Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/774 E. 2019/1359 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/774
KARAR NO : 2019/1359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI : 2015/671 Esas 2018/309 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin, davalı şirketin taşeronu olarak çalıştığını, ilişkileri sürdüğü süre zarfında davalının, müvekkilden ileride haksız olarak işten çıkarılabilecek işçilerin tazminatlarını ödemek adı altında müvekkile yapacağı ödemelerden, euro cinsinden para kestiğini, davalının işyerinde haksız işgal sonrasında işçilerin işlerine haklı sebeple son verildiğini, davalının, müvekkil ile ilişkisini sona erdirdiğini, ancak davalının kestiği paraları müvekkiline ödemediğini, davalının müvekkiline 32.020,92-TL borcunun olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında daha önceden bir takım işler yapıldığını, ancak davacıdan herhangi bir kesinti yapılmadığını, kaldı ki alt işveren-asıl işveren ilişkisinin de bulunmadığını, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; ticari defterler arasındaki uyumsuzluk ve bir kısım kayıtların dayanaksız olması sebebiyle yapılan irdeleme neticesinde, dayanağı olan bakiye davalı ödemesi toplamının 122.233,13-TL, davalı kayıtları itibariyle kabul edildiği öngörülen toplam fatura alacağının 148.543,24 TL, mahsup neticesinde davacının takip tarihi itibariyle toplam bakiye alacağının 26.310,11-TL olduğu yönündeki teknik raporun mahkemece de kabul edilerek davanın kısmen kabulüne ,bu miktar alacak kadar itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 10.582-TL ödeme dekontunda bahsi geçen …Gıda ünvanlı firmanın davacı …’ın şirketi olduğu ve iki şirket arasında organik bağ olduğunu, bu ödemenin bahsi geçen firmaya yapılmasının nedeninin, şirket ortağı olan davacının yazılı talimatı ve talebi olduğunu, bilirkişi raporunda hesaplama hatası yapıldığını, müvekkili şirketin 12.000-TL alacağı olmasına karşın 12.000-TL borçlu tarafmış gibi hesaplama yapıldığını, müvekkili şirketin 6.289,19- TL alacaklı olduğunun yazılması gerekirken, sehven müvekkili şirketin alacağının davacının alacağına eklendiğini ve müvekkili şirketin 17.710,81-TL borçlu olduğunun yazıldığını, müvekkili şirketin 31/12/2013 tarihli ve 12.000-TL bedelli ödemesi ve dosyaya sunulan dekontun dikkate alınmadığını, mahkeme tarafından ne 3.091,54 -TL’lik virman işlemini gösteren cari hesap ekstresi ve ibraz edilen 30/01/2014 tarihli faturanın dikkate alındığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).İcra takibine konu alacak; alt işverenlik sözleşmesi uyarınca işcilik alacaklarının teminatı olarak davalı tarafından davacının hakedişinden kesilen paraların tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.Taraflar arasında taşeronluk sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu ,davalının davacıdan teminat olarak 92.315,75 TL kestiği hususu ihtilafsızdır.6102 sayılı TTK. 89. maddesine göre; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı madde de; cari hesap sözleşmeleri yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; taraflar arasında, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK.’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. Taraflar arasında TTK 89 maddesine göre yapılmış yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Aralarındaki ticari ilişki açık hesap ilişkisi niteliğinde olup, cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamayağından ,cari hesap zamanaşımı süresinin düzenlendiği TTK 101 maddesinin somut olayda uygulanma ihtimali bulunmamaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabii olup,taraflara arasında 01.12.2009 tarihinde başlayan ticari ilişki nedeniyle 2013 devir bakiyesi ve 2014 yılı alacakları dava tarihi itibarıyla zaman aşımına uğramamıştır. Davalı vekilinin davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.6100 sayılı HMK. hükümlerine göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir [266/-(1)]. Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir .[282-(1)].Tarfların ticari defterlerindeki kayıtların delil olma koşullarının değerlendirilmesi hususu çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir husus olmayıp hakimin hukuk bilgisi ile çözebileceği bir ihtilaf olması nedeniyle rapor almadan ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilebileceğinden davacı vekilinin hatalı bilirkişi raporu ile karar verildiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Tarafların TTK hükümlerine uygun tutulan ve sahibi lehine delil niteliğini taşıyan 2014 yılı ticari defter kayıtlarındaki farklar;2013 devir bakiyesi ;davacı ticari defterlerine göre devir bakiyesi 5.710.81-TL davalıdan alacaklı ,davalı ticari defterlerine göre ise devir bakiyesi 12.000-TL davacı dan alacaklı olduğu yönünde olup, her iki tarafda lehine olan kendi defter kayıtlarındaki 2013 yılı devir bakiyelerini dayanak belgelerle usulüne uygun ispatlayamadığından 2013 devir bakiyeleri dikkate alınmayacaktır.10.582-TL davalı ödemesi :Davalı 22.07.2014 tarihli belge ile dava dışı ….Ltd.Şti nin talimatına istinaden 24.07.2014 tarihinde … Bankası Sultanbevli şubesinden “… Hak. Fes. Doğan Ücret ve Alacaklar” açıklaması ile yaptığı 10.882- TL ödemeyi davacı hesabına ödeme olanak kaydetmiş ancak bu ödeme davacı defterlerinde kaydedilmemiştir.Davacı her ne kadar davalının ödeme yaptığı … Ltd.Ştinin ortağı ise de bu durum davacının ödeme yapılan şirketten farklı ve ayrı bir şirket olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz ve davacı şirket gibi işlem yapılmasını gerektirmez. Davalı bu ödemenin davacının talımatı ve onayı ile yapıldığını dosya kasamındaki deliller ile ispatlayamamıştır. Bu durumda davacı talimatı ve onayı olmadan yapılan bu ödemenin davacıya yapıldığı kabul edilemeyecek ve bu miktar ödeme yönünden davalının davacıya sorumluğu sona ermeyecektir. 3.091.54 TL davalı defterlerinde kayıtlı ödeme : Davalı vekili bu ödemenin 2.501,54 -TL lik 30.01.2014 tarihli 501344 nolu fatura ve 29.03.2014 tarihli 590- TLlik davalı yansıtma faturalarından kaynaklandığı ileri sürmüş ve bu faturalara ilişkin davacı defterlerinde 31.01.2014 tarihinde 2.501,54- TL ödeme ve 01.04.2014 tarihli 590 -TL davalı ödemesi kayıtlı olup bu durumda bu ödemeler davacının defterlerinde kayıtlı olduğuna göre davalının defterinde kayıtlı bulunan bu ödeme yönünden taraf ticari defterleri arasındakı çelişki giderilmiştir. Ancak bilirkişilerin yanılgılı değerlendirmesi ile davacı defterlerinde kayıtlı 2.501,54-TL ve 590- TL lik ödemeler davalı defterinde kayıtlı 2.563-TL borç için yapıldığı kabul edilerek hesaplama yapılmış olup, bu durumda davalı defterinde kayıtlı 2.563-TL ödeme dayanaksız kalacaktır. Buna göre tarafların ispatlanamayan 2013 devir bakiyeleri dikkate alınmaksızın davalı defterlerine göre davacı 148.543,25 TL alacaklı – davacı defterlerine göre davalı ödemesi 123.397,25TL (1.164,11 TL icra takibinden sonra ve fakat dava tarihinden önce yapılan ödeme dahil ,10.582 TL + 2.563,00 TLhariç eklenmeden) olup buna göre davacı davalıdan 25.146,- TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla ,takibe konu alacağın alacağın1.164,11TL lik kısmına itiraz edilmediği de gözetilerek alacağın 23.981,89-TLlik kısmı yönünden itirazın iptali isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden 26.310,11-TL alacak için itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm verilerek kısmi itirazın 23.981,89-TL yönünden itirazın kısmen iptaline ,takibin devamına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/671 Esas-2018/309 Karar sayılı ve 03/04/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE;İstanbul Anadolu…. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında davalı tarafından itiraz edilen asıl alacağın 23.981,89- TLlik kısım yönünden yapılan kısmi itirazın İPTALİNE, itirazsız kısım (1.164.11-TL) ile birlikte 25.146,-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere avans faizi işletilerek takibin devamına , fazla istemin reddine, İtirazın kısmen iptaline karar verilen 23.981,89-TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 4.796,37-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine.İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;”Alınması gereken 1.638,20 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 366,86 -TL ve icra veznesine yatırılan 160,10-TL olmak üzere toplam 529,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.108,24-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 558,76- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan , 1.250- TL bilirkişi ücreti, 132,50- TL teb-müz. masrafı olmak üzere toplam 1.382,50- TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.074,47-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan 15-TL yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 3,50TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.877,83 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı vekili için takdir olunan 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf oluna başvuran davalı tarafından yatırılan 450-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2019