Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/680 E. 2019/1174 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/680
KARAR NO : 2019/1174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2015/606 Esas 2017/1309 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı …. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı sigortalısı …’ya ait 4651 adet muhtelif türde tekstil ürününün 1 nolu davalının akdi taşıyıcı olarak sorumluluğu altında 2 nolu davalının … plakalı aracı ile taşındığı sırada araç sürücüsü diğer davalının tekstil türü emtia yüklü aracı tam güvenlikli olmayan bir otoparkta bıraktıktan sonra yükün araçla birlikte çalındığını, müvekkilinin sigortalısı … ile davalı … arasındaki sözleşmeye göre diğer davalıların da taşıyıcı ve sürücü olarak müştereken mesul oldukları somut olaya bağlı zarar için müvekkilinin yaptırdığı ekspertiz çalışması neticesinde dava dışı sigortalısına poliçede kararlaştırılan 10.000-euro muafiyeti tenzil edip 09.12.2014’de toplam 8.041,43-euro tazminat ödediğini, sigortacının tazminatı ödemekle TTK’nın ilgili maddelerine göre sigortalısının halefi olduğunu, ancak tazmin edilen bedelin rücuen tahsilini teminen başlatılan icra takibinin haksız yere yapılan itirazlarla durduğunu,İcra takibine vaki itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini ve davalılar aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili; müvekkilinin somut olayın vukuunda bir kusuru bulunmadığını, alt taşıyıcısının şoförünün dava konusu aracı gelişi güzel bir yere değil başka araçların da bulunduğu güvenliği olan bir otoparka park ettiğini, aracın park edildiği yerden 01.10.2014’de yüküyle birlikte gasp edildiğini, bu durumu müvekkilinin önleyemeyeceğini, mücbir sebep yüzünden oluşan hasar/zarar için davacının sigortalısı ile imzalanan sözleşmenin 7. maddesine göre müvekkiline mesuliyet yüklenemeyeceğini öne sürmek suretiyle, zarar sorumlusu olmayan müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalılardan … AŞ ‘nin taşıyan, davalı …’in taşıma işini üstlenen … plakalı aracın maliki ve işleteni, davalı …’ın ise sürücü olmaları nedeniyle sorumlu tutularak dava açıldığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortacısına aralarındaki poliçe ilişkisi nedeniyle rizikonun oluşmasından sonra belirlenen sigorta tazminatını ödemiş olduğu anlaşıldığından “halefiyet” koşullarının gerçekleştiği; taşıma işini üstlenen davalıların “taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı gözetim sorumluluğu altında olması ve taşıma süresi içerisinde taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olması” ilkesi gereğince hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu oldukları ve davalıların herhangi bir kurtuluş beyyinelerinin bulunmadığı gerekçesiyle , davalıların itirazının iptaline, takibin 8.181,77-euronun fiili tahsil tarihindeki TCMB nin euro efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren euro cinsi mevduata uygulanan yıllık en yüksek mevduat faizinin uygulanmasına, alacak likit olmadığından davalılar aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …. vekili; müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, dava konusu olayın mücbir sebep olup, mücbir sebepten doğan zarar nedeniyle TTK 876 ve davacının sigortalısı ile akdedilen sözleşmenin 7.maddesi gereği müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, güvenli otoparka parketmesi neticesinde kusurun bulunmadığı ve basiretli bir taşıyıcı olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, aracın park yerinde hırsızlık ve gasp eylemi nedeniyle meydana geldiğini, mahkeme dosyasında, kamyonetin parkedildiği otoparkın güvenlik önlemlerinin yerinde olduğunun görüldüğünü, bilirkişilerce bu hususun göz ardı edilerek eksik inceleme ile rapor oluşturulduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmayan raporun esas alınmasının usul ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkin olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının sigortacısı olduğu “Nakliyat Sigorta Poliçesi”nedeniyle dava dışı sigortalı şirketin tekstil eşyalarını yüklendiği … plaka sayılı kamyonun yükle birlikte gece otoparktan çalınması neticesinde yapılan başvuru üzerine davacı, sigortalıya hasar ödemesi yapmıştır.6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan ; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.(TTK 875,879)TTK 876 maddesi uyarınca zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.Uyuşmazlık; davaya konu hasarın meydana geliş şekline göre hasarın oluşumunda davalının kusuru olup olmadığı, hasardan sorumlu olup olmadığı ile davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödemenin sigorta teminatı kapsamında davalıya rücu edebileceği bir zarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava dışı sigortalı ile davalı …..AŞ arasında imzalanan taşıma sözleşmesi uyarınca sigortalı tekstil eşyası davalı …’in işleteni, davalı …’ın şöförü olduğu yurtiçinde magazalara dağıtılmak üzere davalı ….. AŞ nin deposundan 30.09.2014 tarihinde yüklendiği, ve sürücü tarafından aynı gün bırakıldığı gece (01.10.2009)tarihinde, gece bekçisi olan otoparktan kimliği belirlenemeyen kişilerce çalındığı, hırsızlık olayı neticesinde taşımaya konu emtianın zayi edildiği, davacının dava dışı sigortalısına “Nakliyat Sigorta Poliçesi” uyarınca 8.041,43- euro zarar ödemesi yaptığı, taşınan eşyanın brüt kilogramı ve taşıyıcının üst sınır sorumluluk miktarları nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde ödenen hasar miktarının sigorta poliçesi teminatı ve limiti kapsamında kaldığı ve taşıyıcının üst sınır sorumluluk miktarlarını aşmadığı, dava dışı sigortalının meydana gelen hasar nedeniyle davalılara karşı TTK 875 Maddesi uyarınca dava hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.Davalı vekili mücbir sebeb olduğunu ,sözleşmenin 7.maddesi gereği zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmekte ise de hırsızlık olayının mücbir sebeb olarak kabul edilemeyeceği açıktır.Öte yandan aracın bekçisi olan garajdan çalınması hali davalı taşıyanı, davacı sigortalısı taşıtana karşı sorumluluktan kurtaran bir hal olmadığı (Yargıtay 11.H.D.11.05.2011 tarih ve 2009/3223 E.-2011/5755K.) , davalı ……AŞ ‘nin akdi taşıyıcı olarak eşyanın hasarı ve ziyaından sorumlu olduğu, hasarın sigorta poliçesi teminatı ve limiti kapsamında kaldığı,TTK 1472. Maddesinde düzenlenen sigortalının haklarına halef olarak rücu edebilmenin yasal koşulları oluştuğu anlaşılmakla mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … …AŞ vekilin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı tarafın istinaf nedenlerinin tümünün HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.708,65- TL istinaf karar harcından davalı …. tarafından peşin yatırılan 427,20- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.281,45- TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı …. tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 14-TL posta masrafının davalı ….’den alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2019