Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/705
KARAR NO : 2019/981
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2018
NUMARASI : 2016/353 E.- 2018/49 K.
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/07/2019
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı … A.Ş.’nin yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiasının nakliye sırasında hasarlandığını, hasarın müvekkiline ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi sonucu hasarlanma olayının nakliye sırasında gerçekleştiğinin somut bir biçimde ortaya konulduğunu, sunmuş oldukları hasar tespit tutanaklarında da taşıma işlemi sırasında hasarın meydana geldiğinin açıkça belirtildiğini ve imza altına alındığını, hasar sebebiyle müvekkilinin sigortalısına 31/07/2014 tarihinde 5.736,17-TL ödeme yaptığını ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle 4.780,14-TL hasar bedelinin davalı taşıma şirketi ile onun sigortacısı konumundaki davalı … şirketinden rücuen tazmini gerektiğini, davalılara gönderilen rücu yazılarına rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek 4.780,14-TL asıl alacağa ve onun işlemiş faizine yönelik itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı …. vekili, müvekkili nezdinde davalı sigortalı … A.Ş. lehine Taşıyıcı Mali Sorumluluk Poliçeleri düzenlendiğini, davacının rücu başvurusuna konu hasarlar bakımından davacıdan hasar belgeleri istenmiş olmasına rağmen sunulmadığını, davacı tarafından sunulan sözde hasar tespit tutanaklarında ise müvekkili sigortalısının imzasının ve onayının bulunmadığını, ayrıca okunaklı olmayan bir kısım hasar bildirim formlarında ise hasar sebebinin gereği gibi belirtilmediğini, dolayısıyla davalıların sorumluluğunu gerektiren bir hasar bulunmadığını, kaldı ki davacının kendi poliçelerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemeleri yaptığını, zira davacının sorumluluğu için yedek parçların stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespitin gerektiğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı …. vekili, hasar tespit tutanaklarının bir kısmında müvekkili şirketin onayının olmadığını, onaylı olanların ise okunaklı olmadığını, emtianın imhası nedeniyle tekrar tespitin de mümkün olmadığını, kaldı ki müvekkili sorumluluğunun sınırlı bir sorumluluk olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, ekspertiz raporuna göre sigortalı firma yetkilileri tarafından yedek parçaların kontrol edildikten sonra nakliye firmasına hasarsız olarak teslim edildiği, bu yedek parçaların alıcılara hasarlı olarak teslim edildiği, ekpertiz raporunda bu parçaların nakliyat esnasında hasarlandığı yönündeki firma yetkililerinin beyanlarına itibar edilemeyeceği, tutanaklarda ise yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususu belli olmadığı gibi ayrıca ürüne ait ayrıntılı ve açıklayıcı bilginin de yer almadığı, bazı tutanaklarda ise “koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı” şeklinde kutucuğun işaretlendiği, bu durumda kolinin /ambalajın sağlam olması karşısında içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı hususunun belirsiz olduğu, gönderici …. Otomotiv Pazarlama A.Ş tarafından alıcı bayilere kesilen fatura ve sevk irsaliyelerinde birden fazla yedek parça olmasına rağmen çoğunda bir parçanın ve bazen iki veya üç parçanın hasarlı olduğunun ilgili parçanın yan tarafına şerh edildiği veya üzeri çizilerek işaretlendiği, taşınan yedek parçalardan bir veya ikisinin taşıma sırasında hasarlandığını gösteren dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, taşınan yedek parçaların eksper raporunda da belirtildiği gibi ambalajlı olması nedeni ile davalı taşıyıcının ürünlerin yükleme sırasında hasarlı olup olmadığını kontrol etme imkanı bulunmadığı, hasarın taşıma sırasında ve taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ve usulüne uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı hususlarının ispatlanamadığı, davalı taşıyıcının ve onun sigortalısının iddia olunan hasardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanması yönünden dosyada bir inceleme yaptırılmadığını, ek rapor taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, 2-Taşımaya konu emtiaların teslimden sonra hasarlı olduğunun fark edildiğini ve taşıma işini gerçekleştiren şoförlerin imzası ile bir tutanak ile imza altına alındığını, bu tutanak ile davalı …, uhdesinde taşınan emtiaların taşıma sırasında hasarlandığını kabul ettiğini, dosyada taşıyıcının çalışanları ve/veya alt taşıyıcılarının tutanak ile kayıt altına aldığı bir hasar tespit tutanağı olmasına rağmen, Yerel Mahkemenin hasarın taşıma sırasında gerçekleşmediğine kanaat getirmesinin isabetsiz olduğunu, 3-Yerel Mahkeme gerekçeli kararında, dosyadaki bazı hasar tutanaklarının imza içermediğini, eksik olduğunu belirtmişse de bunların hangi tarihli tutanaklar olduğunu belirtmediğini, yine gerekçeli kararda, dosyada bulunan hasar tutanaklarında dava konusu hasarlanan malzemelerin detayının yazmadığı veya açıklamasının eksik yapılmadığının belirtildiğini, ancak hasarla ilgili taraflarınca sunulan bütün tutanaklar taşıyanın çalışanları tarafından imzalı olup, hasarlanan emtialar ilgili faturalar ile eşleştirildiğini referans numaraları yazıldığını yani tutanak ile hasarlı parçanın gerekli nitelendirilmesinin yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Nakliyat Abonman Blok Poliçesi kapsamında sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ile onun sigortacısından rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalının yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislerine gönderilecek yedek parça emtiasının taşıma işini davalı ….’nin gerçekleştirdiği ve bu taşıma işinin diğer davalı … şirketi nezdinde sigortalandığı tarafların kabulündedir.Öte yandan davacı tarafça düzenlenen Poliçede, hasar tespitinin yedek parçaların sigortalının stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde yapılması halinde teminat dahilinde olacağı düzenlenmiş olup, dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin ve hasar tespit tutanaklarının tarihleri dikkate alındığında hasarın teminat dahilinde olduğu anlaşılmaktadır.O halde uyuşmazlık, sigortalı emtia hasarının taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır.TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü haizdir.Bununla birlikte, dava dışı sigortalı ile davalı …. arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi “… yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu POPAS mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. … Alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı …’a şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine … alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen ….’ın tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. …. kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar….” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı tarafça Mayıs ve Haziran 2014 tarihli bir kısım Hasar Tespit Tutanakları sunulmuş ise de, davacı tarafça sunulan Ocak-Haziran 2014 tarihli sevk irsaliyelerine göre emtiadaki hasarların alıcısı olan bayilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, daha sonra hasarın, emtianın gönderildiği bayi ve servislerde değil, sigortalı … A.Ş. tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı ….’ne ait depoda bulunduğu sırada tespit edildiği ve akabinde bu tutanakların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yani emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmamış olup, bu durumda hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekir. O halde davacı tarafça emtiadaki hasarın davalıların sorumluluğunu gerektirdiği hususunun kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 10/07/2019