Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/789 E. 2019/402 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/789
KARAR NO : 2019/402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2018
NUMARASI : 2015/757 Esas 2018/103 Karar
DAVA: Limited Şirket Ortaklığından Çıkarılma
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dava dışı … tarafından kurulduğunu ve %96 hissesinin sahibi olduğunu, limited şirket kurmak için 2 ortağa ihtiyacı olduğu için kuruluşta babası … da yüzde %4 hisse verdiğini ,baba İsak’ın vefat etmesi sonucu davalının davacı şirkette miras yoluyla %1,5 oranında hissedar olduğunu, Müvekkili şirketin 3 hissedarı bulunduğunu ,davalının şirket müdürü ve şirket çalışanları ile iletişimi reddettiği, şirket toplantılarına katılmadığı ve şirket işleriyle hiçbir şekilde ilgilenmediği için TTK a göre ¾ çoğunlukla alınması gereken hiçbir kararın alınamadığını ve bu durumunda müvekkili şirketin işlerini ciddi derecede aksattığını, davalının bu davranışlarının şirket faaliyetlerini sekteye uğratıp zarar verecek ve karşılıklı güveni ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu, bu kapsamda şirketin ¾ çoğunlukla alması gereken pay devri, nevi değişikliği ve birleşme yoluyla yabancı firmalarla stratejik ortaklık yapılması gibi önemli kararların alınmasına engel olduğunu, adı geçenin 24/02/2014 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında huzur bozucu davranışları nedeniyle toplantının başlanmasını engellediğini ve genel kurulu terk ettiğini, yine adı geçenin şirket işleriyle ilgilenmediğini, şirket işlerinin görüşülmesi için yapılan toplantılara katılmadığını, bu tür davranışlarının şirket faaliyetlerini engellediğini ve karşılıklı güveni ortadan kaldırdığını, bu kapsamda 10/06/2015 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında davalının ortaklıktan çıkarılması istemiyle dava açılmasına karar verildiğini ileri sürerek haklı sebeplerle davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bir yükümlülük değil hak olduğunu, dolayısıyla ortaklıktan çıkartılmayı gerektirecek TTK.nun 640. maddesinde aranan haklı bir sebebin bulunmadığını, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “…davacı tarafça, davalı ortağın şirketin ortaklar kuruluna katılmamak ve toplantıyı terk etmek suretiyle ortaklıktan çıkartılmak için haklı nedenlerin bulunduğu ileri sürülmüş ve iddia edilen eylemlerin sabit olduğu dosya kapsamı ve yine dinlenen tanık anlatımlarıyla belirlenmiş ise de; gerek davalı tarafın savunmasında, gerekse denetime elverişli ve gerekçeli olan, bu yüzden benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve ek raporuna göre, ileri sürülen sebeplerin bir yükümlülük olmayıp hak olduğu, davalının şirkette yönetici olmaması ve şirketteki hisse oranı da dikkate alındığında şirketin faaliyetlerini engelleyici nitelikte bulunmadığı, diğer bir anlatımla ileri sürülen dava sebeplerinin davalının şirketten çıkartılması için TTK’nın 640.maddesi kapsamında haklı bir neden olmadığı, diğer yandan; davacı tarafça 19/01/2018 tarihli dilekçeyle, davacı şirketin 07/05/2017 tarihli ortaklar kurulu toplantısında başka bir şirketle birleşme yönünde karar alındığı ileri sürülmüş ise de, aynı dilekçede bu kararın da davalı tarafça dava konusu yapıldığının bildirildiği, dolayısıyla birleşme sürecinin henüz tamamlanmadığından davalının ortaklık sıfatının devam ettiği, toplanıp değerlendirilen delillerle anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili firma … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 07/09/2017 günü yapılan Ortaklar Genel Kurul Toplantısında; müvekkili firmanın… San. Ve Tic. A.ş. tarafından devralınması yoluyla birleşmesine karar verildiğini, azınlık ortak olan davalının ayrılma akçesi ödenmek suretiyle devir olunan şirkete taşınmaması yönünde karar alındığını, alınan bu kararla birlikte hem müvekkili firmanın tüzel kişiliğinin, hem de davalı yanın ortaklığının sona erdiğini, davanın konusuz kaldığının mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen, esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davanın açıldığı tarihteki haklılığı görülmeden, müvekkili şirket aleyhine yargı gideri ile vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da usule aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin de davalı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; TTK’nun 640. maddesi uyarınca, davalı şirket ortağının, haklı sebeple mahkemece şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir.Dosyada bulunan davacı şirkete ait sicil kayıtlarının incelenmesinde; davacı şirketin halen sicile kayıtlı olduğu, 07.09.2017 tarihli genel kurulda alınan birleşme kararı nedeniyle tasfiyesiz infisah nedeniyle sicil kaydının kapalı olduğu, şirkette 19.000 hisseden … hissenin … , 285 hissenin davalı … ve 190 hissenin ise …’a ait olduğu,10.06.2015 tarihli genel kurulda ise şirkette 16.400 hisseden 15.990 hissenin … , 246 hissenin davalı … ve 164 hissenin ise … ait olduğu,bu genel kurulda sermaye artırımına gidilerek hisselerin yukarıdaki gibi belirlendiği görülmüştür. Davalının davacı şirkette %1,5 oranında payı bulunmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 640. maddesinde; ortağın şirketten çıkartılmasına yönelik düzenleme yapılmış olup, anılan yasa hükmüne göre şirket ana sözleşmesine bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceğine ilişkin sebepler konulabilecektir.Aynı yasanın 640/3. fıkrasında, ana sözleşmede çıkarılmaya ilişkin hüküm bulunmasa dahi, şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebeplere dayanılarak şirketten çıkarılması mümkün olabilecektir. Bu halde şirket tarafından ortaklardan biri hakkında haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması davası açılabilmesi için, 6102 sayılı TTK’nun 621/1-h. maddesi gereğince genel kurulda temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile mahkemeye başvuru kararının alınması şarttır. Davacı şirket tarafından bu yönde 10.06.2015 tarihli genel kurulda,toplam 16.400 hissenin 16.154 hissesine sahip … ve …’in oylarıyla ve oy çokluğuyla ortağın ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin kanunda belirtilen nisaplara uygun karar alınmıştır. Davalı taraf istinaf dilekçesinde , davacı şirketin 07.09.2017 günü yapılan ortaklar genel kurul toplantısında alınan birleşme kararıyla, davalı yanın ortaklığı sonlandığından, huzurdaki davanın konusu kalmadığı, mahkemenin konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurması ve dava tarihi itibariyle davacı haklı olduğundan lehine yargılama gideri takdir edilmesi veya davalı tarafça birleşme kararının iptali için İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1021 esas sayılı dosyasında açılan davanın bekletici mesele yapılması hususlarını istinaf konusu yapmıştır. Dava tarihinden sonra, hüküm tarihinden önce, davacı şirketin 07.09.2017 tarihli genel kurul toplantısında, davacı şirketin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte davadışı ….Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile birleşmesine karar verilerek davacı şirketin tasfiyesiz infisahına karar verildiği, davalı ortak … dahil diğer azınlık pay sahibi ortakların ayrılma akçesi ödenerek TTK.141 ve 641 maddeleri gereği ortaklıkları sonlandırılarak birleşen şirkete ortak olarak taşınmamalarına karar verildiği, bu kararın ticaret sicil gazetesinin 26.09.2017 tarihli sayısında ilan edildiği, bu karara karşı davalı … tarafından TTK 192 .maddesi gereği birleşmenin iptali istemiyle İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1021 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı, bu durumun davacı tarafça mahkemeye bildirildiği, devralan şirketin vekaletnamesinin davacı tarafça dosyaya sunulduğu, mahkemece birleşme hususunun dava konusu yapılması nedeniyle birleşme süreci henüz tamamlanmadığından davanın esastan incelenmek suretiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.TTK’nun 192. maddesi “1-134 ila 190. maddelerinin ihlali halinde, birleşme bölünme değiştirme kararına olumlu oy vermemiş bunu tutanağa geçirmiş bulunan birleşmeye ,bölünme veya tür değiştirmeye katılan şirketlerin ortakları; bu kararın Türkiye ticaret sicil gazetesinde ilanından itibaren 2 ay içinde iptal davası açabilirler. İlamın gerekmediği hallerde süre tescil tarihinden başlar. Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki kanun maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; 07.09.2017 tarihli davacı şirketin genel kurulunda alınan karar sonrası, davacı şirketin dava dışı diğer şirketle birleşmesi ve davalının ortaklıklığının ayrılma payı karşılığında birleşen şirkete aktarılmamasına ilişkin karar davalı tarafça dava konusu yapıldığından ve bu dava sonuçlanmadığından, davalının ortaklık sıfatının devam ettiği, dolayısıyla dava ve hüküm tarihi itibarıyla davanın konusuz kalması sözkonusu olmayıp, davanın esasını değerlendirip sonuca göre yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmeden mahkeme kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı,birleşme kararının iptaline ilişkin dava sonucunun, yargılamaya konu dava sonucunu etkilemeyeceği,bu nedenle bu davanın bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı, dava açılması için kanundaki nisaplara uygun genel kurul kararı alınması nedeniyle kamu düzenine ilişkin dava şartınında yerine getirildiği gözetildiğinde,ileri sürülen istinaf sebepleri dışında re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı,davalının ortaklıktan çıkartılması hususunda haklı sebeblerin gerçekleşmediği hususunda delillerin takdirinde isabetsizlik olmadığından HMK.nun 355. maddesi gereği, davacı tarafın istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 21/03/2019