Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/687 E. 2019/1395 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/687
KARAR NO : 2019/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2017
NUMARASI : 2014/736 E.- 2017/1047 K.
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı ….ltd.şti ve davalı …AŞ vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısı .. A.Ş arasında Nakliyat Abonman Sözleşmesi ile nakliyat rizikolarına karşı sigorta poliçesi bulunduğunu, taşıma sırasında poliçeye konu malların 23/06/2012 tarihinde çalınmak suretiyle tamamen zayi olduğunu, meydana gelen bu riziko sonrasında davacı sigorta şirketinin 27/11/2012 tarihinde dava dışı sigortalısının 40.621,95-euro ödeme yaptığını, rizikonun meydana gelmesinde sorumlu bulunan davalılardan hasar bedelinin rücuen tazminini talep etmiştir.
CEVAP:1-Davalı … Tic. A.ş.vekili, fiili taşıma işinin diğer davalı tarafından icra edildiğini, somut olayda müvekkiline atfı kabil olan bir kusur bulunmadığını, çalınma hadisesinin ise dava konusu malın dava dışı alıcının fabrika sahasına ulaştıktan sonra, yükün tahliye organizasyonundaki kifayetsizlik yüzünden araçtan boşaltılmayıp fabrika sahasından çıkartılmasının ardından sürücünün kısa bir süre ihtiyaç gidermek için aracın başından ayrıldığı sırada vuku bulduğunu, bu durumda taşıyıcının sorumlu olmadığını, mesuliyetin fabrika sahasına kadar gelen malı tahliye ve muhafaza edemeyen, aracı yüküyle birlikte fabrika sahasından çıkartan alıcıya ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.2-Davalı ….ltd.şti. vekili, müvekkilinin taşıma işini tamamladıktan sonra taşıma aracını yüküyle birlikte riskli bir bölgede park etmek zorunda bırakan İtalya’ daki alıcı yerine onun talimatını yerine getiren dolayısıyla da herhangi bir kusurlu eylemi olmayan müvekkiline taşımanın tabi olduğu CMR Sözleşmesi hükümlerine göre mesuliyet yüklenemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.3-Davalı … AŞ vekili müvekkilince mesuliyetine güvence sağlanan taşıyanın mal mukabili ödeme ve … teslim şekline göre taşıdığı malı alıcısı emrine teslime hazır hale getirdikten ve yük üzerindeki tüm haklar satıcıdan alıcıya geçtikten sonra alıcının ağır kusurlu talimatı yüzünden vuku bulan hırsızlık nedeniyle CMR Konvansiyonu çerçevesinde taşıyana dolayısıyla da müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceği gibi davacının sigortalısına yaptığı hatır ödemesini zaten rücu konusu da yapamayacağını, somut olay konusu hırsızlık hadisesine benzer rizikoların müvekkilinin düzenlediği mesuliyet poliçesinin kapsamı dışında tutulduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalı … AŞ yönünden rizikonun CMR Sigortası umumi hükümlerinin “teminat dışı haller” başlığı altındaki 3.maddesindeki düzenlemeler çerçevesinde açıkça sigorta güvencesi dışında bırakıldığı, davalı sigorta şirketinin düzenlediği poliçe kapsamında tazminat yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davalı … sigortaya karşı açılan davanın reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile, 40.621,95-euro nun (davalı … yönünden 07/01/2013 tarihi, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek) yıllık %5 faiziyle birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davalı …ltd.şti. vekili ;hükme esas teşkil eden bilirkişi kök ve ek raporunda zararlandırıcı olayın taşıma sırasında meydana geldiği kanaatiyle değerlendirme yapıldığını, emtia yüklü aracın varış yeri olan… fabrikasına 22/06/2012 tarihinde giriş yapıp ertesi gün 23/06/2012 tarihinde aracın yükü ile birlikte fabrika alanından çıkartıldığı, talimatın hukuki sorumluluğun tespiti ve sonuçları bakımından hiçbir şekilde irdelenmediğini, taraflar arasındaki nakliyat abonman sözleşmesinin, taşıma sözleşmesi, çalınma olayı üzerine Torino polis departmanı ve savcılığı nezdinde toplanan deliller ile davacı tarafından görevlendirilen … firmasınca olayın gerçekleşme koşullarının tespit edilerek düzenlenen 22/10/2012 tarihli ekspertiz raporu birlikte değerlendirildiğinde çalınma olayının taşıma işi tamamlanıp tasarruf hakkı ve risk alıcıya geçtikten sonra alıcı tarafından verilen talimat neticesinde gerçekleştiğini ve bu talimat nedeniyle taşımacının CMR konvansiyonu 17/2 maddesi uyarınca taşıyıcının sorumlu tutulamayacağının ortada olduğunu, taşıma sözleşmesinde eşyanın tesliminin taşımanın tamamlanmasından sonra taşıyıcı ile gönderilen ortak iradesi sonucunda eşyanın zilyetliğinin ve dolayısıyla eşya üzerindeki tasarruf imkanının varma yerinde gönderilene yahut sözleşme ya da sevk evraklarında hak sahibi olarak belirlenen kimseye sağlanmasıdır denildiğini, taşıyıcının zarar ve hasardan sorumluluğunun teslim anına kadar olduğu, yükü teslim yerine ulaştıran fiili taşıyıcının ,akdi taşıyıcı sözleşmesinden doğan hukuki sorumluluğunun sözleşmede gösterilen varış yerine ulaşmakla tümüyle sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiğini, araç şoförünün bölgedeki hırsızlık olaylarından bölgede yaşanan illegal guruplarda ve geçimin hırsızlık yapılarak sürdürüldüğü hakkında bilgi sahibi olması beklenemeyeceği gibi bu şartların … fabrikası güvenlik birimi tarafından bilindiği halde hiçbir uyarıda bulunmayarak aracı fabrika dışına çıkarmaları neticesinde gerçekleşmesi nedeniyle tüm kusurun alıcıda olduğunu, … A.Ş.’nin müvekkili şirketin çalınma olayında kusuru bulunmadığını bizzat kendisi tarafından görevlendirilen aktif ekspertiz aracılığı ile düzenlenen rapor ile kabul ve beyan ettiğini, müvekkili şirket tarafından taşınan emtianın, 22/06/2012 tarihinde taşıma sözleşmesindeki teslim yerine ulaştırılarak taşıma işinin sonlandırıldığının ispat edildiğini ve bu andan itibaren emtiaya ait tüm tasarruf yetkisinin hukuki sorumluluğun ve risklerin dava dışı…’ya geçtiği,yükün araç ile birlikte tümden çalınmasına rağmen mahkemenin zararın taşıma işi sırasında ve yük tahliye edilmeden önce gerçekleştiğinden bahisle davayı kabul etmesi sebebiyle eksik ve hatalı değerlendirme sonucu verilen kararın kaldırılarak öncelikle davanın reddi yönünde hüküm kurulmasını, kusurun taraflar arasında paylaştırılması ihtimali göz önünde bulundurulması halinde tarafların kusur oranları tespit edilmeden davanın kabulünün hukuka aykırı olması nedeni ile tarafların mesuliyetlerinin somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesini ve bu yönde yeni hüküm kurulmasını talep etmiştir. 2-Davalı …. A.Ş vekili; davacı tarafça sunulmuş olan ekspertiz raporunda sürücünün mallarla yüklü şekilde …tesislerinden çıkarılmak zorunda bırakıldığını ve kendisine … fabrikasının dışındaki alanlara kamyonunu park etmesinin söylendiğini, çitle çevrili fabrika bölgesinde kullanılabilecek geniş dahili park alanları olduğunu ve bu alanların güvenlik görevlilerinin gözetiminde olduğu halde böyle bir talimat verildiğinin tespit edildiğini, hırsızlığın meydana gelmesinde asıl ve tek sorumlunun, basiretsizce ve ihmal ve kusuruyla veyahut kastıyla satın aldığı malların varış tarihi bilmesi gerektiği halde tahliye için gerekli organizasyonu yapmayan aracı bekleten ve tahliye etmeyecek idiyse de, bulunduğu bölgenin şartları göz önüne alarak ilgili güvenlik görevlilerini bu hususta talimatlandırmayan ve tahliyeye dek fabrika sahasında mallarını muhafaza etmeyenin alıcı … olduğunu, tek başına sürücünün bir gece yattıktan sonra artık dışarıdaki parkta yat orası da bizim dendikten ve rızası hilafına fabrika sahasından çıkarıldıktan sonra yapabileceği bir şeyin olmadığını, teslim noktasına tam şekilde alıcı adresine ulaşma ve hatta 1 gece bekletilme ve sonrasında ertesi gün fabrika sahasından kendilerine ait olduğu ileri sürülen parka gönderilmenin söz konusu olduğunu, her halükarda; alıcı tarafın ihmal ve ağır kusuru sabit olduğundan müvekkili şirkete tam kusur izafesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, alıcının talimatları ve ağır ihmali sabit olduğundan mahkemece müterafik kusur olgusunun da gözetilmesi gerektiğini ve mahkemece resen yahut yeni bilirkişi eliyle bu hususun değerlendirilmediğini, kararın bu yönden de hatalı ve haksız olduğunu, alıcı ve adamlarının kusur ve ihmallerinin söz konusu olduğu hallerde taşıyıcıya tam kusur yüklenmemesi ve müterafik kusur olgusunun hakkaniyete uygun şekilde gözetilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taşımanın güzergahı itibariyle uygulanması gereken CMR 17.maddesinde taşıyıcının sorumluluğunun kapsamı ve taşıyıcının sorumsuzluk halleri düzenlenmiştir. Taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya ve hasardan mesuldür. Eşyanın gönderilene teslim edilmesi fiziki ve hukuki bir sebeple imkansız ise ziya olduğunun kabulü gerekir. CMR 17/2 de taşıyıcının genel sorumsuzluk sebepleri düzenlenmiş olup , buna göre kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimatın yüke has bir kusurundan yahut ta taşıyıcının önlemesine olanak bulunmayan durumlarda ileri geldiği takdirde taşımacının sorumlu tutulamayacağı açıkça belirtilmiştir. Ziya ve hasar halinde tazminatın nasıl hesaplanacağı CMR 23.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı CMR 23/1 ve 2.maddesine göre belirlenir. Ancak taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarının sınırı CMR 23/3 te belirlenmiştir. Bu husus taşıyıcının eşya taşımalarındaki sınırlı sorumluluk prensibini ifade eden bir düzenlemedir. CMR 3.maddesi hükümleri uyarınca taşıma işini üstlenen taşıyıcı taşıma sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirdiği sırada yardımından faydalandığı kişilerin fiilleri ile verdikleri zararlardan sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir. CMR 34.maddesinde de taşıma konusu eşyanın taşınmasında birbiri ardınca gelen birden çok taşıyıcının kullanıldığı hallerde taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Gönderen ile karayolu ile eşyanın taşınması konusunda CMR hükümlerine uygun olarak sözleşme akdeden asıl taşıyıcı taşıma işini doğrudan yapabileceği gibi ,ayrıca yapacağı sözleşme ile fiilen yapması için başka bir taşımacıya verebilir. Taşımayı fiilen yerine getiren taşıyıcı ile birlikte asıl taşıyıcı ,müteselsilen meydana gelen zarardan sorumludur.Gönderen tarafından dava konusu emtianın davalı … tarafından taşıması konusunda anlaşılmış olup, adı geçen tarafından fiili taşımanın diğer davalı … Ltd. Şti’ne navlun sözleşmesi düzenlenerek teslim edilerek taşımanın başlatıldığı, emtianın varış yerine ulaştığı, ancak boşaltmanın yapılmayarak fabrika teslim sahası dışında bekletildiği ve bu sırada aracın çalınarak emtiianın da zayi olduğu anlaşılmıştır.Dosyaya sunulan belgeler ile emtianın alıcıya teslim edilecek alanın otoparkına alınarak fiş ve belge düzenlendiği, bir gün burada kaldıktan sonra boşaltmanın pazartesi günü yapılacağı ifade edilerek fabrika otoparkı karşısındaki otoparkta bekletildiği, hırsızlığın da bu alanda iken gerçekleştiği, emtianın alıcıya tesliminin henüz gerçekleşmediği, hırsızlık olayının araç şoförünün ihtiyacı için aracı kilitleyerek ayrılması üzerine akabinde hırsızlığın meydana geldiği, yüklü iken aracın kilitli olsa da bırakılması taşıyıcı bakımından kusur teşkil etmektedir.CMR 17/2 gereği hasar ve ziyanın taşıyıcının önlemesine imkan bulunmayan durumlarda taşıyıcının sorumluluğuna gidilemez. Taşıyıcının bu malın çalınmasını önlemek için tüm önlemleri almaması halinde sorumluluğu sözkonusu olur. Taşınan mal çalındığına göre davalıların gerekli önlemleri almadıkları taşınan malı gereğince korumadıkları sonucuna varılır. Davalılar tarafından taşımanın yapılıp sorumluluğunu alıcıya geçtiği ileri sürülmekte ise de hafta sonu aracın alıcı adresine ulaştığı anlaşılmakla taşıyıcının hafta sonu nedeniyle teslim yapılamayabileceğini öngörmesi ve basiretli bir tacire yakışacak azami özeni göstermesi , öncelikle yükün güvenliğini sağlayacak tedirleri alması, sürücünün aracın başından ayrılmayarak durum ve şartlara göre çalınma ihtimaline karşı önlem alması beklenecektir.Emtianın tahliye ve teslim edilmediği hususu ihtilafsız olup alıcı adresine ulaşması ancak hemen boşaltılmaması teslimi kabule ve alıcıyı kusurlu kabule yeterli olmadığından , taşıyıcının özen mükellefiyeti devam ederken oluşan hırsızlık ve zarar sebebiyle davalıların davacıya karşı CMR 34 gereği müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; CMR 23/1 madde hükümlerine göre tespit edilen zararın 40.621,95 euro tespit edildiği, bunun Türkiye çıkış yeri mal fiyatı ile DAP teslim olduğundan navlunu da içerdiği ve kadri marufunda bulunduğu, davacının bu miktarla sınırlı rücuen tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamıyla oluş ve kabule uygun, hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan eksik inceleme yapıldığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Dosyada mevcut tedarik faturasının da 40.621,95 -euro bedelli olduğu anlaşılmakla satış faturasının gerçek zararı teşkil ettiği kabul edilmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar da göz önüne alındığında; hasarın teminat dahilinde olduğu , yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamanda ki tazminata hükmedildiği akdi ve fiili taşıyıcı bulunan davalıların sorumlulukları bulunmadığı ,olsa dahi müterafik kusurlu alıcı arasında paylaştırılması gerektiğine yönelik istinaf nedeni , alıcı tarafından teslim alınmayan yük nedeniyle alıcıya müterafik kusur yüklenemeyeceğinden yerinde görülmemiş, akdi ve fiili taşıyıcı davalıların üst limitin altında kalan (216.321-sdr)tüm zarardan sorumlu bulundukları nedenle davalı taşıyıcılar hakkında davanın kabulune ,davalı … A.Ş yönünden ise sorumluluk poliçe şartlarına göre zararın teminat dahilinde bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bir kısım davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Limited Şirketi ve davalı …Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 6.640,55- TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan toplam 3.321,14-TL nin mahsubu ile bakiye 3.319,41-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydına,Davalılar tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/11/2019