Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/767 E. 2018/797 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/767
KARAR NO : 2018/797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/226 Esas
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/06/2018
İlk derece mahkemesince verilen 21/03/2018 tarihli kayyım atanması talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; davalı şirketin işlettiği … Otel’in halen diğer hissedarlar … ve …’in fiili hakimiyeti ve idaresinde olduğunu, otelin işletmesi sırasında bu kişilerce usulsüz işlemlerin yapıldığının öğrenildiğini, bu kişilerin davalı şirket hissedarı müvekkili şirket yetkilileri ile ciddi derecedeki şahsi husumetleri nedeniyle davalı şirketi ve davalı şirketin işlettiği oteli kasten zarara uğratmalarının ve içini boşaltmalarının muhtemel olduğunu iddia ederek tüm hissedarların ve davalı şirketin menfaatlerinin korunması için tedbiren yönetimi ve mali açıdan idaresi için zorunlu olduğundan bahisle davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, davacı … dava dışı şahısların ortağı oldukları davalı şirketin temsil ve yönetim yetkisinin davacı … diğer 2 ortağa müşterek olarak verildiğini, davalı şirket yetkilisi …’ün davacı adına hareket yetkisine sahip olduğunu, …. ile ile ortak … arasında yaşanan olaydan dolayı İstanbul Anadolu C.Savcılığı 2018/15673 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davacının, davalı şirketin idaresinin diğer ortaklar elinde olduğunun iddia edildiğini, aralarında husumet olduğunun, otelin kasten zarara uğratıldığının ve davalı yanın mal kaçırma ihtimali olduğunu iddia edildiğini, bu nedenle şirkete kayyım atanmasının talep edildiğini ancak, yaklaşık ispat ölçüsünde dosyada delil bulunmadığından bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili müvekkili şirketin davalı şirkette %50 hisseye sahip ortağı olduğunu … ve …’in ise %25 er hisseye sahip olduklarını, müvekkili şirket ile diğer ortakların yönetim kurulu üyesi olduklarını şirketi müşterek atacakları imzalarla temsil ettiklerini, …’in 12.01.2018 tarihinde müvekkili şirket merkezine gelerek şirket yetkilisi ….z’in telefonunu gasp ettiğini, ayrıca … ve diğer Yetkili …i tehdit ettiğini, bu konuda İstanbul Anadolu C.Savcılığınca 2018/15673 E dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, … ile …’inde müvekkili şirket yetkilisi hakkında yağma, hakaret, tehdit kasten yaralama kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlaması ile İstanbul Anadolu C.Savcılığının 2018/42815 Esas sayılı dosyası ile şikayetçi olduklarını bu iki dosyanın birleştirilmesine karar verildiğini, şirket ortakları arasında husumet bulunduğunu, şirkette istişare ve birlikte karar alma imkanı bulunmadığını, Apollon otelde usulsuz konaklama kayıt dışı işlemler nedeniyle müvekkilini zarara uğratma durumlarının olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına şirkete dava sonuna kadar kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava:davacı ortak şirket tarafından davalı Anonim Şirketin feshi davası olup ; Davacı şirket vekili müvekkilinin davalı … … A.Ş.’de %50 hissedar olduğunu, şirketin diğer ortakları ….’inde %25’er oranda ortak olduklarını, şirket ortakları arasında husumet olduğunu şirketin etkin ve verimli şekilde idaresi imkanı kalmadığını davalı şirketin içinin boşaltıldığını belirterek şirketin daha fazla zarara uğramaması için şirkete tedbiren kayyım tayin edilmesini talep etmektedir.
Davanın yasal dayanağı;TTK nun 531.maddesi olup fesih davası açıldığında alınacak tedbir bakımından bir düzenleme öngörülmemiştir.Davacı taraf kayyım atanması gerekçesi olarak diğer şirket ortakları ile olan kişisel geçimsizlikleri sebeb olarak göstermiş ise de talebinin denetim veya yönetim kayyımı olduğu hususu açıklanmamıştır.
Anonim Şirketler TTK nun 365.maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar .Şirkette organ boşluğu bulunduğu iddiası yoktur.Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur.Yönetim Kurulunun görevden alınması ,seçilmesi TTK nn 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir.Yönetim Kayyımı atanması istemi aynı zamanda YK nun yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına geldiğinden yasal olmadığından bu yolda ki talep dinlenemez.
Davacının talebi denetim kayyımı ise;HMK 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat zorundadır. Elde ki dava da ;henüz dilekçe teatisi aşamasında bulunulduğu HMK 389.vd. maddelerinde aranan yaklaşık ispat şartı yerine getirilmediği, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinin hiç birinin somut olayda gerçekleşmediği, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin şirketin feshi davasında tedbiren şirkete kayyım tayini isteminin reddi kararına karşı ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/06/2018