Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/772 E. 2019/632 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/772
KARAR NO : 2019/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2017
NUMARASI : 2014/32E.- 2017/481 K.
DAVA : Şahsi Sorumluluk- Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı ve davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili davası ile, BDDK kararı gereği temettü hariç ortaklık hakları, yönetim ve denetimi Bankalar Kanunu 14/3-4 maddesi gereğince … AŞ’nin 01.01.2001 tarihinde fona, 15.07.2002 tarihinde TMSF’ye devredildiğini, TMSF’ye devrinden sonra yapılan genel kurul toplantısında 1997-1998-1999-2000 yıllarına ilişkin genel kurullarında alınan ibra kararlarının hükümsüz sayılmasına ve 01.01.2001 tarihinden 30.11.2001 fona devir tarihine kadar görev yapan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri davalıların ibra edilmelerine karar verildiğini, … grubu ve grup dışı firmalara kullandırılan kredilerden dolayı toplam 874.382.914,51 TL zararın 246.594.720,83 TL’sinin …, 67.014.785,72 TL’sinin …, 871.799.640,85 TL’sinin … 872.273.181,56 TL’sinden …, 851.769.281,43 TL’sinden …, 846.772.391,50 TL’sinden … denetim kurulu üyeleri … ve … zararın tamamından sorumlu olmasını, zarar tarihi itibariyle en yüksek banka kredi faiz oranı ile davalılardan müteselsilen tahsilini dava etmiştir.Yargılama aşamasında davacı vekili 25.11.2013 tarihli dilekçe ile bir kısım zarar tahsilatlarının yapıldığını, bu miktarlar düşülerek bu nedenle 6 adet firmaya kullandırılan usulsüz krediler nedeniyle,Davalılar … ve müflis … A.Ş’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 113.254,01 TL,….. Ltd. Şti’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 971.532,06 TL, … Ltd. Şti’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 143.329,51 TL, …… Ltd. Şti’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 216.935,36 TL…. Ltd. Şti’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 635.958,81 TL… San. A.Ş’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 474.541,19 TL … projesinden kaynaklanan 3.956.000,00 TL ki toplam 6.511.550,94 TL zararın tamamından, bu miktardan Davalı ….. Ltd. Şti, …… Ltd. Şti’, ……. Ltd. Şti,… projesinden kaynaklanan toplam 5.780.426,23 TL’sinden Davalı …,….. Ltd. Şti’ye toplam 1.824.426,23 TL’sinden Davalı … projesinden kaynaklanan toplam 4.591.958,81 TL’sinden Davalı …. (yargılama sırasında vefat etmiş olmakla, mirasçısı …)…. Ltd. Şti’ye verilen usulsüz krediden kaynaklı 635.958,81 TL’sinden Davalı … Ltd. Şti’ ve … projesinden kaynaklanan 3.956.000,00 TL ki toplam 5.780.426,23 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalılar … vekilleri ; davalıların sorumluluğu için zararın gerçekleşmesinin zorunlu olduğu, banka genel kurullarında açıkça ibra edildiklerini, fonun ibraları kaldırma hak ve yetkisinin bulunmadığını, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin ancak iptal davası açılabileceğini, TTK 309. Madde ile belirlenen zamanaşımı süresinin dolduğunun, denetim kurulu üyesi … sıfatı nedeniyle verilen kredilerden sorumlu olmadığını, usulüne ve yasaya uygun denetim görevini gereği gibi yerine getirdiğini, yönetim kurulu üyeleri davalıların ise bankanın zararına sebebiyet veren herhangi bir eylem ve işlemlerinin bulunmadığını, davanın reddini istemişlerdir.Davalı denetim kurulu üyesi …. cevabında; görevini eksiksiz ve gereği gibi yerine getirdiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … cevaplarında, yönetim kurulu başkan ve üyesi olarak görev yaptıklarını, görevde oldukları dönemler itibariyle yasalara uygun hareket edildiğini, alınan genel kurul kararları ile ibra edildiklerini, alınan ibra kararlarının hükümsüz sayılmasının yasaya aykırı olduğunu, ayrıca açılan davanın zamanaşımına uğradığını, haksız davanın reddini istemişlerdir.Davalılardan …. yargılama aşamasında vefat ettiği, veraset ilamı gereğince mirasçısı … davaya dahil edilmiş, TTK 342. Madde gereği ….hakkında dava açılmasının mümkün olmadığını, ama TTK 336. Madde hüküm gereği sorumluluklarına gidilebileceği, oysa yasaya göre sorumluluğunun bulunmadığını, zamanaşımının bulunduğunu davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece … Ltd Şti, … Ltd Şti, … Ltd Şti’ne kullandırılan kredilerden kaynaklı banka zararı nedeniyle davalı şahıslara karşı açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,Davacının, … projesinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın sübut bulmadığından reddine,Davacının … Ltd Şti firmalarına kullandırılan kredilerden kaynaklı zararı nedeniyle davalılar …haklarındaki davanın sübut bulmadığından reddine,Bu şirketler yönünden oluşan zarar nedeniyle Müflis … iflas idaresine karşı açılan davanın kabulü ile 731.124,71 TL asıl alacak, 4.451.146,92 TL işlemiş faiz, toplam 5.182.271.64 TL’nin Müflis … iflas masasına kayıt kabulüne fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı TMSF vekili ; 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 133 ve 141. Maddeleri doğrultusunda, bankanın sorumlulukları tesbit edilen ortakları YK. eski üyeleri ve denetçiler aleyhine varsa ibralarının iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın tazmini için tasfiyenin tamamlanmasını müteakip 5. yıl içinde iflas veya tasfiye masa alacaklarının, tahsilini, fon kurul kararının dava şartı olarak aranan genel kurul kararı yerine geçeceği şeklinde 133. Maddenin düzenlendiğini, bu maddenin Fon tarafından belirtilen işlemlerin bitirilmesinden itibaren 5 yıl, TTK 309′ da ise zarar verici eylemin oluş tarihini başlangıç olarak belirlediğini,5411 sayılı yasanın 132. Maddesinde ise fon tarafından devralınmış alacakların fon alacağı sayılarak zamanaşımı süresini 20 yıl olarak belirlediğini, mahkemece TTK 309. madde kapsamında bir kısım kredi zararlarının yanlış değerlendirildiğini, zararın vukuu tarihi yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, TMSF’ye verilen zararların ani zarar mı yoksa süregelen bir zarar mı olduğunun incelenmediğini, zira ani bir zarardan bahsedilemeyeceğini, TTK 359. Madde gereği, denetim kurulu üyelerinin kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu tutuldukları, bu yönde ispatın bulunmadığını,TTK 319. Madde ile YK. üyelerinin şirketi temsil ve idare eden organ olması sebebi ile işlere nezaret mecburiyeti bulunduğunun, TTK 342. Maddede idare meclisi azalarının ehil olmayan müdürler tayin etmeleri veya onların şirket için zararlı olan iş ve muamelelerine karşı müsamaha gösterilmesi halinde TTK 336. Madde kapsamında sorumlu olacaklarını, olumsuz istihbarat olması, YK kararı ve yeterli teminat olmadan kullandırılan krediler nedeniyle sorumlu olmaları gerektiğini,YK. ve denetim kurulunun bu zararlardan bilgisi olmamasının ticari hayatın olağan akışı doğrultusunda uygun olmadığı, kusursuzlukların ispat edilemediği gibi, zamanaşımı süresinin yanlış uygulandığı bu nedenle kararın bozulması talep edilmiştir.Davalı Müflis … iflas idaresi vekili; ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı olarak davanın kabul kararının yerinde bulunmadığını, bankanın zararına yönelik bir işlem yapmadığını, gizleyip saklamadığını, TMSF’nin bir kısım kredileri … Şirketine devir ve temlik ederek satıştan elde edilen gelir ile riskin kapatıldığını, davacı sıfatının dahi kalmadığını, ibraların yapıldığını, ayrıca zarar iddialarının zamanaşımına uğradığını, zararın tekliği ilkesi gereği aynı zararın iki kez tahsil edilemeyeceğini belirterek kararın bozulması talep edilmiştir.
GEREKÇE: Dava şirket yönetici ve denetçilerinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasıdır.Davalı … yargılama aşamasında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 17.06.2013 tarihinde iflasına karar verildiği, bu nedenle iflas idaresince temsil olunduğu davalı … ise vefatı sonrası mirasçısı … davaya dahil edilerek temsilleri sağlanmıştır.Davacı vekili zamanaşımı süresinin yanlış hesaplandığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.Davanın 15.08.2002 tarihinde açıldığı bu tarihte 4389 sayılı Bankalar Kanununun yürürlükte olduğu, dava bakımından özel bir zamanaşımı süresinin öngörülmediği,davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan TTK 309/4. Madde ile ” mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde zararı doğuran fiilin vukundan itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki fiil cezai mültezim olup, ceza kanununa göre müddeti daha uzun zamanaşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o zamanaşımı uygulanır” düzenlemesini içermektedir.5411 sayılı yasa 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 141. Madde ile fon alacaklarının 20 yıllık süreye tabi kılındığı, geçici 16. Maddesi ile zamanaşımı süresinin geçmişe şamil kılındığı, ancak Anayasa Mahkemesinin 04.06.2004 tarihli 2014/85-103 sayılı kararıyla iptal edilerek, 26.12.2003 tarihi itibariyle uyuşmazlık yönünden yasada yer olan zamanaşımı süresinin dolması halinde, 20 yıla uzamasının mümkün olmayacağı sonucuna ulaşılarak iptal kararı verilmiştir.26.12.2003 tarihi itibariyle TTK 309 da belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olması halinde 20 yıllık sürenin uygulanabilir olacağı, bu tarihte yürürlüğe giren 12.12.2003 tarihli 5020 sayılı yasanın yürürlüğünden önce davanın 15.08.2002 tarihinde açılması karşısında 5 yıllık zamanaşımının davadan önce dolduğu, sürenin 20 yıla kadar uzadığının kabul edilemeyeceği bu nedenle TTK 309. maddede belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir.Dava konusu kredilerle ilgili bir ceza soruşturması bulunduğu tesbit edilememiştir. Davada sorumluluğa konu kredilerden … Ltd. Şti. açısından; kredi tahsis kararının 07.03.1997 tarihli ,en son kullandırılan kredinin 31.3.1997 tarihli olduğu,…, yönünden ise kredi tahsis kararının 18.02.1997 tarihli bulunduğu ,yine ….ltd.şti ne ilişkin yönetim kurulu kararının tarihinin 22.10.1996 tarihi olduğu gözetildiğinde dava tarihi itibariyle 5020 sayılı kanun henüz yürürlüğe girmediğinden 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Davacı vekilinin adı geçen firmalara kullandırılan krediler nedeniyle zamanaşımının yanlış hesaplandığı yönündeki istinaf nedeni yerinde …. firması yönünden,ise Bankaya yazılım programı alınması ile ilgili verilen zararın tazmini talep edilmektedir. Bankanın teknoloji alanında meydana gelen gelişmelere paralel olarak banka sistemlerinde kullanılmak üzere alınan proğram nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zarar , YK. Kararında imzası bulunan … tazmini talep edilmektedir. İddia olunan zararın proğrama ödenen ücret nedeniyle doğduğu iddia edilmektedir.Proğramdan bankanın alt yapı yetersizliği nedeniyle verim alınamadığı bilirkişi kurulları tarafından belirlenmiş olup,her zaman her hizmet alımında mevcut olan risk nedeniyle davalıların sorumlu tutulamayacağı gözönüne alınmalıdır.Bilirkişiler tarafından fiil ile zarar arasında illiyet bağının olmadığı, zira bu programın başarılı olmamasının sebebinin … AŞ kadro eksikliği ve yetersizliğinden kaynaklandığı tesbit olunmuş .bu yolda yapılan incelemeler neticesi alınan bilirkişi raporlarına göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir….kredileri ise davalı genel müdür … olumsuz istihbarat raporları bulunması , kredi verilmesi için koşulların sağlanmadığı buna rağmen …YK kararı alınmasını gerektiği halde genel müdür talimatıyla kredileri kullandırdığı meydana gelen banka zararından sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Buna göre ….AŞ ye 21.7.1998 tarihinde kullandırılan 4 milyon USD harici garanti mektubu kredisi , … grubuna 24.7.1998 tarihinde kullandırılan 10 adette 1 milyon TL beddelli teminat mektubu kredilerinde ve 15.9.2000 tarihinde ödenen 1.115.950 usd bedelli harici garanti mektubu verilmesi işlemlerini limit ve yetki aşımında bulunarak bankayı zararlandırdığı buna göre zararlandırıcı eylemlerin tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı dolmadığından iflas idaresinin zamanaşımı gerçekleştiği yönünde ki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Alınan bilirkişi raporlarında davalı … bu eylemlerini yetki ve sınırlarını aştığını bilerek hareket ettiği, yeterli teminat ve ipotek alınmadığı tesbit edilmiştir.Yukarıda yazılı gerekçelerle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK nun 309.maddesi uyarınca gerek 5 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınmasına, gerekse zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında hata bulunmamıştır. Sorumluluğuna hükmedilerek tazminle yükümlü tutulan genel müdür … yetkisini aşarak kullandırmış olduğu kredilerden YK üyeleri ve denetçilerin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle diğer davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davacı vekili ile davalı … iflas idaresinin istinaf başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı ve davalı taraf harçtan muaf olduklarından harç alınmasına yer olmadığına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/05/2019