Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/84 E. 2018/487 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/84
KARAR NO : 2018/487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017
NUMARASI : 2017/340 Esas 2017/1101 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduğunu, şirketin 3 ortaklı şirket olup, şirketin Bahçelievler Mahallesi, … nolu parsellerin maliki olduğunu, şirketin sahip olduğu taşınmazlar üzerinde inşaat yapmak üzere kurulduğunu, ancak imar mevzuatı açısından çıkan sorunlardan dolayı şirketin faaliyetine başlayamadığını, bu bağlamda şirketin gayri faal olduğunu, şirket ortakları arasında güvensizlik meydana geldiğini, bu nedenlerle şirkete öncelikle kayyım atanmasını ve TTK 636.maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, şirket adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili imar mevzuatından kaynaklanan sorunlar bulunduğunu, ancak söz konusu sorunları çözmek amacıyla gayret sarf edildiğini, şirket ortakları arasında herhangi bir güvensizlik bulunmadığını, bu bağlamda TTK 636.maddesinde ön görülen haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ortak tarafından davalı şirket aleyhine TTK 636/3 maddesi gereğince haklı nedene dayalı fesih davası açtığını, duruşmada dinlenen davacı ve davalı tanığının beyanlarına göre şirket ortakları arasında herhangi bir ihtilaf ve güvensizliğin söz konusu olmadığını, şirketin satın almış olduğu taşınmazla ilgili imar mevzuatından kaynaklı sorunlar nedeniyle inşaata başlanamadığını, imarla ilgili hukuki sorunların aşılması için ortaklar tarafından gerekli mücadelenin verildiğini, iş bu hususun şirketin gayri faal olduğu şeklinde değerlendirilemeyeceğini, bu bağlamda davacı tarafın dava konusu şirketin haklı nedenle feshini gerektirir nedenlerin varlığını ispatlayamadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirketin dava konusu taşınmazlar üzerinde inşaat yapmak amacıyla kurulduğunu,amacını gerçekleştirmediğini gayri faal olduğunu, söz konusu taşınmazlarla ilgili bir karar alınmadığını imar durumu ile ilgili sıkıntılar nedeniyle davalar açıldığını, şirketin amacını gerçekleştirmediğinin vergi dairesine verdiği beyanname ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, müvekkilinin inşaat yapımı ile ilgili taleplerini ileteceği bir muhatap bulamadığını, davalı şirketin defterlerinin müvekkilinin incelemesinden kaçırıldığını, Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/191 E ve 2016/500 K sayılı dosyası ile ilgili müvekkiline bilgi verilmediğini,müvekkilinin 2017 olağan genel kurul toplantısına çağrılmadığını, şirketin hiçbir faaliyeti olmadığını, gayri faal olduğunu, şirketin fiilen diğer ortaklarca idare edildiğini, şirket ortakları arasında sadakat ve güven kalmadığını belirterek davanın reddine ilişkin kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, şirketin amacının gerçekleşme imkanının kalmadığı ve şirket ortakları arasında güven kalmadığı şirketin gayri faal olduğu organlarının bulunmadığı iddiası ile açılan şirketin feshi istemine ilişkindir.
Şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde inşaat faaliyetlerine başlanamaması ,amacını gerçekleştirme imkanı bulunmadığı davacı tarafça fesih sebebi olarak ileri sürülmekte ise de ;dosyaya sunulan gerekçeli karar örneğinden ;taşınmazların tamamının imar planında okul alanı olarak ayrılması nedeniyle ,bir kısım parsellerin plan tadilatı yapılması için belediye ile bir anlaşmaya varıldığı ,bir kısım taşınmazların belediyeye hibe edildiği ancak plan tadilatının idare mahkemesine açılan dava neticesi iptali üzerine bu kez hibe edilen taşınmazların şirkete iade edilmemesi nedeniyle Bahçelievler Belediyesine karşı 13.4.2011 tarihinde tapu iptali davası açıldığı,davanın şirket lehine sonuçlandığı ve kararın 26.1.2017 kesinleştiği anlaşılmaktadır.Tapu iptali davasından evvel de 2008 yılında plan tadilatına ilişkin idari davanın açıldığı ,bu davanın 2010 yılında sonuçlandığı ,şirket taşınmazlarının imar durumu nedeniyle inşaat faaliyetinin başlayamadığı anlaşılmakta ise de davacı tüm bu yaşananlardan sonra 9.5.2016 tarihinde eski ortaklar… ve ….’nin paylarını devralarak şirkete ortak olduğu anlaşılmakla ,yaşanan hukuki süreci ve taşınmazların imar durumun bilerek payları devraldığı ,şirketin kurulduğu tarihten bu yana imar engellerini aşmak üzere çaba gösterildiği anlaşıldığından ,paydaşlığın iktisabından 1 yıl ,tapuların şirket adına iade ve tescili kararından hemen sonra elde ki bu davanın açılarak şirketin feshinin talebinin haklı bir talep sayılamayacağı,taşınmazların hukuki durumu ortada iken ortaklık kabul edilerek pay devri yapıldığına göre bu süreci davacınında öngördüğü veya öngörmesi gerektiği bir engeli fesih sebebi olarak ileri sürülmesi çelişkili davranış yasağı kapsamı içerisindedir.İmar planı tadilinin iptaline karar verilmesi ,bir daha imar planı tadilatı yapılamayacağı anlamına gelmediğinden şirketin amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği de kabul edilemez. Duruşmada dinlenen taraf tanıkları da şirketin feshini gerektirir haklı sebebin mevcut olduğuna dair kanaat verici beyanlarda bulunmadıkları ;şirket ortakları arasında güven ve itimatın kalmadığına,şirketin toplantılarına müvekkilinin çağrılmadığı defterlerin inceletilmediği iddiasının ispata muhtaç olduğu göz önüne alındığında Mahkemece TTK 636/3 maddesi gereğince şirketin feshi şartları bulunmadığından davanın reddine karar vermesinde isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2018