Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/783 E. 2021/258 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/783
KARAR NO : 2021/258
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2018
NUMARASI : 2015/84 Esas-2018/75 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Asıl ve birleşen davanın reddine yönelik hükmün asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı banka lehine davadışı şirketin borcu için ipotek tesis ettirdiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 455.841,13-TL bedel üzerinden takibe geçildiğini, yine müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, bu takipteki borç miktarının 2.311.837,65-TL olduğunu, bankanın müvekkili hakkında takibe geçerken genel kredi sözleşmesine dayalı alacak kalemlerini tüm ayrıntılarıyla belirtmediğini, müvekkilinin kullandığı teminat mektuplarının nakde çevrilmediğini ve alacaklı bankaya iade edildiğini, çeklerin de bir kısmının iade edildiğini,…nin alacağına ilişkin borcun 23/06/2014 tarihinde … tarafından temlik alınmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, aslında temlik bedelinin … tarafından ödendiğini, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması gerektiğini, borç kalmamasına rağmen kötüniyetli bir şekilde ipotek takibine devam edilderek taşınmazın satışının gerçekleştiğini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine,kefaletin ve temliğin geçersizliğine,ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı …’ün dava dışı ….Tic. Ltd. Şti’nin borcu nedeniyle Ataşehir’de bulunan taşınmazı üzerine ipotek kurulduğunu, kredi borcundan dolayı takip başlatıldığını, takipteki tutara nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, kredi alacağının … adlı kişiye temlik edilmiş gibi gösterildiğini, işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek icra takiplerinin durdurulması ipotek taşınmazların satışının önlenmesi konusunda karar verilmesini, davacıya ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: 1-Davalı … vekili ;asıl borçlu tarafından alacaklıya yapılan her ödeme, ne niyetle olursa olsun asıl borcun ifasına ilişkin olduğunun kural olarak kabul edilmesi gerektiğini, … müteselsil kefil olduğunu,tüm dekontlarda ödemenin … adına temlik ivazı olarak yapıldığına ilişkin açıklamalar bulunduğunu, ivazı ödeyen kişi, temliğin istediği kişiye yapılmasını isteme hakkına sahip olduğunu, istediği zaman ödeme yaparak kendi adına temlik alma imkanı bulunan müteselsil kefil … muvazaa yapmasının mantiki bir açıklamasının olmadığını, kamu görevi yapan bir bankanın muvazaa yapması da düşünülemeyeceğini,tarafların alacağın temliki iradelerinin gerçek olduğunu,müvekkilinin gayrimenkul ipoteği teminatına güvenerek ödemeler yaptığını ve alacağı temlik aldığını, ipotek borçlusu davacı, borcun varlığını kabul etmekle birlikte, asılsız ve hukuka aykırı itirazlar ileri sürerek, ipoteğin para çevrilmesi yoluyla yapılan takibi engellemeye çalıştığını bildirerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı …vekili; başlatılan icra takplerinden sonra alacağın 23/06/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile diğer davalı 3.şahıs …’a temlik ettiğini, bu nedenle müvekkili bankanın taraf sıfatının bulunmadığını, cebri icrada ihale edilen taşınmazın mülkiyetinin ihale ile birlikte alıcıya geçtiğini,davanın reddi ile davacı aleyhinde tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; alacaklı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten olan alacağını kat ettiği, alacağın davalı … adına yapılan ödemeler ile son bulduğu, BK.nun 183.maddesine uygun şekilde alacağın temlik edildiği, davacı bankanın ağır kusuru ile rehinleri ve mevcut belgeleri elinden çıkardığının ispat edilemediği, TBK.nun 592.maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacıların alacağının temlikinin muvazaalı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacılar vekili; mahkemece bütün itiraz ve taleplerinin incelenmediğini, taraflarca açılan iki takip arasındaki borç bedeli farkının hiç incelenmediğini, asıl borcun tespitinin yapılmadığını, alacaklı tarafından gönderilen ihtarnamede nakdi kredi borcunun 312.397,46-TL olduğu, kalan 1.967.521,32-TL bedelin ise gayri nakdi kredi olduğu bilgisinin yer aldığını, genel kredi sözleşmesinin çok üstünde bir bedelle ipotek takibine geçilmiş olduğunun tespit olunmasına rağmen mahkemece bu hususa değinmeksizin davanın reddine karar verildiğini,icra takiplerindeki alacak kalemlerinin henüz muaccel hale gelmeden önce açıldığını, borç miktarının büyük bir kısmının … A.Ş. tarafından yeniden yapılandırıldığını, bir kısım borcun ertelendiğini, dava konusu borcun kefil … tarafından ödendiğini, bankanın olmayan bir alacağı temlik ettiğini, dava konusu borç için ipotek dosyasından 3 adet gayrimenkulün satıldığını, gerçek borç miktarı üzerinden satışlar yapılsa idi, alacaklı tarafın 3 adet gayrimenkulü satış hakkı da elde edemeyeceğini, bankanın borçlu … hesabı üzerine bloke koymamış olması, ödemelerini bu hesaptan yapabilmesinin oldukça şüpheli olduğunu,kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava; İİK. 72/3. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası ve temlik işleminin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tesbiti istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında; davalı banka tarafından 04.06.2013 tarihinde asıl ve birleşen davalı takip borçluları aleyhine 449.547,46-TLsi asıl alacak olmak üzere toplam 455.841,13 -TL nakit ve 1.830.371,32- TL gayrinakit olmak üzere toplam 2.407.617,45- TL alacak için başlatılmıştır. (davacı …’ borcun 1.200.000-TL’si, birleşen davacı … yönünden borcun 1.590.000-TL’sinden sorumlu olmak üzere) İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında; davalı banka tarafından 04.06.2013 tarihinde nakit ve gayrinakit ayrımı yapılmaksızın 2.279.918,78 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.311.837,65- TL asıl alacak yönünden ipoteklerin paraya çevrilmesi istenilmiştir. Eldeki davada;davacılar tarafından müteselsil kefil ve ipotek veren davacıların talebi icra takip dosyalarında istenilen miktar kadar borçları bulunmadığının tesbiti ,ödemelerin müteselsil kefil … tarafından yapılmış olması sebebiyle …’a yapılan temlikin muvazaalı ve geçersiz olduğu ,gerçek borç miktarı üzerinden takip yapılmış olsaydı takibin sona ermiş olacağını, 3 adet gayrımenkul satılmasına rağmen borcun kapanmadığını ,takibe konu borcun müteselsil kefil tarafından ödendiğini bu sebeble temlik edilemeyeceğini ,aynı alacak için başlatılan İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası ile başltılan ilamsız icra takibi ile İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte asıl alacak miktarlarının farklı olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte gayrinakdi alacağında asıl alacağa dahil edildiği ve … A.Ş.ye olan borcun yeniden yapılandırıldığını,gayri nakdi alacakların muaccel olmadığını bu nedenle davalılara borçlu olmadıklarını ileri sürülmüştür.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde de ;takip tarihi itibariyle nakdi ve gayrinakdi kredi borcunun tespiti, ferilerinin hesaplanmasını talep etmiştir. Davacılar, davalı temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden doğan borçların teminatı olmak üzere ipotek ve müteselsil kefalet vermiş taşınmaz sahipleridir.Davacıların muvazaa iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıların iddia ve talepleri sadece temlikin muvazaa nedeniyle iptali,geçersizliğinin tesbiti isteminden ibaret değildir.Davacıların her iki icra takip dosyasından dolayı menfi tesbit istekleri de bulunmaktadır. Mahkemece ,menfi tesbit isteğine ilişkin olarak bir hüküm vermemiş ,gerekçede de bu isteğe yer vermemiştir. Mahkemece ipotekle temin edilen ve ilamsız ve ipotekli takiplere de konu edilen kredi alacağının işbu dava tarihi itibariyle ne miktarda mevcut olduğu,takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı tesbit edilerek menfi tesbit isteği hakkında da bir karar verilmesi gerekmektedir.Davacıların taleplerinin tamamı hakkında hüküm verilmediği anlaşılmakla bu husus HMK 297 maddeye aykırı görüldüğünden hükmün esası ve diğer istinaf nedenleri incelenmeden 353(1)a-6 gereği hükmün kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2018 Tarih 2015/84 Esas 2018/75 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; “Asıl ve birleşen davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından yatırılan 71,80-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/02/2021