Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/746 E. 2019/283 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/746
KARAR NO : 2019/283
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2017
NUMARASI : 2016/1010 E.-2017/1021 K.
DAVA : Menfi Tespit (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/03/2019
İlk derece mahkemesince davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen Teknik Servis ve Satıcılık Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı firmanın üyelerine teknik yardım sunmanın yanısıra yeni üyeler kazandırmakta ve karşılığında bir bedel almakta olduğunu, davalının müvekkiline “usulsüzlükten kaynaklı zarar” açıklamalı 35.349,50-TL bedelli 21/07/2016 tarihli bir fatura gönderdiğini, müvekkilinin yasal sürede faturaya itiraz ederek ihtarname ile davalıya iade ettiğini, zira faturanın dayanağının olmadığını, davalının bu faturaya dayalı olarak icra takibi başlattığını, takibin kötüniyetli olduğunu, zira müvekkili tarafından davalı hakkında başlatılan iki ayrı icra takibinde müvekkiline 32.495,72-TL ödeme yapıldığını ve daha sonra bu faturanın düzenlendiğini ileri sürerek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının taraflar arasında akdedilen 15/05/2014 tarihli ‘… Teknik Servis ve Satıcılık Sözleşmesi’nin çeşitli hükümlerine, ticari teamüllere, müvekkilinin gerekli gördüğü ticari ve idari prosedürlere ve çalışma koşullarına uymayarak sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, davacının müvekkilinin Bayi Kontrol ve Denetleme Sistemi Prosedürü madde 1 ve 7’de belirtilen yasaklı eylemleri gerçekleştirmesi sebebi ile dava konusu fatutanın düzenlendiğini, zira davacının illegal/sahte kurulumlar ve/veya satışlar yaptığını, müvekkiline bildirdiği yeni üyelere ait adreslerin bir çoğunun sahte adresler olduğunun ve hatta bildirilen adreslerinin hiçbir karşılığı olmadığının tespit edildiğini, sahte üyelikler için kendi yakın çevresi ve çalışanlarının kimlik bilgilerini kullandığını ve adlarına birçok sahte üyelik açtığını, tek bir kişi adına farklı adreslerde birden fazla üyelik de açtığını, kampanya kurgusundan yararlanarak satışlar yaptığını ve sonrasında bu satışları iptal ettiğini, kaldı ki davacıya denetimi esnasında tespit edilen bu sahte üyelikler için savunması sorulduğunda yaptığı üyeliklerin sahte olduğunu kabul ettiğini ve bunun gerekçesi olarak da satış baskısını gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının sözleşmenin hangi hükümlerinin ihlal edildiğine dair sunmadığı, dava konusu faturanın sözleşmenin hangi hükümlerine göre düzenlediğinin sözleşme içeriği, fatura ve incelenen ticari defterlerden anlaşılamadığı, dolayısıyla davalının faturaya konu olan cezanın sözleşmeye uygun kesildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davaya konu faturanın ‘Digiturk Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi’nin 4.1.1.15. Maddesi, 4.1.1.28. maddesi ve Bayi Kontrol ve Denetleme Sistemi Prosedürü hükümleri uyarınca düzenlendiğini, davacının yasal olmayan bir çok abonelik sözleşmesi akdettiğini ve müvekkilinin zararına sebep olduğunu, bilirkişiler ve mahkemece delillerin incelenmediğini, 2-Şirket defterlerinin mahkemeye getirilmesi fiziken mümkün olmadığından ve cezalar ile bu cezaları düzenleyen prosedür bildirimlerinin bayilere yapıldığı sistem üzerinde incelenmesi gerektiğinden yerinde inceleme talep edildiğini, ancak talebin dikkate alınmadığını,3-Ceza tutarı hesaplama kriterlerinin dosyaya sunulduğunu,4-Eksik inceleme dayalı olarak hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını ,5-Tanıklarının dinlenmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, “usulsüzlükten kaynaklı zarar” açıklamalı faturaya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Çağrı Elektronik-Habib Korkmaz ile davalı arasında 15/05/2014 tarihinde “Dijitürk Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi” akdedildiği, bu bayi kaydının kapatılması üzerine bu kez taraflar arasında aynı nitelikte 03/08/2015 tarihli yeni bir sözleşme akdedildiği, davacı şirket yetkilisinin de Habib Korkmaz olduğu, Habib Korkmaz’ın ilk sözleşmenin akdedilmesinden sonra davacı şirketi kurduğu, akabinde şahıs işletmesi kaydını kapatarak davacı şirket adına sözleşmeyi imzaladığı görülmektedir. 03/08/2015 tarihli “… Teknik Servislik ve Satıcılık Sözleşmesi”nde “Bayinin Hak ve Yükümlülükleri” 4.1 maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin davalı tarafça dayanılan 4.1.1.15 maddesi “Bayi, işbu sözleşme ile düzenlenen … paket ve/veya yayın içerik paketi satışı ile ilgili olarak dıgıturk’ün gerek göreceği tüm ticari ve idari prosedürlere, yönetmelik hükümlerine ve ne şekilde olursa olsun … tarafından yapılan duyurulara çalışma koşullarına uymayı peşinen kabul ve taahhüt eder. Aksi halde …’ün işbu işlemden kaynaklanan maddi manevi tüm zararlarını karşılamanın yanında, …’ün tek taraflı olarak belirleyeceği para cezasını da ödemeyi kabul ve taahüt eder…..” şeklinde,4.1.1.28 maddesi ise “……. Bayi, yasal olmayan abonelik sözleşmesi akdedilmesinin suç teşkil ettiğini bildiğini, gerçekte mevcut olmayan şahıs veya adres bilgileri kullanılarak abonelik sözleşmesi akdedilmesi durumunda …’ün uğradığı veya uğrayacağı tüm zararlarını karşılamanın yanı sıra ve …’ün sözleşmeden kaynaklanan diğer fesih ve cezai şart hakları ile yasal müracaat hakları saklı kalmak kaydıyla yasal olmadığı veya eksik, yanlış, hatalı olduğu tespit edilen her bir abonelik için yapılan her usulsüzlükten kaynaklanan tüm tüm prim ve hakedişler (Satış, Kurulum, Kutu Toplama, Performans, Bakım Onarım, vs.) x 10 TL cezai şartı itiraz ve mazeret belirtmeksizin ödemeyi şimdiden beyan, kabul ve taahhüt eder…….” şeklinde düzenlenmiştir.Yine davalı tarafça delil olarak sunulan imzasız ve bila tarihli “Bayi Kontrol ve Denetleme Sistemi Prosedürü” başlıklı belgenin “Kapsam” başlıklı 1.maddesinde “illegal/sahte satış”ın ne olduğu açıklandıktan sonra bu durumda prosedürlerin yayınlanmasına gerek görülmeksizin itiraz ve savunma hakları saklı tutulmak kaydıyla gerekli cezanın uygulanabileceği belirtilmiştir. 7.maddesinde kampanya kurgusundan yararlanılarak yapılan satışlar ve sonrasında iptalinden söz edilmiştir. “Bilgilendirme ve Yaptırımlar” başlıklı maddesinde ise kapsamda belirtilen durumlardan herhangi birine uyan üyelikler için satış ve/veya kurulum yapan bayiye uygulanacak yaptırımlar(para cezaları) belirtilmiştir.Dosya kapsamında mevcut ve davacı tarafça açık bir itiraza konu olmayan davacı yazılı beyanında, açılan üyeliklerin bir kısmının tatil yörelerinde, bir kısmının personellerinin hatalı satışından, bir kısmının ise satış baskısından kaynaklanmakta olduğunun, kötü bir niyetlerinin olmadığının belirtildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda, faturanın dayanakları ve hesaplama şeklinin belirgin olmadığı, davacının tek tek işlediği kusurların dökümünün ve bu kusurların sözleşmeye göre varsa ceza karşılıklarının bir tablo vb. araç ile hesaplanabilir ve kontrol edilebilir şekilde dava dosyasına sunulmadığı, davalının dava dosyasına delil olarak koyduğu “Bayi Kontrol Listesi’ ve “Bayi Ceza Listesi”nin ne anlama geldiği belli olmayan işaretlenmiş bir takım bilgiler içermekte olduğu, bu haliyle tespit yapılabilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.1.1.15 maddesi uyarınca yukarıda sözü edilen “Bayi Kontrol ve Denetleme Sistemi Prosedürü” nün davacı bayi hakkında uygulanabileceği kabul edilse dahi, davalı tarafça davacıya isnat edilen kusurların varlığının ispatı için dosya kapsamında mevcut bayi kontrol listesi, ceza listesi ve çalışan listesi yeterli olmayıp, bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacı bayiye isnat edilen her bir kusurlu/hatalı davranışın ve bu kusura denk gelen ceza tutarının tek tek belirtilmesi, ayrıca bu kusurlu/hatalı davranışların dayanağı olan belgelerin de (akrabalık ilişkisine ilişkin kayıtlar, mernis adres kayıtları ile bayi tarafından bildirilen kayıtları gösteren belgeler, bir kişi hakkında birden fazla üyelik yapıldığına ilişkin belgeler, belli dönemi kapsayan kampanya kurgusundan yararlanılarak yapılan satışlar ve sonrasındaki iptallere ilişkin dayanak belgeler vb. ) sunulması, iddianın yazılı delillerle ispatı gerekir. Bu eksiklikler bilirkişi raporunda belirtildiği ve söz konusu dayanak belgeler davalı tarafça fiziken sunulabilecek nitelikte belgeler olduğu halde, davalının belgeleri sunmak yerine şirket merkezinde yerinde inceleme yapılması talebi haklı görülmemiştir. O halde davalının alacak iddiasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.414,72- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 452,76- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.961,96- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/03/2019