Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/860 E. 2018/737 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/860
KARAR NO : 2018/737
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİH : 30/03/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/260 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/06/2018 (06/07/2018 yazım tarihli )
30/03/2018 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacılar vekili davacıların evli olduğunu, davalı şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatını ve satışını üstlendiği “…parsel” sayılı alan üzerinde yer alan “….” isimli gayrimenkul projesinden 50 m² dükkan ve 32 m²’den oluşan taşınmazı satın almak üzere davalı ile anlaştıklarını, satış vaadi sözleşmesi vs. akdedilmediğini, onun yerine 29/12/2015 tarihli “Taşınmaz Satışı Ve Kaparo Tutanağı” başlıklı belge imzalandığını, belgede satış bedelinin 1.000.000-TL + KDV olarak belirlendiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda satış bedelinin 950.000-TL olması konusunda mutabık kaldıklarını ve müvekkilleri tarafından 950.000-TL’nin davalı tarafa ödendiğini, davalı tarafça 22/01/2018 tarihinde müvekkillerine gönderilen e-postada müvekkillerine devredilmesi planlanan 61 nolu bölümün tapusunun gönderildiğini, tapu kaydında taşınmaz niteliğinin “Ofis” olarak belirtildiğini, baştan beri devri yapılacak taşınmazın dükkan niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında anlaşma olmasına rağmen devri yapılacak olan taşınmazın tapu kaydında ofis niteliğinde olması nedeni ile müvekkillerinin ödemiş oldukları paranın iadesini talep ettiklerini, ancak davalı tarafça geri ödeme yapılmayacağının ifade edildiğini, müvekkili T…’nın taşınmazda eczane açmayı planladığını, ofis niteliğindeki bir taşınmaz içerisinde yürürlükteki Eczacılar Ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik gereği eczane açmasının mümkün olmadığını belirterek davalı tarafın …” isimli gayrimenkul projesinde adına tapulanan tüm bağımsız bölümlerin 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talebin kabul edilmemesi halinde projede yer alan 59 ve 60 nolu bağımsız bölümlerin 3. Kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talebin kabul edilmemesi halinde 61 nolu bağımsız bölümün 3. Kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini ve müvekkillerinin davalı tarafa yaptıkları toplam 950.000-TL ödemenin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, HMK’nun 389/1 maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davacıların ihtiyati tedbir talebine konu taşınmazın dava konusu olmadığı, davanın alacak davası olduğu belirtilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili, geçersiz sözleşmeye istinaden ödenen bedelin istendiği, alacağın karşılanması amacıyla geçersiz sözleşmeye konu taşınmazlara ihtiyati tedbir istendiği, hukuk normunun dar yorumlandığı, zira bedelin ödendiği ödenen bedelin tahsilini sağlamak üzere taşınmazlara ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE: Dava alacak davası olup, tedbir konulması istenen taşınmazlar dava-uyuşmazlık konusu değildir. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.
HMK’nın 389.maddesine göre uyuşmazlık konusu olmayan bir şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. İstinaf başvurusunda örnek olarak belirtilen haksız fiillerden dolayı açılan davalarda kazaya yol açan araçlar üzerine tedbir konuluyor olması yukarıda belirtilen hukuk normuna uygun olmadığı gibi davaya emsal olacak nitelikte değildir. Haksız fiil halinde taraflar arasında bir bağ ilişki bulunmamakta olup, tarafları haksız fiil bir araya getirmiştir. Dava konusu alacağın teminat altına alınabilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini yasakoyucu düzenlememiştir. Yasakoyucunun düzenlemediği bir konu zorlamalı yorumla hukukun yargısal uygulamasına konu olamaz.
Davacı tarafın istinaf dilekçesinde istediği talebin ihtiyati haciz hükümleri doğrultusunda değerlendirilmesi yönündeki istemin muhatabı bölge adliye mahkemesi olmayıp, ilk derece mahkemesidir. Zira HMK’nın 357/1.maddesine göre: “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.” Davacı taraf dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmiş olup, mahkemece ihtiyati tedbir talebi değerlendirilerek istinafa konu karar verilmiştir. İstinaf incelemesinde ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesi yönündeki talep istinaf incelemesini aşan ve HMK’nın 357/1. Maddesine aykırı yeni bir talep olup, istinaf incelemesinde değerlendirilmesi mümkün olmayan bu talebin ilk derece mahkemesinde her zaman yapılabilmesi ve incelenmesi mümkündür.
Dava konusu olmayan taşınmazların para alacağının tahsilini teminen ihtiyati tedbire konu edilmesi mümkün olmadığından talebin reddine ilişkin arakararına karşı ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/06/2018