Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/702 E. 2019/1321 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/702
KARAR NO : 2019/1321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2018
NUMARASI : 2012/202 Esas 2018/30 Karar
ASIL – BİRLEŞEN DAVA: ALACAK
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin müvekkili şirketin bayisi sıfatına sahip olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında 21/06/2007 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ile taraflar arasındaki ticari çalışma koşullarının belirlendiği bayilik protokolü, yine davalı bayi tarafından sözleşme ilişkisinin devamı müddetince sahibi olduğu istasyonda, müvekkiline ait ürünlerin satışına ilişkin olarak taahhütname imzalandığını, davalılardan … ve …’ın bayilik sözleşmesi ile bayilik protokollerine garantör sıfatıyla imza verdiklerini, davalı gerçek kişilere ait, istasyonun kurulu olduğu gayrimenkul üzerinde ticari ilişkinin teminatı amacıyla 1.derecede FBK süreli 250.000-YTL bedelli ipotek hakkı tesis edildiğini, müvekkili lehine 20 yıl süreli intifa hakkı tanındığını, istasyona maddi ve gayrimaddi yatırımlar yapıldığını, davalı şirkete 3 adet hizmet bedeli faturası ve makbuz ile intifa bedeli karşılığında toplam 298.851,40-YTL ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki bayiilik sözleşmesinin davalı şirketin satış taahhütlerini yerine getirmemesi, sözleşemeye aykırı tutum ve davranışlar sergilemesi üzerine müvekkili şirketçe bayilik ilişkisinin sona erdirildiğini, müvekkili şirketin sahip olduğu intifa hakkını terkin etmek zorunda kaldığını, davalıların belirttiği kişilere yetki vermek suretiyle intifa hakkını terkin ettiğini, haklı sebeplerle fesih sebebiyle müvekkili tarafından davalıya nakdi ve ayni olarak ödenen 541.151-TL bayilik hizmet bedelinin, davalının …’ten aldığı günden itibaren dava tarihine kadar işlemiş faizi ve ödeme tarihine kadar olan süreye kadar işleyecek en yüksek banka kredi faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP :1- Davalı şirket ve … vekili; müvekkili şirketçe olumsuz tavır gösterilmediğini, sözleşmenin devam edeceğine olan inanç ile edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, bayii olarak istasyona yapılmış olan yatırımları aynen muhafaza ettiğini, davacının dava dilekçesinde Rekabet Kurumu’nun kararları doğrultusunda intifa hakkını terkin etmek zorunda kaldığını açıkça beyan ettiğini, bu şekilde bayilik sözleşmesinde hukuki yararını kaybetmesini, müvekkilinin edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayandırdığını ve sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin akdedilmesinden bu yana 5 yılı aşkın süre geçtiğini, bu süre içerisinde sözlü veya yazılı taahhüde aykırılık ileri sürülmediğini, davacının kâr kaybından bahsetmesinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkili şirketin taahhüdünden daha az miktarda akaryakıt aldığını kabul etmediklerini,gayrimenkul üzerinde ipotek hakkı tesis edildiğini, alacağın teminat altına alındığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin 5015 sayılı kanun ve ilgili mevzuat kapsamında EPDK’nun tanzim ettiği dağıtıcı lisansı kapsamında Akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiği davalı şirket ile 21/06/2007 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzaladığını, davalı yanın sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle taahhüdünü yerine getirmediğini vurgulayarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 51.030-usd cezai şart alacağının ödeme tarihinde kadar işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP : Davalı şirket ve … vekili; davacı tarafından sözleşmenin feshi neticesinde bayilik hizmet bedeli tazminini talep ettiği alacak davasının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/202 Esas sayılı dosyası ile ikame ettiğini, huzurda görülen dava ile tarafların aynı olması uyuşmazlık konusunun da aynı sözleşmeden kaynaklandığını ileri sürerek dava dosyalarının birleştirilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava tarihi itibariyle tapudan ipoteğin kaldırılmadığı , 18/04/2014 tarihinde 26/06/2007 tarihinde … yevmiye getiri belirlenen intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak davacı tarafından feragat edildiğinden asıl davanın reddine, sözleşme süresinin 5 yıl olup davacının uyarı ihtarı ve itirazı da cezai şart ile ilgili bulunmadığından cezai şart ile ilgili birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl dava bakımından, davalı şirketin sözleşme kapsamında vermiş olduğu satış taahhütnamesini yerine getirmemesi, bayilik sözleşmesi ile müvekkili şirkete karşı yüklendiği sair yükümleri ifa etmemesi nedeniyle, haklı nedenle feshedildiğini, intifa hakkının Rekabet Kurumu kararı gereği süresinden önce geçersiz kalmasının hukuksal sebebine dayanmadığını, mahkeme ara kararı gereği talebe ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığını, talebin sözleşmenin süresinden önce haklı feshi nedeni ile davalıya bayilik hizmet bedeli olarak ödenen bedelin iadesi olduğu belirtilmesine ve bayilik protokolü 5.3.maddesinde; bayinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde bayilik sözleşmesinin feshedileceği ve bayiye sağlanan bayilik hizmet bedelinin bayiye sağlanan günden itibaren ödeme tarihine kadar olan süreye kadar en yüksek banka kredi faizi üzerinden geri ödeneceği düzenlenmesine karşın mahkemece intifanın davanın açıldığı tarihten sonra terkin edildiği gerekçesine dayanılarak bayilik hizmet bedelinin istenemeyeceğinin hatalı olduğunu, Birleşen dava bakımından; taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ile birlikte aynı tarihte imzalanan ve bayilik sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğu kabul edilen Bayilik Protokolü gereği cezai şart alacağının olduğunu, cezai şartın sözleşme süresinde talep edilmemiş olmasının cezai şart talep hakkından zımnen feragat edildiği anlamına gelmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; mahkemenin gerekçesinde belirttiği üzere davalı bayiye herhangi bir ihtar veya uyarı yazısı gönderilmemesi nedeni ile cezai şart uygulanmayacağına dair haklı bir güven oluşturulması nedeni ile cezai şart istenemeyeceği kabul edilecek olsa bile böyle bir halde dahi son yıla ilişkin ceza koşulunun istenmesinin mümkün olabileceğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca ödenen bayilik hizmet bedelinin yatırımın kullanılmayan süreye karşılık gelen tutarının tahsili; birleşen dava ise taahhüt edilen miktar kadar ürün alımı yapılmaması nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.6098 Sayılı TBK 179. maddesi uyarınca sözleşmenin hiç ve gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun yada cezanın ifasını isteyebilir. Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Bu hükme göre borçlunun borca aykırı davranması halinde alacaklı hem aynen ifayı hemde kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilmesi için alacaklının borcun ifasını ceza koşulu alacağını saklı tutarak kabul etmesi gerekmekte olup, ifanın ceza koşulu alacağını saklı tutmadan kabul edilmesi halinde alacaklı ceza koşulu talep etme hakkını kayıp edecektir. Alacaklı ifaya eklenen ceza koşulu alacağını kayıp etmemesi için bu hakkını saklı tuttuğunu en geç ifa anına kadar açıkça ortaya koyması gerekir. Alacaklı taraf bu iradesini açıklamadığı takdirde ceza koşulu talep edebilme hakkını kayıp eder ceza koşulu alacağa bağlı ( fer’i ) nitelikte bir alacak olduğundan ifa ile birlikte TBK 131.maddesi gereğince son bulur. (Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu Borçlar Hukuk Genel Hükümler Sayfa 808-809 ) Taraflar arasında 21.06.2007 akaryakıt bayiilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin davacı tarafından 10.01.2011 tarihinde feshedildiği hususu ihtilafsızdır. Uyuşmazlık ; Taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayiilik sözleşmesi uyarınca davacı tarafından ödenen bayilik hizmet (yatırım) ve intifa hakkı bedelinin yatırımın kullanılmayan süreye karşılık gelen tutarı ile taahhüt edilen miktar kadar ürün alımı yapılmaması nedeniyle cezai şart bedelinin davalılardan talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İstinaf incelemesi, HMK.m.355 uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. İade talebine konu ,yatırımın kullanılmayan süresine karşılık gelen alacak davacının 24/07/2007 tarihli … nolu şerefiye bedeli açıklamalı 176.745,12 TL bedelli, 18/08/2007 tarihli … şerefiye bedeli açıklamalı 38.513,60 TL bedelli ve 02/10/2007 tarihli … bayilik hizmet bedeli açıklamalı 56.592,80 TL bedelli toplam 271.851,52- TL faturalar ve 27.000- TL intifa bedeline isitinaden yapılan ödemelerden kaynaklanmaktadır. İntifa hakkının kalan süreye yönelik bedelinin istenebilmesi için dava tarihinden önce intifa hakkının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden terkininin yapılması gereklidir. İntifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinde artık bakiye intifa bedelinin istenemeyecektir. (Y19.HD.nin 25.03.2016 tarih ve 2015/12031 esas-2016/5462 karar sayılı ilamı)Davacı 18/04/2014 tarihinde intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak feragat etmesi üzerine davacı lehine 3394 yevmiye nolu işlem ile 26/06/2007 tarihinde Manisa İli, Salihli İlçesi, … sayılı 2.164 m2 taşınmaz üzerine 20 yıl süre ve 27.000- TL bedelle tesis edilen intifa hakkı terkin edilmiştir. Mahkemece asıl davada;27.000-TL lik intifa bedeline ilişkin dava yönünden bedelsiz terkin edilen intifa hakkı nedeniyle bakiye intifa bedeli talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bilirkişi heyeti kullanma, yararlanma hakkı karşılığında istasyon sahibine/bayiye intifa, kira, peşin satış primi inkişaf bedeli, hizmet bedeli vs., adı altında yapılan ödemelerin ve dava konusu ödemelerin taraflar arasındaki intifa ve bayilik sözleşmesi kapsamında bu istasyonun kullanma, yararlanma (transfer) hakkına ilişkin olduğu bildirmiş ise de dosya kapsamındaki deliller ile davacının davaya konu şerefiye ve hizmet bedeli açıklamalı ödemelerinin intifa hakkı ile ilişkili olduğu hususu da kanıtlanamamıştır.(Yargıtay 19. HD nin 15.01.2015 tarih ve 2014/3204 E.-2015/34 karar sayılı ilamı )Davacı dava konusu ödemelerin davalıya 20 yıllık süre için yapıldığını ileri sürerek 20 yıllık intifa süresinden kalan bakiyeyi talep etmekte ise de; taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmenin imzalandığı tarihte 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunun uyarınca rekabet Kurulu’nun çıkardığı 2002/2 numaralı tebliğ ile akaryakıt bayilik sözleşmesinin süresinin 5 yıl ile sınırlanmış olup taraflarca bu husus bilinerek bayiilik sözleşmesi 5 yıllık süre için imzalanmıştır. Bu durumda davacı sözleşme uyarınca davalıya ödenen akaryakıt hizmet bedeli ve şerefiye bedeli adı altında yapılan ödemelerin 5 yıllık bayilik süresi için yapıldığı kabul edilmiştir.Davacı tarafından 21.06.2007 tarihli bayiilik sözleşmesi 5 yıllık süreden önce davalının bayiinin alım taahütlerine uymaması haklı sebebi ile 10.01.2011 tarihinde fesih edilmesine göre mahkemece sözleşme süresine göre hizmet bedeli olarak yapılan ödemenin kullanılmayan süreye karşılık gelen tutarının hizmet bedeli olarak iade edilmesi gerekmektedir .Bilirkişi raporunda intifa süresine göre hesaplama yapıldığı,bu durumda usul ekonomisi gereği yeniden bilirkişi incelemesine başvurulmaksızın re’sen yapılan hesaplama sonucunda 78.681,42- TL hizmet bedelinin dava tarihinden önce davacı tarafından davalılar TK 18/3 uyarınca temerrüde düşürülmediğinden, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesi gerekmektedir. [intifa bedeli hariç 5 yıllık süre için 271.851,40 – TL ödenmesine göre günlük ödeme 151,02 TL ,sözleşme fesih tarihine göre yatırımın kullanılmayan süresi 1 yıl 5 ay 11 gün olup 521×151,02 TL=78.681,42 TL]Davacı ödenen 271.851,40-TL bedel yönünden ödeme tarihlerinden itibaren vade farkı hesaplayarak ve yapılan ödemelerin 20 yıllık intifa süresine göre intifanın kullanılmayan süresine göre hesaplama yaparak 541.151-TLnin iadesini talep etmiştir. Sözleşmenin 5.3 maddesine göre ödenen bedellere ödendiği günden itibaren faizi istenebileceği düzenlenmiş ise de ödeme tarihinde ödenen bedel yönünden davalının iade sorumluluğu bulunmadığı , yatırımın kullanılmayan süresine karşılık gelen tutar yönünden davalının iade yükümlülüğü fesih tarihi itibarıyla gerçekleştiği,kullanılan süre yönünden davacının ödemenin karşılığını almakla ödemenin sebebsiz zenginleşme teşkil etmediği ; bayilik hizmet bedelinin iadesinin İstanbul 4.ATM nin 2010/218 esas sayılı dosyasında dava edildiği ancak zamansız açılan davanın reddine karar verildiği bu davaya ilişkin kararın 12.6.2012 tarihinde kesinleştiği akabinde elde ki davanın açıldığı ,fesih ihtarnamesinde ancak eksik alım nedeniyle oluşan cezai şartın talep edildiği anlaşılmakla bayilik hizmet bedeli bakımından temerrüt faizinin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekmektedir.Bayilik Protokolünün 3.1.5 Bayilik ilişkisinde satış taahhütleri başlıklı maddesi ve taahhütname ile; davalı şirketin, yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı müddetince geçerli olmak üzere, asgari ürün alma taahhüdünde bulunmuş,bu satış taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde,cezai şart ödemeyi kabul etmiştir. Akaryakıt bayilik sözleşmesinin fesih tarihine kadar davalı şirket tarafından 1 ve 3. yılda taahhüt edilen miktardan daha az ürün alınmasına rağmen çekince konmadan ifaya devam edilmiş ve borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşturulmuş ve oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşulları talep edilemeyecektir.( Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K) .Ancak davacı tarafından davalıya gönderilen sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnamede eksik alım nedeniyle cezai şart talep edilmesine göre de son yıla ilişkin cezai şart talep edilebileceğinden son yıla ilişkin 15.363.84-usd cezai şartın 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte tahsili gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle mahkemece asıl davada bayiilik sözleşmesinin kullanılmayan süreye karşılık gelen peşin ödenen hizmet bedeli ve birleşen davada son yıla ilişkin cezai şart talep edilebileceği ,davalı bayii ve garantörlerin iade edilecek hizmet bedeli ve son yıla ait cezai şarttan sorumlu oldukları hususu gözardı edilerek yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bununla birlikte dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına asıl ve birleşen davanın davanın kısmen kabülüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2018 Tarih 2012/202 Esas 2018/30 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Asıl ve birleşen davanın KISMEN KABULÜNE;Asıl davada; 78.681,42-TL hizmet bedelinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine , Birleşen davada; 15.363,84- usd cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek usd faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Asıl dava yönünden; Alınması gerekli 5.374,73- TL nispi karar harcının ; davacı tarafından yatırılan 8.036,10-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 2.661,37- TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından ödenen 5.399,18- TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 2.300-TL bilirkişi ücreti, 346,05-TL posta masrafı, talimat dosyalarında yapılan 400-TL bilirkişi ücreti, 49,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.095,95-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 451- TL sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.004,96-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Davalılar … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca takdir olunan 32.448,78 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …. Ltd. Şti. ve …’a ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine””Birleşen dava yönünden; Alınması gereken 1.890,78- TL nispi karar harcından, davacı tarafından yatırılan 1.356,55-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 534,23- TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 1.381- TL peşin harçların davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 58-TL posta masrafından ibaret yargılama giderinin kabul-red oranına göre 18- TL sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 3.321,54- TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,Davalılar … Ltd. Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca takdir olunan 7.353,76- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …. Ltd. Şti. ve …’a ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan 71,80-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra asıl ve birleşen dava davacısı gider avansından karşılanan 104,30-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 15-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak asıl ve birleşen dava davacısına ödenmesine, bakiye kısmın asıl ve birleşen dava davacısı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/10/2019