Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/635 E. 2019/130 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/635
KARAR NO : 2019/130
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2017
NUMARASI : 2015/884 Esas 2017/255 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin Manisa-Alaşehir’de toptan satın aldığı üzümlerin nakliyesi için davalı ile anlaştıklarını, malların davalının aracı ile İstanbul’a nakledilirken İstanbul-Soğanlık mevkiinde aracın tek taraflı kazası sonucu devrilerek malların tamamen zayi olduğunu, davalının trafik tutanağı ile %100 kusurlu olduğunun belirlendiği, davalı ile şifahi olarak anlaştığı dava dışı …Nakliyat Ambarı- …’e ihtar keşide edildiği, …in kendisinin ilgisinin bulunmadığı yönünde cevap verdiği ve zararın ödenmediği, bu nedenle toplam 29.200,-TL zararın 09/10/2013 tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, taşıma işinin dava dışı …’in üstlendiğini ,onun da müvekkili ile anlaştığını ,taşımaya konu emtianın Alaşehir’den teslim alındığı,aynı zamanda ikametgahının da Alaşehir olduğundan mahkemenin yetkili olmadığını yetkili yerin Alaşehir mahkemesi olduğu ,kaza nedeniyle davacının ancak gerçek zararını talep edebileceğini ,üzümlerin 11.8.2013 tarihinde teslim alındığını ve kazanın üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçtiğini varsa alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın zamanaşımı ve esastan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalının yetki itirazı HMK 10.maddesi gereğince rededilerek ,TTK 855/1 maddesi gereğince taşıma sözleşmesinden kaynaklı ve eşyaya ilişkin açılacak davaların 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, TTK 855/5 maddesine göre taşıyıcının kastından veya pervasızca davranışından yahut ihmalinden dolayı zarar halinde 3 yıllık sürenin olduğunu, taşıyıcının trafik tutanağında bu tür davranışlara dair delil bulunmayıp eşyanın tesliminden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili;davalının emtiayı yerine ulaştıramadan %100 kusuru trafik kazası yaparak malın tamamen zayiine neden olduğu, TTK 855 maddenin zamanaşımı düzenleyen 5.fıkrası ile “taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı …” bu süreyi 3 yıla taşıdığı, kazanın oluşunda davalının %100 kusurlu olup olay günü yolun kayganlığı sebebiyle aracın savrulduğu ve kusuru olmadığı beyanı ile hız sınırlarına da uymadığının anlaşıldığı, kasıt aranmasına gerek olmayıp, mevcut durumda pervasızca davaranışı nedeniyle 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davanın kabul edilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmayıp, ancak davacının malları davalı tarafından ve davalıya ait araç ile taşındığı sabittir. Davalı tarafından düzenlenen 11/08/2013 tarihli sevk irsaliyesinin bulunduğu, teslimin 12/08/2013 tarihinde İstanbul Bayrampaşa halinde bulunan merkeze teslim edileceği, ancak 12/08/2013 tarihinde trafik kaza tespit tutanağında “aracın Kartal köprüsünü geçtikten sonra, sağ şeritte devam ederken kaygan zemini farkedip frene dokunması ile aracın kaydığı ve sağ taraftaki bariyerlere çarparak durabildiği, araç sürücüsünün hızını hava, yol trafiğinin gerektirdiği uydurmayarak, hızını azaltmamak kusurlarını ihlal ettiği” şeklinde %100 kusurlu olduğu tutanağın düzenlendiği görülmüştür. Davalın Emniyet tarafından alınan ifadesinde de 60 km hız ile seyrettiği, önünde kaza olduğu, araçları görmesi üzerine frene bastığı ve aracın savrularak kamyonun bariyerlere çarpıp devrildiğini ifade etmiştir.
TTK 855(1) maddesinde bu kitap hükümlerine tabi taşımalarda ,cismani zarar dışında ki zararlarda istem hakkının bir yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.Somut olayda ,trafik kazası nedeniyle zayiinin 12/08/2013 tarihinde meydana geldiği, davanın 11/09/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Taşıyıcının ağır kusuru olarak tarif edilen TTK nun 855/5 maddesi kapsamında;Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelme ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı meydana gelmiş ise üç yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.Zayii olayının nedeninin tek taraflı trafik kazası olduğu ve kazaya karışan başkaca araç veya etken bulunmadığı her ne kadar sürücünün %100 kusuruyla meydana gelmiş ise de ; zararın uzatılmış zamanaşımı olan 3 yıllık zamanaşımına tabii olmasını gerektirir kasıt veya pervasızca davranış biçiminde tarif edilen bir kusurun bulunmadığı anlaşılmaktadır.Ağır kusur kavramı özel bir hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla birlikte kasta yakın bir kusurun varlığını ifade etmektedir. Davalı taşıyıcının trafik kaza tutanağında her ne kadar %100 kusurlu bulunmuş ise de , kazanın tek taraflı kaza olduğu, taşıyıcının kast veya kasta eş değer başkaca bir kusur halinin varlığının ileri sürülüp ispatlanmadığı davalı taşıyıcı hakkında tazminat isteminin 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş bulunması nedeniyle davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığından hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/02/2019