Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/692 E. 2019/560 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/692
KARAR NO : 2019/560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2018
NUMARASI : 2016/459 Esas 2018/101 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin damper, dorse, mikser imalatını yaptığını, davalıdan 16/06/2015 tarihli fatura ile PTO(hidrolik pompaya güç veren aktarma organı) satın aldığını, davalıdan alınan ürünü dava dışı … Ltd Şti’ye ait … plakalı … marka kamyona monte ederek sattığını, aracın şanzumanında meydana gelen arıza nedeniyle Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1 D. İş sayılı tespit dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde araca takılan PTO parçasının yağ borusu müşonunun imalat kusurundan dolayı sızan yağlar neticesinde şanzumanın yağsız bırakarak komple hasarlanmasına neden olduğu,PTO parçasında saptanan arızanın araçta kullanılması sonrasında ortaya çıktığından dolayı gizli ayıp niteliğinde olduğu, 24.636,- TL maddi zararın meydana geldiği tespit edilmiş olup arızanın giderilmesi için …. servisine 20.765,- TL ödemek zorunda kaldığını, bu miktarın ödeme tarihi olan 02.03.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1 D.İş sayılı dosyasında verilen bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, yağ müşonunun üreticisinin … olduğunu, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini ve davanın bu şahsa ihbarını, müvekkili şirket tarafından araca yapılmış bir montaj bulunmadığını, arızalanan parçanın müvekkilinden satın alındığının belli olmadığını, araca düzenli olarak yağ takviyesi yapılması durumunda şanzumanın yağsız kalmayacağını, PTO parçasına takılı yağ müşonunun yağ kaçırması ve şanzumanı tamamen yağsız bırakması halinde şoförün fark edebileceğini, tüketicinin aracın bakımını zamanında yaptırmadığından sorumlu olamayacağını, dava konusu parçanın alınışından 6 ay gibi kısa sürede şanzıman yağını tamamen boşaltacak bir kaçağın mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece ; davacının müşterisi dava dışı …Ltd Şti’ye ait … plakalı …. marka kamyona taktığı ve davalıdan satın aldığı PTO parçasının davacının müşterisinin aracında yağ kaçırması sonucu arızaya sebebiyet verdiği PTO parçasında gizli ayıp bulunduğu tespit edilmiş olup aracın arızasının davacı tarafından ödenen fatura karşılığında giderildiği, fatura bedelinin 19.750- TL olup yapılan tamirle ve değişen parçaların hurda bedellerinin tenzil edilmesi sonucunda onarım zararının 19.750- TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazların dikkate alınmayarak yeni rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, bilirkişi raporunda değiştirilen parçaların seri numaraları, satım tarihleri, fatura ve seri numaralarına ilişkin hiçbir tespit yapılmadığı, tespitte incelenen parçaların müvekkili şirketin üretimi olup olmadığı,parçaların ne zamandan beri kullanıldığı hususlarının rapordan anlaşılamadığını, bilirkişi raporunda dava konu aracın bakım tarihleri ve kilometrelerinin tespitinin yapılmadığını, eğer sürücünün aracın bakımını zamanında yaptırmış olsaydı o zaman hatayı farkedebileceğini, zarara kullanıcı hatasının sebep olup zararın müvekkiline yüklenemeyeceğini, tesbit dosyasından alınan raporda, arızanın PTO’ya bağlı yağ müşüründen kaynaklandığı belirtilirken; dosyada alınan bilirkişi raporunda söz konusu arızanın PTO’dan kaynaklandığının belirtildiğini, çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı edeniyle uğranılan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.Davacı, davalıdan satın aldığı PTO (hidrolik pompaya güç veren aktarma organı) isimli ürünü dava dışı … Ltd Şti’ye ait … plakalı … marka kamyona monte ederek sattığını, aracın şanzumanında meydana gelen arıza nedeniyle parçanın gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve arızanın giderilmesi için ödediği bedelin tazmini talep etmiş, davalı ise, delil tespiti raporuna itiraz ettiklerini, arızaya sebep olan yağ müşonunun üreticisinin dava dışı … olduğunu, husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini ,arızalanan parçanın kendisinden satın alındığının belli olmadığını, tüketicinin aracın bakımını zamanda yaptırmadığından zararın meydana geldiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Tarafların tacir olduğu, satışın ticari satış olduğu, dolayısıyla iş bu davada 6102 sayılı TTK nun 23. maddesinin ve bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla TBK’nun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmelerine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.TTK 23/1 maddesi “bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanunu’nun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır.TTK 23/1-c bendi “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeleridir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır. TBK’nun 223.maddesinin 2. fıkrası “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”Somut olayda , gerek delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunda, gerekse mahkemece yapılan bilirkişi raporunda, davalı tarafından davacıya satıldığı davalının defterleri ile de sabit olan ve dava dışı şirkete ait … plaka sayılı araçta meydana zarara sebebiyet veren PTO (hidrolik pompaya güç veren aktarma organı) isimli malzemenin imalat hatasına dayalı gizli ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Gizli ayıp, emtianın teslimi sırasında açıkça belli olmayan ve ayrıca alıcının yapacağı yada yaptıracağı muayene ile de anlaşılması mümkün olmayan ve fakat zamanla ve malın kullanılması sırasında ortaya çıkacak olan bir ayıptır. Her iki raporda da ayıbın bu nitelikte gizli ayıp olduğu saptanmıştır. Dava konusu … cihazının, davacı tarafından davalıdan 16.06.2015 tarihinde satın alındığı, satış faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, satın alınan cihazın davacı tarafça monte edildiği dava dışı şirkete ait … plaka sayılı aracın 28.12.2015 tarihinde arıza yapıp … Ticaret A.Ş.’ye ait mercedes servisine çekildiği,davacı tarafın durumu öğrenmesi üzerine 05.01.2016 tarihli dilekçeyle Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesine delil tespiti için başvurduğu, delil tespiti raporunun 14.01.2016 tarihinde düzenlenerek dava konusu malzemenin gizli ayıplı olduğunun belirlendiği,bu raporun davacı tarafa 19.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, dava dışı servis tarafından 01.02.2016 tarihli 20.765,35-TL bedelli faturanın düzenlenip davacı tarafça 02.03.2016 tarihinde bedelin ödendiği, davanın ise 11.03.2016 tarihinde açıldığı, davacı tarafından dava dilekçesinde davalı tarafa ayıp ihbarında bulunulduğunun iddia edilmediği gibi ayıp ihbarına ilişkin herhangi bir delil de gösterilmediği, sadece delil tespitine ilişkin raporun davalı tarafa tebliğ edildiğinden bahsedilmiştir. Dava konusu … satıcısının ağır kusuru da iddia ve ispat edilmemiş, bu husus istinaf sebebide yapılmamıştır. Bu nedenle TBK’nun 225/2 maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda davacının delil tespiti raporunun tebliğ edildiği 19.01.2016 tarihinden itibaren yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığı belirlenmiştir. Bu husus taraflarca ileri sürülmese de mahkemece ve istinaf incelemesinde dairece re’sen gözetilmelidir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 24.05.2016 tarih 2016/4144 esas, 2016/9321 karar sayılı ilamı) O halde ilk derece mahkemesince davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine ayrıca karar verilmiştir .
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2018 Tarih 2016/459 Esas 2018/101 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; REDDİNE”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gerekli 44,40- TL harcın, peşin yatırılan 354,63- TL harçtan mahsubu ile fazla olan 310,23-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için takdir olunan 2.725- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 337,28- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davalı yan gider avansından karşılanan 95,60 TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/04/2019