Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/728 E. 2018/905 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/728
KARAR NO : 2018/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/145 Esas
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ:09/07/2018
İhtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkilinin Türkiye’deki dağıtıcılarından olduğunu,2009 yılı itibariyle davalıya teslim ettiği ürün bedellerini ödemediğini, 20.11.2008 tarihli protokol/mutabakat metnine göre davalının müvekkili şirkete 1.509.741-usd borçlu olduğunu kabul ettiğini, protokol gereği borcun vadeye bağlandığını davalının 50.000-USD kısmi ödeme yaptığını, geri kalan bedeli ödemediğini davalının ödenmeyen bedel ile ilgili 594.000-Euro tutarında 4 adet teminat mektubu verdiğini, ancak teminat mektuplarının nakde çevrilmesini önlemek için Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/289 d.iş dosyası ile tedbir kararı aldığını, yine Bakırköy 3. ATM ne 2008/1077 esas sayılı dosyası ile teminat mektuplarının iptali ve menfi tespit davası açtığını, müvekkilinin ise Bakırköy 3. AT Mnin 2009/477 esas sayılı dosyada açtığı itirazın iptali davasınınaynı mahkemede ki menfi tesbit davasıyla birleştiğini ; Mahkemenin 30.12.2013 tarih ve 2008/1077 E ve 2013/515 K sayılı ilamı ile teminat mektuplarının iptali ve menfi tespit davasının subut bulmadığı , itirazın iptali davasının ise alacağın hangi kur üzerinden talep edildiğinin ödeme emrinde belirtilmediği gerekçesi ile reddedildiğini , kararın temyizi üzerine Yargıtay 19. HD. nin 24.06.2015 tarih ve 2014/12593 esas ve 2015/9366 karar sayılı ilamı ile asıl davada verilen hükmün bilirkişi raporundaki yetersizlik nedeniyle bozulduğunu ancak itirazın iptali davasına ilişkin hükmün onandığını, asıl davada yargılamanın halen devam ettiğini, müvekkilinin davalıdan 1.045.416,64-USD alacağı bulunduğunu,fatura, belgeler ve borç ikrarını ihtiva eden 20.10.2008 tarihli protokole göre davalıdan alacaklı olduklarını bu nedenle yeniden davalı aleyhine 24.04.2017 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız takip başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini,eldeki itirazın iptali davasının açıldığını, gerek mutabakat belgesi, gerek irsaliyeli fatura, gerek yükleme listesi, konişmentolar ve sevk irsaliyelerine göre davalıdan alacaklı olduklarını belirterek davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile davalının taşınır, taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı İİK 257. maddesindeki ihtiyati haciz için aranan şartlar oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, 20.10.2008 tarihli borç ikrarını içeren belgeye göre, müvekkili şirketin alacağının muaccel olduğunu, yine davalının bu protokole göre 50.000-USD lik kısmi ödeme yaptığını, İİK 257. Maddesine göre alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması şartının somut olayda gerçekleştiğini, 4 adet teminat mektubunun iptalini talep etmesininde kötüniyetli olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, taraflar arasında cari hesaba dayalı olarak ticari ilişki çerçevesinde borçlu tarafından 20.10.2008 tarihli protokol adlı belgeye göre borcun ikrar edildiği, aynı zamanda mutabakat belgesi, gerek irsaliyeli fatura, gerek yükleme listesi, konişmentolar ve sevk irsaliyelerine göre alacaklı olduğu, ihtiyati haczin şartlarının oluştuğu iddiasına dayalı itirazın iptali davasında talep olunan ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz verilebilmesinin şartları İİK 257. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği belirtilmektedir. Yine İİK 258. maddesine göre alacaklının alacağı ile ilgili ve haciz sebepleri ile ilgili mahkemeye kafi kanaat verecek delillerin ibrazı gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı alacaklının ihtiyati haczi talebine konu ettiği alacağın olmadığına ilişkin davanın da (menfi tesbit ) yaklaşık 10 yıllık süreden bu yana yargı sürecinin devam ettiği anlaşılmaktadır.Buna göre halen dosya davalısı tarafından açılmış bir menfi tesbit davasının mevcut olduğu ve bu dosyada verilen davanın reddine ilişkin hükmün yetersiz bilirkişi incelemesi yapıldığından dolayı Yargıtayca bozulduğu anlaşılmaktadır.İhtiyati haciz hukuki koruma tedbirlerinden olup aradan geçen zamana ,borcun ikrar edildiği ileri sürülmekte ise de borcu ikrar ettiği ileri sürülen borçlu davalının açtığı menfi tesbit davasının halen devam ettiğinin anlaşıldığı ,aynı konuya ilişkin açılan itirazı iptali davasına menfi tesbit davasının etkisi olabileceği de düşünüldüğünde bizatihi yargılama konusu olan belgelerin alacağın varlığına kafi kanaat verecek belge olarak kabul edilmemesinde bir isabetsizlik yoktur.Esasen menfi tesbit davasının davacı talepte bulunan lehine sonuçlanması halinde teminat mektuplarının da varlığı gözetildiğinde ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara karar da tarafların menfaat dengesinin gözetildiği anlaşılmaktadır.İİK 257/1 maddesi gereği muaccel alacağın varlığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararda isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/07/2018