Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/646 E. 2019/1675 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/646
KARAR NO : 2019/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI : 2014/759 2018/70
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 31/12/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin dava dışı bir şirkete iş makinası sattığını, bu makinanın taşınması içinde davalıyla anlaştığını; makinanın taşınması esnasında 30/05/2014 tarihinde emtianın araç üzerinden yana kaymak suretiyle kazanın gerçekleştiğini; kaza nedeniyle müvekkilinin müşterinin uğradığı zararı karşılamak için 7.500 euro uzatılmış garanti, 10.000-euro yedek parça bedeli, 5.310-euro onarım sonrası nakliye bedeli ve uçak bileti olmak üzere 67.349,68-TL ödenmek zorunda kaldığını, buna hatalı taşıma yapan davalının neden olduğunu belirterek 67.349,68-TL’nin taşıma işinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde belirtilen avans kredi faiz oranında temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, yükleme ve sabitlemeyi karşı tarafın yaptığını, kendilerinin tüm özeni gösterdiklerini ancak hatalı yükleme nedeniyle bu sonucun ortaya çıktığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; gerek yüklemeyi gerekse taşıma işini gerçekleştiren davalı şirketin kazada % 100 kusurlu olduğu; bu nedenle talep edilebilecek zararın tamamından sorumlu olduğunu; söz konusu zararın iş makinasında orjinali dışında yapılan boya işlemi olduğu; bu boya işleminden dolayı iş makinasındaki değer kaybının % 1 mertebesinde oluşacağı ve bunu 7.426,90 TL olduğu; bunun dışında makinada bir hasarın bulunmadığı, fonksiyon ve işlemesi yönünden bir zararın söz konusu olmadığı; davacı tarafın, varma noktasına ulaşan makina sebebiyle davalıya, o makinayı ulaştırmasından dolayı her hangi bir navlun ücreti ödemediğinden; makinanın tesliminde bulunmak üzere varış noktasına gitmek için harcadığı bilet parasını isteyemeyeceği; kazadan sonra iş makinasını davalının varış noktasına taşıttığı; davacı tarafın dava dışı alıcıya tanımış bulunduğu uzatılmış garanti ve yedek parça garantisinin verilmesinin gerekmediği; zira iş makinasında bunları gerektirecek bir hasarın oluşmadığı, bunları kendi iradesiyle ve gerekmediği halde verdiğinden davalıdan isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.426,90 -TL’nin 17/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davaya konu işmakinasının, davalının gerekli özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu meydana gelen kaza nedeniyle hasar gördüğü ve davalının iş bu hasarda %100 oranında tam kusurlu olduğunu, davalının kusurlu davranışları sebebiyle, müvekkil şirket tarafından tam, eksiksiz, sıfır satılan araçta hasara yol açıldığı ve dolayısıyla aracın müşteriye sıfır olarak teslim edilemediğini,ayrıca Ankara’da onarımı yapıldıktan sonra, ikinci taşıma işlemi davalı tarafça değil bizzat müvekkil şirket tarafından yaptırıldığını, dolayısıyla mahkemece iş bu hususun hatalı değerlendirildiğini, Ankara-Antalya nakliye bedelinin de davalı tarafça tazmini gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle toplam 20.000-euro’nun müvekkili şirketi tarafından karşılandığını, müvekkil şirket bayisi tarafından toplamda 12.394,92-euro bedelinde parçanın müşteriye uzatılmış garanti kapsamında teslim edildiğini, … … seri nolu …. makinasına, bedelsiz olarak şase kaynak işlemi yapılmış ve toplamda 4.141,80- TL ek masraf yapıldığını, onarım sonrası varış noktasına iş makinasının müvekkil şirket tarafından taşıttırıldığını belirterek hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1469 Esas -2017/838 karar sayılı ilamı ile;Davacı … A.Ş, aleyhinde açılan davada davalı …. Ltd. Şti aleyhinde sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar onarım bedeli 5.845,57-euro’nun rücuan tahsilinin istenildiği yapılan yargılama neticesinde ; seyir halinde taşınan yükün ağırlığı ve niteliği gözönüne alınmadan yükün araçtan kaymasına sürücünün %100 kusuruyla sebep olduğu gerekçesiyle, davanın kabulune ;sigortalının zararı 5.845,57 – euro’nun davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği kesinleşme şerhinden anlaşılmıştır. Somut olayda ; davalı taşıyıcının kendi tekerlekleri üzerinde hareket etme özelliklerine sahip iş makinasını herhangi bir çekince belirtmeden sürerek sevk aracına yükledikten sonra yükün özelliğine uygun herhangi bir sabitleme önlemi almadan sefere başladığı, taşıma sırasında vuku bulunan hasar nedeniyle kendisini mesuliyetten kurtulabilecek beyyinelerden istifade edemeyeceği,oluşan hasarın deneyimli ve basiretli bir taşımacının göstermesi, gerekli özenle her türlü tedbiri aldığı halde önleyemeyeceği bir sebebe bağlı olduğu kanıtlanamamıştır.Nakliye sürecinde somut olay nedeniyle hasar gören iş makinası üzerinde hasara bağlı olarak gerçekleşen % 1 oranında ki “7.426,90-TL olarak hesaplanan değer kaybının rayiç bedeli etkileyecek türde gerçek zarardır.” yönünde ki bilirkişi raporu benimsenerek bu miktarın davalı taşıyıcıdan tahsiline karar verilmiş ;hüküm bu kısmı bakımından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş ;reddedilen kısımlar yönünden istinaf edilmiştir. Yurt dışından ithal edilen makinenin yurda girişinden sonra, Gebze-Antalya arasındaki taşımanın davalı tarafından yapıldığı, bu taşımanın yurt dışında yapılan taşımanın devamı olmayıp bağımsız bir taşıma olması nedeniyle, taşıma hakkında Türk Ticaret Kanunu’nun taşımaya ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.TTK nun madde 875′ e göre; taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten alıcısına teslim edildiği tarihe kadar taşıyıcı (taşıma sorumluluğunun üstlendiği malı ister kendisi taşısın, ister anlaştığı başka bir taşıyıcıya taşıtsın); taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı gözetim sorumluluğu altındadır ve kural olarak taşıma süresi içerisinde taşıttığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür. Kendi adamlarının,taşımanın yerine getirmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasında fiil ve ihmallerinden yerine geçen taşıyıcıların kusurundan kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK’nın tazminatta esas alınacak değer başlıklı 880/2 ‘maddesinde” eşyanın hasara uğraması halinde onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir” denilmiştir. TTK ‘nın 883/1’de ise; taşıyıcı, ziya ve hasardan sorumlu olduğu hallerde 880 ile 882. Maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak hasar halinde 1. cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880. maddenin 2. fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir, başkaca zararlar karşılanmaz “şeklinde düzenlenmiştir. Davacının reddedilen talepleri; henüz kullanılmamış iş makinesinin kaza nedeniyle hasarlanmasından dolayı uğradığı değer kaybına karşılık olmak üzere alıcıya verilmiş olan uzatılmış garanti süresi ,bedelsiz yedek parça ile aracın onarımdan sonra yeniden alıcı adresine gönderilmesi için ödenen navlun bedeli ile personelin uçak bileti masraflarına ilişkindir.Hasar onarım bedeli 5.845,57 – euro yukarıda yazılı sigortacı tarafından açılmış bulunan rücuan tazminat davasında talep edilerek davanın kabulune ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan elde ki dava da davaya konu taşımada meydana gelen hasar onarım bedeline ilişkin bir talep bulunmamaktadır. TTK.nın 886.maddesi ” Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. ” şeklinde düzenlenmiştir.Ancak, bilirkişi rapor ve ek raporu ile Kocaeli 1.ATM nin yazılı dosyasında yapılan değerlendirmeler doğrultusunda hasar gören makinenin taşınması esnasında yeterli sabitleme yapılmadığından hasarın meydana geldiği anlaşılmasına göre taşıyıcı ağır kusurlu olarak kabul edilemez.Taşıyıcıya yüklenen yüklemenin-sabitlemenin gereği gibi yapılmadığına dair hususlar davalı taşıyıcı yönünden ağır kusur teşkil etmez. (Yargıtay 11.HD nin 2014/7501 esas -2014/14266 karar sayılı ve 22.9.2014 tarihli ilamı) Sürücünün tek taraflı trafik kazası nedeniyle %100 kusurlu bulunması da davalı taşıyıcının ağır kusurlu sayılmasına neden olmaz. Tüm anlatılanlara göre davacının talepleri ve hasar onarım bedeli dışında kalan araçta oluşan değer farkı ve onarım sonrası nakliye bedeli , uçak bileti,müşteriye verilen uzatılmış garanti süresi ve bedelsiz yedek parça masraflarından ibarettir.Talepler TTK nun 883-(1) de yazılı taşıma işi nedeniyle doğan masraflar kapsamında olmayıp;bu giderlerden ağır kusurlu bulunmayan davalı taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı gözetildiğinde davanın kısmen reddine ilişkin kısma yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından peşin yatan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 31/12/2019