Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/819 E. 2019/699 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/819
KARAR NO : 2019/699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2018
NUMARASI : 2014/1655 E.- 2018/110 K.
DAVA : Manevi Tazminat (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili,müvekkilinin davalı banka ile akdettiği sözleşme uyarınca bankadan 13/03/2013 kullandırım tarihli 37.000-TL tutarında taşıt kredisi çektiğini, kredinin geri ödemelerini ise 15/04/2013 tarihinden itibaren… Bankası hesabından davalı banka hesabına düzenli olarak yaptığını, buarada müvekkilinin 13/07/2014 tarihinde … Bankasından çek karnesi talebinde bulunduğunu ve birkaç gün sonra kullandığı bir kredinin geri ödemelerinde gecikme olduğundan bahisle kredi kayıt sisteminde olumsuz not kaydı bulunduğunu öğrendiğini, bu nedenle … Bankası ve …’ın müvekkilinin çek karnesi talebini reddettiğini, müvekkilinin 12/08/2014 tarihinde davalı bankadan yaptığı geri ödemelere ilişkin dökümün verilmesini istediğini, müvekkiline verilen dökümde 13/08/2013 tarihinde … Bankasından EFT ile yaptığı ödemenin davalı banka tarafından 13/09/2013 olarak kayda geçirildiğini,izleyen ödemelerin tümünün birer ay gecikmeli yapılmış gösterildiğini tespit ettiğini, davalı banka nın hatası nedeniyle kredi ve ticari itibarı ağır şekilde zedelenen müvekkilinin davalı bankaya 15/08/2014 tarihli ihtarname göndermişse de cevap verilmediğini ileri sürerek 50.000-TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının 13/08/2018 tarihli kredi ödemesinin 4-TL bedelli “fdr” yani finansal durum raporu masrafı bedeli nedeniyle eksik yatırıldığından durumun KKB’na yansıdığını, bu masrafın davacıya düzenli olarak gönderilen hesap ekstreleri nedeniyle oluşan gönderim masrafı olduğunu, bu olumsuzluğun davacıya SMS ile bildirildiğini ancak eksik tutarın davacı tarafından ancak Ağustos 2014 döneminde yatırılarak kapatıldığını ve bu nedenle bu tarihe kadar olan ödemelerine otomatik olarak yansıtıldığını, dolayısıyla müvekkilinden kaynaklanan hatalı bir işlemin olmadığını, kaldı ki kredi detay formundan da anlaşılacağı üzere davacının müvekkilinden kullandığı kredi dışında başkaca kredileri de bulunmakta olup iş bu kredilerinin geri ödemelerinde de gecikmeler yaşandığını, yine davacıya ait endeksli çek raporuna göre davacının dava tarihinde … Bankası ve …bank’ta çek karnesi hesabının bulunduğunu, talep edilen tutarın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece;davacı tarafça yatırılan bedellerin hesaba geç yatırıldığı iddia edilmiş ise de bilirkişi asıl ve ek raporunda hesap ekstrelerine göre yatırılan bedellerin yatırıldığı gün hesaba aktarıldığı ve davalı bankanın haksız bir eylemi bulunmadığı , bununla birlikte davacının ödeme yaptığı hesaptan FDR adı altında bedel kesildiğinin, bu nedenle kredi bedellerinin eksik ödenmiş gibi yansıdığı, bu tespit üzerine davacı vekilince haksız düzensiz ödeme masrafı tahakkuk ettirildiği ve bu eylemin manevi zarara neden olduğu ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde sadece kredi ödemelerinin geç yansıtıldığının iddia edilmesi karşısında söz konusu beyanın iddianın genişletilmesi kapsamında olduğu, davalı tarafın iddianın genişletilmesine açık rızasının bulunmadığı, dolayısıyla davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkiline davalı banka çalışanı tarafından kredi geri ödemelerinde gecikme olduğunu göstermek amacıyla 12.08.2014 tarihli belgenin verildiğini, davalı bankanın bu belgeye itirazının olmadığını, ancak delil olarak dosyaya sunulan bu belgenin mahkemece değerlendirilmediğini ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, 2-Söz konusu gecikmelerin asıl nedeni, müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında davalı banka tarafından rapor/hesap ektresi gönderim bedellerinin tahsil edilmemesi ise, bu durumun davanın tarihi itibariyle taraflarınca bilinebilmesinin mümkün olmadığını,kredi geri ödemelerinin, davalı banka tarafından gerçeğe aykırı olarak, ” gecikmeli ödeme olarak ” kredi kayıt bürosuna bildirildiğini, mahkemece bu husustaki iddianın genişletilmesi yasağına tabi olduğundan bahisle değerlendirme dışında tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişilerin banka kayıtları üzerinde yaptıkları teknik inceleme sonucu düzenledikleri asıl ve ek raporlarında davalı bankanın hukuka aykırı ve haksız işlem yaptığını ve bu nedenle davacının zarara uğradığını tespit ettiklerini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Kredi Kayıt Bürosuna yapılan hatalı bildirimden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının iddiası esasında bankanın kusurlu işlemi nedeniyle Kredi Kayıt Bürosuna hatalı bildirim yapıldığı yönündedir, banka kusurunun ne şekilde meydana geldiğini bankaca kendisine verilen 12/08/2014 tarihli belge doğrultusunda ileri sürmüştür, tam olarak bankanın ne şekilde işlem yaptığını bilebilmesi ise mümkün değildir. Dolayısıyla FDR adı altında yapılan kesinti nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasının da iş bu davadaki iddia kapsamında değerlendirilmesi gerekir.Davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere, Kredi Kayıt Bürosu’na yapılan olumsuz durum bildiriminin nedeni, 4-TL bedelli “fdr” yani “finansal durum raporu” masrafı bedelinin yatırılmamış olmasıdır. Bu nedenle davacının 13/08/2013 tarihli aylık kredi geri ödemesinin ve sonraki ödemelerinin geç yatırılmış gibi kuruma yansıtıldığı ileri sürülmüştür. Öte yandan bu masraf tutarının sözleşme uyarınca talep edilebileceği kabul edilse dahi, 4-TL gibi ufak bir tutarın ödenmemesi nedeniyle kuruma yapılan bu bildirimin haklı olup olmadığının irdelenmesi gerekir. Nitekim TBB Risk Merkezi Yönetmeliği incelendiğinde 9.maddesinde kuruma üyelerce verilecek bilgilerin kapsam, biçim ve içeriği hususunun düzenlendiği ve üyelerin kuruma bildirmeleri gereken asgari gecikme tutarından söz edildiği görülmekle, Dairemizce kuruma müzekkere yazılarak kredi geri ödemelerindeki gecikmeler nedeniyle 2013 ve 2014 yıllarında kuruma yapılması gereken gecikme bildirimine ilişkin asgari bildirim tutarlarının bildirilmesi ve davalı banka tarafından davacı hakkında yapılan bildirimlere ilişkin bilgi verilmesi talep edilmiş, cevabi yazıda Yönetmeliğe göre 2013-2014 yıllarında dönem borç tutarının 50-TL veya altında olması durumunda üyeler tarafından gecikme bildiriminin yapılmaması gerektiği belirtilmiş ve davalı banka tarafından davacı hakkında yapılan bildirimlere ilişkin tablo gönderilmiştir. Bu tablo incelendiğinde ise, davacının 2013 yılı Ağustos ayı ile 2014 yılı Temmuz ayı arası dönemi tüketici kredisi borçlarına ilişkin bildirim yapıldığı, buna göre kredi aylık taksit tutarlarının gecikmeli ödenmiş gibi yansıtıldığı görülmüştür. Davalı bankanın, davacının kredi ödemelerini düzenli olarak yapmış olmasına rağmen, 4 -TL tutarlı bir işlem masrafı nedeniyle aylık kredi ödemelerine ilişkin gecikme bildiriminde bulunmuş olması ilgili yönetmelik hükmüne aykırı olduğu gibi, dürüstlük kuralına da aykırı olduğundan, bu durumda davalı bankanın kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir.Kusurlu banka hakkında manevi tazminata hükmedebilmek için ise tazminat koşullarının varlığı yeterli olup, ayrıca manevi zararın somut olarak ispatlanması gerekmez. Bir kişinin bankalar nezdindeki kredibilitesinin azaltılması veya ortadan kaldırılması suretiyle ticari itibarının sarsılması manevi tazminata hükmedebilmesi için yeterlidir(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 04/12/2017 tarihli 2016/12841 E., 2017/6861 K. sayılı ve 29/05/2017 tarihli 2016/4866 E., 2017/3130 K. sayılı emsal kararları). Buna göre davacının manevi zarara uğradığı sabit olup manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün kaldırılması gerekmektedir. Özel durumlar gözönünde tutularak hükmedilecek olan manevi tazminat miktarının adalete uygun olması gerekir. Hükmedilecek bu para zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşımalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlulusun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Bu durumda, bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği gözönüne alınarak takdiren davacı lehine 4.000-TL manevi tazminatın yeterli bir miktar olduğu kanaatına varılmıştır. Tahkikatda ki eksik hususlar duruşma açılmadan dairemizce giderildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile davacı yararına 4.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2018 Tarih 2014/1655 Esas 2018/110 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 4.000-TL manevi tazminatın 27/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 273,24- TL nispi harcın 853,90- TL peşin harçtan mahsubu ile 580,66-TL fazla harcın istek halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından ödenen 302,29- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen , 1.400-TL bilirkişi ücreti ve 110-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.510-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 124- TL sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafça yapılan 76,50-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 70- TL sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT 10/1 m. uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT 10/2 m.uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine .İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerini takdiren üzerlerinde bırakılmasına,HMK ‘nun 362/1(a). maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2019