Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/683 E. 2019/183 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/683
KARAR NO: 2019/183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2017/489 E.-2017/1368 K.
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/02/2019
İlk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin eşi … sahibi olduğu dava dışı …Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 12/10/2004 tarihli 19.682.541.600-TL bedelli çekin davalı şirkete verildiğini, çek vadesi geldiğinde ödenmediğinden davalı tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, aynı zamanda “Karşılıksız Çek Keşide Etme” suçu işlendiği gerekçesiyle çek keşidecisi olan şirket yetkilisi … hakkında açılan ceza davası sonunda mahkumiyetine karar verildiğini, davalının müvekkilinin bir kısım ödeme yapması ve kalan bedel için senet vermesi halinde şikayetten vazgeçileceğini bildirmesi üzerine müvekkilinin davalı şirket nakden 4.830-TL ödeme yaptığını, geri kalan kısım içinse 15/10/2010 tarihli 14.852,54-TL bedelli senet verdiğini, aynı tarihte şikayetten vazgeçildiğini, müvekkili tarafından eşinin şirketinin borcu ödenmiş olmasına rağmen çeke dayalı icra takibinden feragat edilmeyerek ve hatta nakden ödenen tutar için haricen tahsil beyanında bulunulmadan müvekkili tarafından verilen senede dayalı olarak ayrı bir icra takibi başlatıldığını, çeke dayalı icra dosyasında sadece takipsizlikle kapandığına ilişkin kayıt bulunduğunu, ayrıca müvekkili eşinden boşanmış olup eşinin ticari ilişkisi gereği davalı şirkete olan borcundan dolayı muhatap olamayacağını, dava konusu icra takibinin mükerrer ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek müvekkilinin senede dayalı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının çeke dayalı icra takibinin takipsizlikle sonuçlandığını beyan ettiğini, oysa icra hukuk mahkemesi kararı ile takibin iptaline karar verildiğini, takibin iptalini sağlayan davacının bu kez mükerrer takipten söz etmesinin kötüniyetli olduğunu, ayrıca ceza mahkemesi ek kararının alacağın ödenmesi ile ilgili bir hüküm içermediğini, ödenmemiş bir borç için iyiniyetle şikayetten feragat edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının eşi hakkında yapılan ceza yargılaması sırasında davalı şirkete 4.830-TL ödeme yaptığı, geri kalan kısım için ise davaya konu 15/10/2010 tarihli, 14.852,54-TL bedelli senedi düzenleyerek davalıya verdiği, davacının davaya konu senedi eşinin şirketi hakkında başlatılan çeke dayalı takip nedeniyle düzenlediği, davacının kendi beyanına göre senet verildiği için çeke dayalı icra takibinin işlemsiz bırakıldığı, bu durumda aynı konuda mükerrer takip yapıldığından bahsedilemeyeceği, davacının düzenlediği senedi ödediği yönünde herhangi bir iddiasının da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemece deliller değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini,2-Senedin çeke dayalı icra takibi nedeniyle verildiği kabul edilse dahi mükerrer takip yapıldığında bahsedilememesi için çeke dayalı icra takibinden vazgeçilmesi veya dava konusu icra takibinde “tahsilde tekerrür olmama” kaydı bulunması gerektiğini, çeke dayalı icra takibinin sadece işlemsizlikle mahsene gönderildiğini, istenildiği zaman yenileme yoluyla takibe devam edilebileceğini, dolayısıyla senede dayalı takibin mükerrer olduğunu, 3-Kaldı ki müvekkili eşinden boşanmış olup eşinin ticari ilişkisi nedeniyle davalı şirkete olan borcundan dolayı muhatap olamayacağını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE:Dava, bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı, davalının, çeke dayalı olarak kendisinin eşinin şirketi hakkında icra takibi başlattığını ve eşi hakkında ceza mahkemesince karşılıksız çek keşide etme suçundan hapis cezası verilip infaz edildiğini, bu nedenle taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince davalının kendisinin eşi hakkındaki şikayetinden vazgeçmesine karşılık kendisinin de davalıya çeke dayalı icra takip borcu için bir kısım nakit ödeme yaptığını ve kalan kısım için senet düzenleyerek verdiğini, davalının şikayetten vazgeçtiğini, ancak çeke dayalı icra takibine kısmi ödemeyi bildirmediği gibi takipten vazgeçmediğini, mükerrer olarak ise kendisi hakkında senede dayalı icra takibi başlattığını, kaldı ki eşinden boşanmış olması nedeniyle onun borcundan sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş, davalı ise çeke dayalı icra takibinin icra hukuk mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, dolayısıyla mükerrer takibin söz konusu olmadığını, ayrıca alacağına karşılık yapılan nakit ödeme olmadığını savunmuştur.Kural olarak bono “kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini” içermektedir. Bununla birlikte dava konusu senedin, davacının eşi hakkında “karşılıksız çek keşide etme” suçundan yapılan şikayetten vazgeçilmesi karşılığında, bir anlamda çeke ilişkin borç üstlenilerek davacı tarafından davalıya verildiği anlaşılmakta olup, bu durumda şirket hakkındaki çeke dayalı icra takibinin devam ediyor olmasının veya davacının eşinden boşanmış olmasının, davacının borcuna bir etkisi bulunmamaktadır. İcra takiplerinin borçluları farklı olduğundan mükerrer takip de söz konusu değildir. Kaldı ki icra müdürlüğünün 07/02/2019 tarihli cevabi yazısında, çeke dayalı icra dosyasının saklama süresi dolmuş olduğundan imha edilmiş olduğu bildirilmiştir. O halde ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 14/02/2019