Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/628 E. 2018/515 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/628
KARAR NO : 2018/515
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2017/418 Esas 2017/836 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/05/2018 (yazım tarihi 20/05/2018)
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tasfiye memurları vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, ihyası talep edilen .. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 21. İş Mahkemesinin 2011/111 E. sayılı dosyasıyla hizmet tespiti davası ve İstanbul 11. İş Mahkemesinin 2015/269 E. sayılı dosyasıyla da işçilik alacaklarından kaynaklı alacak davası açıldığını, anılan davalardaki dava dilekçelerinin ihyası talep edilen şirkete tasfiyenin tamamlanmasından çok önce tebliğ edildiğini, tasfiye memuru olan davalıların anılan davalardan haberdar olmalarına rağmen tasfiyeyi kapatarak şirketin sicilden terkinini sağladıklarını, derdest dava bulunduğu sürece tasfiyenin kapatılmasının mümkün bulunmadığını belirterek İstanbul 21. ve 11. İş Mahkemelerindeki yargılama faaliyetinin devam etmesi için … San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :1- Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; müvekkilinin TTK. 34. maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca işlem yaptığını, tasfiyeye giren bir şirketin tasfiye sürecinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu davanın açılmasına sebebiyet vermediği gibi yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..r ; ihyası istenen şirketin ortağı ve tasfiye memuru olduklarını, tasfiyeyle ilgili tüm işlemlerin yapıldığını, şirketin sermaye ve yedeklerinin tamamen kaybedildiğini, TTK. 376. maddesi uyarınca şirketin kendiliğinden sona ermesi halinin gerçekleştiğini, bu nedenle tasfiye kararı alındığını ve tüm işlemlerin yasaya uygun yapıldığını belirterek haksız davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, getirtilen sicil dosyasından tasfiyenin sonlandırılmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının 30.05.2016 tarihli olup 31.05.2016 tarihinde tescil edilerek 06.06.2016 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği ve şirketin bu şekilde sicilden terkininin sağlandığı, ancak tüm alacak ve borçlarının tasfiye edilmediğinin anlaşıldığı, zira davacı tarafından İstanbul 11. ve 21. İş mahkemelerinde işçi alacaklarının tahsili ve hizmet tespitine ilişkin olarak açılan davaların derdest olduğu ve anılan davalar derdest olmasına rağmen henüz sonuçlanmadan tasfiyenin kapatılarak şirketin sicilden terkin ettirildiği anılan davalardaki yargılama faaliyetinin yürütülmesi ve TTK 547. maddesinde belirtildiği şekilde ek tasfiyenin yapılmasının zorunlu olduğu sabit olduğundan tasfiye halindeki şirketin ihyasına ve sicile tesciline ayrıca son tasfiye memuru olan davalılar …’in tasfiye memuru olarak atanıp bu hususunda tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle şirketin ihyasına ,tasfiye memuru atanmasına ve tascil ve ilana karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davalılar vekili; alacaklı olanların tasfiye memurluğuna müracaat etmelerinin ilan yoluyla duyurulduğunu, 1 yıllık tasfiye sürecinde herhangi bir başvuru olmadığını, tasfiye sonucuna kadar tasfiye işlemlerinin eksiksiz yerine getirildiğini ve itiraz olmayınca tasfiye sonu ilanınında gazetede ilan edildiğini, tasfiye olayında, şirket sermaye ve yedeklerinin tamamen kaydedildiğini, şirket amacının oluşması imkansızlığı nedeniyle şirketin devamında fayda görülmediğinden tasfiye edilerek telafisi mümkün olmayan zararların büyümesinin önlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : TTK nun 547 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa ,son tasfiye memurlarının ,yönetim kurulu üyelerinin ,pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden ,bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar ,şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri ,mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ,ek tasfiye için şirketin yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
Davacının tasfiyeye konu olan …. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 11.İş Mahkemesi’nin 2015/269 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları ve İstanbul 21.İş Mahkemesi’nin 2011/111 Esas sayılı dosyası ile hizmet süresinin tespiti yönünden dava açtığı; mahkemelerin ihya davasının sonucunu beklediği, bu davalar derdest iken tasfiye sonunun kapatılarak şirketin terkininin sağlandığı anlaşılmakla ,derdest davaların sonuçlanabilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasının zorunlu olduğu,davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, TTK 547/2 maddesi kapsamında ek tasfiye gerektiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına ve ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanmasına ,tescil ve ilana yönelik kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı tasfiye memurları vekilinin yerinde görülmeyen istinaf sebeblerinden dolayı başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı tasfiye memurları vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan tebliğ giderinden ibaret 66,- TL yargı giderinin davalı tasfiye memurlarından alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/05/2018