapsamında mevcut hangi aşamada çekildiği belirsiz olan fotoğraflar ve tanık beyanı dikkate alınarak ürünün hasarlı olduğunun kabulü de doğru olmamıştır. O halde ilk derece mahkemesince davanın tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, manevi tazminat talebine ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan yeni hükümde bu talebe ilişkin vekalet ücreti takdirinde daha önce hükmedilen tutar dikkate alınmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/977 Esas 2017/808 Karar sayılı ve 24/10/2017 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 54,40-TL harcın, toplam 319,55- TL harçtan mahsubu ile 265,15- TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 36-TL yargılama gideri davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Maddi tazminat talebi yönünden davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Manevi tazminat talebi yönünden davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 1.980- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 228- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 85,70- TL’nin hazineye irad kaydına, Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 52-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 30/01/2020