Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/723 E. 2020/153 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/723
KARAR NO : 2020/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 13/12/2017
NUMARASI : 2014/717 Esas- 2017/1253 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, Rusya’da ticari faaliyet yapan müvekkilinin, davalılarla 2005 yılında başlayan ticari ilişkisinde davalılardan yedek parça satın aldığını ve değişik tarihlerde ödemelerde bulunduğunu, 2006 yılına gelindiğinde müvekkili ödemeleri düzenli olarak yapmasına rağmen davalıların taahhüt ettikleri tüm malları teslim etmediklerini, bunun üzerine tarafların 16.05.2006 tarihinde bir araya gelerek sözleşme imzaladıklarını, buna göre davalıların eksik mal teslimi nedeniyle 120.000-USD borçlu olduklarını kabul ettiklerini, davalı şirket yetkilisi … ile davalı …’un borcu yarı yarıya ödemeyi taahhüt ettiklerini, bu borcun da 2006 yılı içinde taraflar arasında karşılıklı olarak yapılacak ticaret ile mal olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 2006 yılında tarafların ticarete devam ettiklerini, ancak sözleşmede bahsedilen 120.000-USD karşılığı malın müvekkiline teslim edilmediğini, bu arada müvekkilinin yeni siparişler için avans göndermeye devam ettiğini, bu kapsamda 50.000-USD ve 22.914-USD olmak üzere toplam 72.914-USD’nin davalı şirkete havale edildiğini, ancak bu ödeme karşılığında da mal teslim edilmediği gibi avans ödemelerinin iade de edilmediğini, davalılara ihtarname gönderilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını ileri sürerek 192.914-USD’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı şirket vekili yasal sürede davaya cevap vermemiş, yasal süreden çok sonra 08.02.2017 tarihinde sunduğu beyan dilekçesinde, davacı iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacı ile ticari ilişkisinin olmuş olabileceğini, ancak ticari ilişki gereği davacıya mal tesliminin muhakkak yapılmış olması gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, 16.05.2006 tarihli sözleşmenin ise müvekkilinde bulunmadığını, davacı tarafça aslının sunulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı …, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın, ticari ilişki kapsamında avans olarak verilen paraya karşılık mal teslimi yapılmadığı iddiasına dayanmakta olduğu, taraflar arasında imzalanan ve davacının dayandığı 16.05.2006 tarihli sözleşmede davacının 2005 yılı içerisinde yapılan ticarette 120.000-USd alacaklı olduğunun, bunun davalı şirket yetkilisi … ve … tarafından yarı yarıya mal ile ödenmesinin kararlaştırıldığının görüldüğü, bu sözleşmede açıkça davacının alacağının ticari ilişki kapsamında mal verilerek ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacı taraf bu sözleşme gereğince kararlaştırılan malın verilmediğini iddia etmiş ise de bu hususta iddiasını ispat edemediği, ticari defter ve belgelerin incelenmesi hususunda ara karar oluşturulduğu ancak davalıların defter ibraz etmedikleri, davacının da dosyadaki belgelere göre değerlendirme yapılmasını talep ettiği, davacının mal teslimi yapılmadığını ispat edemediği, sözleşme dışında değerlendirme yapıldığında da avans olarak ödeme yapıldığından malın teslim edildiği karinesinin mevcut olduğu, bunun aksini iddia edenin ispat etmesi gerektiği, ancak davacının bu iddiasını usulüne uygun delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dava sürecinde davalı tarafın davaya cevap vermediğini, uzun süre takip etmediğini, davacının Rus vatandaşı olması ve Rusya’da yaşaması nedeni ile defter ibrazının mümkün olmadığını, ancak süresinde masrafını yatırdıkları halde ve mevcut delillerle bilirkişi incelemesi yapılması taleplerine rağmen dosyanın bilirkişiye gönderilmediğini, davalıların mal teslimini ispatlayamadıkları belirtilmesine rağmen davanın reddedildiğini, 2-Davalı taraf vekilinin ilk ve son olarak verdiği 08.02.2017 tarihli dilekçede “havale yapılmış olabilir, ürün teslim edilmiş olabilir” gibi ifadelerle davaya cevap verdiğini, yapılan ödemelerin belgesi mevcut olup davalının da bu ödemeleri inkar etmediğini, buna rağmen ürünlerin teslim edildiğine ilişkin hiç bir belge ve delil sunmadığını, ispat yükümlülüğünün “malın teslimi yapılmış olabilir” diyen davalı tarafta olduğunu, davalı tarafın teslime ilişkin belge sunmadığı gibi defter kayıtlarını da ibraz etmediğini, TTK, BK ve HMK hükümleri gereğince sözleşmenin tarafı olarak davacının edimini ispat ettiğini ve bu durumun davalı tarafça da inkar edilmeyerek zımnen kabul edildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, sipariş edilen mallara karşılık avans olarak yapılan ödemelerin istirdatı istemine ilişkindir.Davacı, taraflar arasında 2005 yılında başlayan ticari ilişkide davalılardan satın aldığı yedek parça emtiasına karşılık avans ödemeleri yaptığını, akabinde emtianın teslim edilmesi gerektiğini, ancak emtianın eksik teslimi üzerine taraflar arasında 16.05.2006 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini ve buna göre davalıların teslim edilmeyen mallar nedeniyle 120.000-USD borçlu olduklarını kabul ettiklerini, bu borcun mal teslimi suretiyle ödeneceğini, ancak sözleşme gereğince taahhüt edilen mallar teslim edilmediği gibi, daha sonra yapılan 72.914-USD avans ödemesi karşılığında da mal teslim edilmediğini ileri sürmüş, davalılar yasal sürede davaya cevap vermemişlerdir.Bu durumda öncelikle davacı iddiası doğrultusunda, delil olarak dayanılan 16.05.2006 tarihli Sözleşmeye ilişkin olarak HMK 169. vd. m. uyarınca davalıların isticvap edilmeleri gerekir. HMK 170.m. uyarınca tüzel kişiler adına, temsil yetkisine sahip kimseler isticvap olunur ise de, isticvap davetiyesinin tüzelkişi unvan ve adresi belirtilerek düzenlenmesi gerekir. Ne var ki ilk derece mahkemesince davalı şirketin isticvabı yönünden isticvap davetiyesi şirket yerine yetkilisi ile ortağının isim ve adreslerine düzenlenerek gönderilmiş, ayrıca davetiye ekinde sözleşmenin bulunup bulunmadığı belirtilmemiş olup, bu haliyle isticvabın usulüne uygun olmadığının kabulü gerekmiştir. Akabinde ise davalı şirket vekili sözleşmenin müvekkilinde mevcut olmadığını, aslının sunulması gerektiğini bildirmiştir. O halde ilk derece mahkemesince, öncelikle davalı şirket vekilinden sözleşmedeki imzaya ve içeriğine bir itirazları olup olmadığının sorulması,imzaya itiraz var ise davacı taraftan sözleşme aslının istenilmesi ve sonucuna göre gerekli işlemlerin yapılması, itiraz yok ise sözleşmenin davalı şirketin kabulünde olduğu dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi, açık bir beyanda bulunulmaması halinde ise davalı şirkete sözleşme ekli usulüne uygun isticvap davetiyesi tebliği gerekir.Davalı …’un isticvabına gelince; dosya kapsamında mevcut belgelerden adı geçen davalının yurtdışı adresine 10.03.2016 tarihinde isticvap davetiyesi ekli tebliğ yapıldığı görülmekte ise de HMK 172.m. uyarınca davalının ancak talimat yoluyla isticvabı mümkün olduğundan bu davetiyenin usulüne uygun olmadığı açıktır. Akabinde davalının isticvabı için Rusya Adli Makamlarına talimat yazılmasına karar verilmiş, ancak daha sonra dava dilekçesi içeriğinde sözleşmeden söz edildiğinden bahisle bu yöndeki ara karardan dönülmüştür. Oysa dava dilekçesi içeriğinde sözleşmeden söz edilmesi sözleşmenin davalının kabulünde olduğunu anlamına gelmeyecek olup, davalının HMK 172.m. ve Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün Hukuki Konularda Uluslararası İstinabe Taleplerine Uygulanacak Esasları doğrultusunda istinabe yoluyla isticvabı gerekir. O halde ilk derece mahkemesince davanın esasına etkili olan deliller toplanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-6 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2017 tarihli 2014/717 Esas 2017/1253 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 35,90- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 06/02/2020