Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/625 E. 2019/143 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/625
KARAR NO : 2019/143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2017
NUMARASI : 2016/1053E. 2017/952 K.
DAVA : İtirazın İptali(Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:07/02/2019
Davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, dava dışı … A.Ş. ile müvekkili, davalı, dava dışı … A.Ş. ve …sigorta A.Ş. arasında Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası akdedildiğini, poliçenin 7.maddesi ile koasürans anlaşması düzenlendiği müvekkilinin Jeran sıfatıyla hissesine düşen %35 ,… Sig. A.Ş.’nin %25, davalının %25 ve …sigorta A:Ş.’nin %15 olduğunu, 29/11/2006 tarihinde … elemanlarının iş kazası geçirmeleri ve malul kalmaları nedeniyle sigortalının müracaatı üzerine müvekkili şirkette hasar dosyaları açıldığını,sigortalı aleyhine açılan davalar sonucu hükmedilen tutarlar nedeniyle müvekkili tarafından koasürör şirketlerin ilgililerine gönderilen mail ile hisselerine düşen tutarların ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının hissesine düşen miktarı tam olarak ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sigortacının temerrrüde düşmesi ve dolayısıyla faizden sorumlu tutulabilmesi için usulüne uygun başvuru yapılması ve buna rağmen TTK’nun 1427. maddesi gereğince 45 gün içinde ödeme yapılmaması gerektiğini,ihbarın müvekkiline ve davacıya zamanında yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin ihbar tarihine kadar işlemiş faiz ve ferilerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece;davacı, davalı ve dava dışı sigorta şirketlerinin işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenledikleri, poliçenin bir koasürans (müşterek sigorta) anlaşması çerçevesinde düzenlendiği, her bir koasürörün azami sorumluluğunun hissesi oranıyla sınırlı olduğu, davacının koasürans konsorsiyumunun lideri olduğu, lider ile yapılan her türlü yazışmaların tüm koasürör tarafları ile de yapılmış sayılacağı, davalının sigortaya % 25 oranında iştirak ettiği, tazminatlardan da aynı oranda sorumlu olduğu, ancak davalının …. ile ilgili açılan davada hükmedilen tutar nedeniyle hissesine düşen 17.157- usd ödemesi gerekirken 14.884.80- usd, yine … ile ilgili açılan davada hükmedilen tutar nedeniyle 7.745,92-usd ödemesi gerekirken 5.658,92-usd ödeme yaptığı,davacının davalıdan 12.998-TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.746,58- TL alacaklı olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle, davalının icra takibine itirazının kısmen iptali ile takibin 13.746,58-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı 2.749,31-TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili;davacı şirkete ihbarın 21/11/2013 tarihinde yapıldığını, bu tarihin davacının gönderdiği 11/11/2014 tarihli mailde belirtildiğini, dolayısıyla müvekkilinin ve diğer koasürör şirketlerin davanın ihbarının geç yapılması nedeniyle ihbar tarihine kadar işlemiş olan faiz ve ferilerinden sorumlu tutulamayacaklarını, davacının ihbar tarihini dikkate almadan tamamını ödemesinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, sigortalının icra dosyalarına 10/05/2013-06/05/2013 ve 04/11/2013 tarihlerinde ödeme yaptığını ve ihbarı 21/11/2013 tarihinde yaptığını, davacı faiz ve yargı giderlerinden sorumlu olmamasına rağmen ödeme yaptığını, sigorta şirketlerinin sadece anaparadan sorumlu olduklarını, mahkemenin itirazlarını değerlendirmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; poliçenin 7/3 maddesi uyarınca lidere yapılan tüm hasar ihbarlarının tüm kuasürör taraflarına da yapılmış sayılacağını ve liderin gerekli hasar prosedürünü kendi ve koasürörler adına yürüteceğini,ihbarın davalıya değil müvekkiline yapılmasının esas olduğunu ve öyle de olduğunu, tazminat ödemesinin kesinleşen ilam ve ilamlı icraya dayalı olduğunu, ayrıca diğer koasürör şirketlerin paylarına düşen tutarları ödediğini, davalının eksik ödeme yaptığını belirterek istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, İşveren Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi uyarınca sigortalıya ödenen tazminatın poliçenin diğer tarafı olan kuasürör sigorta şirketinden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Poliçenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 1285.maddesine(6102 sayılı TTK 1466) uygun olarak düzenlenen poliçe anılan maddede gösterilen müşterek sigorta hükmündedir.
6762 sayılı TTK 1285/2 maddesi “Mukavelelere göre müteaddit sigortacılar müteselsilen mesul oldukları takdirde sigorta ettiren kimse, uğradığı zarardan fazla bir para istiyemiyeceği gibi sigortacılardan her biri yalnız kendi mukavelesine göre ödemekle mükellef olduğu bedele kadar mesul olur. Bu halde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya mukavelelere göre ödemeye mecbur oldukları bedeller nispetindedir.” hükmünü haizdir.Yine poliçenin 7.maddesinde yer alan “Jeran” klozu gereğince sigortalının rizikoyu poliçede jeran olarak gösterilen davacı sigorta şirketine ihbar etmesi yeterlidir ve Jeran hasar prosedürünü hem kendi hem de koasürörler adına yürütecektir.O halde poliçe uyarınca Jeran konumunda olup tüm hasar prosedürünü diğer kuasürörler adına da yürütmüş olan davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya ödemiş olduğu tutardan, diğer sigorta şirketlerinin payları oranında sorumlu oldukları açık olup, davalının sigortalının yasal sürede ihbarda bulunmadığından bahisle hasar bedelinin hissesine düşen kısmın bir bölümünden sorumlu olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta olup, davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 939,03- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 270,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 668,13- TLnin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/02/2019