Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/763 E. 2018/783 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/763
KARAR NO : 2018/783
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/398 Esas
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/06/2018
İlk derece mahkemesince verilen 03/05/2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunduğunu müvekkili şirketin sağlık poliçesi üretimi açısından sigorta şirketleri arasında Türkiye’de ilk onlarda yer aldığını, sözleşmenin 26.03.2018 tarihinde sözleşmenin 15. maddesi gerekçe gösterilerek feshi edildiğini, işlemin haksız olduğunu, sözleşmenin feshi ve azilnamenin müvekkilinin tüm portföyünü kaybetme riski ile karşılaşacağını katlanamaz zararın oluşacağını, müvekkilinin poliçelerde hiç bir tahsilat sorunu olmadığını, poliçe sahiplerinin çok sık tedavi gördükleri gerekçesi ile poliçe kesmenin engellenmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin poliçe düzenleyemediğini, ekonomik faaliyetine devam edemediğini, ayrıca ciddi bir ekonomik kayba uğradığını, feshi işleminin subjektif ve keyfi nedenlere dayandığını, belirterek …’nin 26.03.2018 tarih ve … referans numaralı acentelik yetki ve vekilliğine ilişkin feshi işleminin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını feshi işleminin iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, 03.05.2018 tarihli tensip zaptı ile HMK 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı tamamen imkansız hale geleceği yada gecikme nedeniyle ciddi bir zararın doğacağının anlaşılması halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin söz konusu olduğu talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili ret kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin 2017 sonu itibariyle 1591 adet sağlık poliçesi düzenlediğini ve bu miktar müşterisi olduğunu, acentede 15 kişi çalıştığını, feshi gerekçesi olarak poliçe müşterilerinin sağlık harcaması yaptığı çokça tedavi gördüğü iddia edildiğini, tedavi görmenin müşterinin en doğal hakkı olduğunu, HMK 389. maddesinde belirtildiği üzere tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin ciddi zararla karşı karşıya kalacağını, belirterek ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshedilerek acentelik yetkisinin azli nedeniyle feshi ve azil kararının tedbiren durdurulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesi, 03.05.2018 tarihli tensip zaptı ile HMK 389. Maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı tamamen imkansız hale geleceği yada gecikme nedeniyle ciddi bir zararın doğacağının anlaşılması halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin söz konusu olduğu talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddine karar vermiştir.
HMK 389.maddesi gereğince; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde , uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği Tedbirin şartlarını düzenleyen HMK 390. Maddesine göre ise, talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat gerektiği belirtilmektedir. Somut olayda ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshi nedeniyle feshin iptali ile feshin ve azlin tedbiren durdurulmasını talep ettiği, somut olayda sözleşmenin feshi beyanı tek taraflı irade beyanı olup karşı tarafa ulaşmasıyla hüküm ve sonuç doğurur.Sözleşmenin feshi haksız ise ;haksız fesih eden sonuçlarından sorumludur. Fesih beyanı yapıldıktan sonra feshin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması mümkün olmadığı gibi ; böyle bir tedbir kararı sözleşmenin kurulmasına ilişkin hükümlere aykırılık teşkil edeceği nazara alındığında ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/06/2018