Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/827 E. 2019/353 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/827
KARAR NO : 2019/353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2018
NUMARASI : 2016/1072 E.- 2018/322 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2019
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, davalı şirkete ait özel hastaneye tedavi için müracaatta bulunan bir hastada kullanılmak üzere müvekkilinden talep edilen malzemelerin irsaliyeli fatura ile davalıya teslim edildiğini, davalı şirket faturaya konu malzemeleri kullanmasına rağmen fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkili ile … arasında akdedilmiş olup her yıl yenilenen sözleşme uyarınca müvekkilinin bünyesinde genel sağlık sigortası olan hastalara vermiş olduğu hizmet bedellerini …’na fatura etmekte olduğunu, faturaları ve yapılan işlemleri inceleyen …’nun müvekkiline hizmet bedellerinin karşılığı olan hakedişlerini ödemekte olduğunu, dava konusu olayda da hasta için gerekli malzemelerin bir kısmının davacı şirketten temin edildiğini ve hastanın tedavisinde kullanıldığını, ancak …’nun davacıdan alınan malzeme bedellerini ödemediğini ve gerekçe sunmadığını, müvekkili tarafından … nezdinde gerekli müracaat ve itirazların yapıldığını, ancak tüm itirazların reddedildiğini, malzeme bedellerinin ödenmemesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, …nun davaya konu fatura bedeli kadar müvekkili hastanenin hakedişlerinde de kesinti yaptığını, yukarıda açıklanan uygulamanın davacı şirketin imzalı kaşeli taahhütnamesi ile de kabul edildiğini, faturaya konu malzeme bedelinin … tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı ile … arasında sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşme yapıldığı, …. bir hastanın davalıya ait hastaneden tıbbi yardım alması üzerine tıbbi malzemelerin davacı şirketten temin edildiği, kullanılan bu tıbbi malzemelerin bedelinin tahsili için … ‘na müracaatta bulunulduğu, ancak …’nun cevabi yazısında Sağlık Uygulama Tebliğine göre davacıdan temin edilen tür malzemenin sadece Üniversite ve Eğitim Araştırma hastanelerinde uygulanması halinde bedelinin kurumca karşılanacağının belirtildiği, ayrıca davacının davalıya hitaben yazmış olduğu yazı ile ödeme tarihi konusunda tarafların mutabakata vardıkları, ancak davalının fatura karşılığını … tahsil etmediği, dolayısıyla borcun muaccel hale gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalının …’nu ödeme yapması konusunda yasal açıdan zorlamadığını ve müvekkilinin alacağını ödemediğini,2-Bilirkişi raporunda, davalı hastanenin tıbbi malzeme bedellerinin … tarafından ödenip ödenmeyeceğini kontrol etmesi gerektiğinin, müvekkilinin alacak talebinde haklı olduğunun tespit edildiğini, 3-Müvekkilinin malzeme bedelinin …’dan tahsil edilmesi şartıyla ödenmesini kabul etmesinin söz konusu olmadığını, yazının taahhütname niteliğinde olmadığını,4-Davalının ödeme yapmaması, … kendisinden kesinti yaptıysa … aleyhine dava açmaması, bu davaya dahil etmemesi ve tamamen atıl vaziyette bekleyerek müvekkilini zarara uğratmasının MK 2 ve 3 maddeleri uyarınca iyiniyet ve dürüstlük ilkelerine de aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, dava dışı … ile akdettiği sözleşme uyarınca, davacıdan alınan malzeme bedellerini ve hastaya sunulan tüm hizmet bedellerini …’na fatura ettiğini, ancak …’nun davacıdan alınan malzeme bedellerini ödemediğini ve hiçbir gerekçe sunmadığını, kendisi tarafından …. nezdinde yapılan müracaat ve itirazların reddedildiğini, kusurunun bulunmadığını, ….’nun fatura bedeli kadar kendisinin hakedişlerinde de kesinti yaptığını, davacı şirketin imzalı kaşeli taahhütnamesi ile kendisinin ödemesinin …’ndan tahsil şartına bağlı olduğunu kabul ettiğini savunmuştur.Dava konusu faturaya konu malların davalıya teslim edildiği ve hasta tedavisinde kullanıldığı tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık, davalının davacıya fatura bedelini ödemesinin …’ndan bu tutarı tahsil etmesi şartına bağlı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasında mal alım-satımına ilişkin olarak akdedilen yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı, davacı tarafından kendisine hitaben düzenlenen bila tarihli yazının taahhütname niteliğinde olduğunu, davacının, bu yazı ile kendiinin ödeme yapmasının …. tahsil şartına bağlı olduğunu, … tarafından ödeme yapılmaz ise davacıya ödeme yapılmayacağını kabul ettiğini ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesince bu gerekçe ile dava reddedilmiştir.Söz konusu bila tarihli yazı incelendiğinde, dava konusu faturaya konu ürünlerin … tarafından ödemesinin hangi nedenle reddedildiği açıklandıktan sonra, bununla ilgili Ankara’dan yazı beklendiği, 15 gün içinde sonuçlanacağı, …’dan tahsilat yapıldıktan sonra kendi hesaplarına havale edileceğinin belirtildiği görülmüştür. Görüldüğü gibi yazı içeriğinde …’nun ihtilaflı ürüne ilişkin ödeme yapıp yapmayacağının bir süre bekleneceği, ödeme yapılması halinde kendi hesaplarına havale edileceği açıklanmış olup, ödeme yapılmaması halinde davalıdan herhangi bir talepte bulunulmayacağı yönünde bir ifadeye ise rastlanılmamıştır.Öte yandan … yazı cevabında ise, kesintiye ilişkin davalı tarafça 26/01/2013 tarihinde itiraz edildiği, 03/05/2013 tarihinde davalı şirketle mutabakata varıldığı belirtilmiştir. O halde taraflar arasında satışa konu ürünlerin bedellerinin ne şekilde ödeneceği yönünde yazılı bir sözleşme olmadığı bulunmadığı ve davacı tarafça yazılan yazının da herhangi bir taahhüt içermediği, bu durumda davalının dava dışı … akdetmiş olduğu sözleşme hükümleri ile ilgili mevzuat(SUT) hükümlerinin davacıyı bağlamayacağı, dolayısıyla davalının bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere tıbbi malzeme temini sırasında hangi malzeme bedellerinin …. tarafından ödendiğini kontrol ederek alım yapması ve olumsuz bir durumla karşılaşması halinde ise sonuçlarına katlanması gerektiği, davalının alacağın muaccel olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, davacının alacak talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden HMK 353(1)b-2 gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2018 Tarihli 2016/1072 Esas 2018/322 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasında vaki itirazın İPTALİNE; takibin 17.219,87- TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, Alacak likit olmakla, 17.219,87-TL alacağın %20’si oranındaki 3.443,97-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;”Alınması gereken 1.176,28- TL nispi harçtan 207,98- TL peşin nisbi harcın ve icra dosyasına yatırılıp mahsubu istenen 86,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 882,20- TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen toplam 294,08- TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 33,50-TL ilk masraf, 1.800- TL bilirkişi ücreti ile 142,60- TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.976,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan toplam 77-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/03/2019