Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/618 E. 2018/585 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/280
KARAR NO : 2018/582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2017
NUMARASI : 2016/517 Esas 2017/1024 Karar
DAVA : Alacak (Kar payı alacağından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2018
Davanın reddine ilişkin verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin sermayesinin 2.000.000 TL olup müvekkilinin % 20 , diğer ortağın % 80 oranında hissedar olduğunu, müvekkiline şirketin kar paylarının bu güne kadar ödenmediğini, müvekkili ile davalı şirketin diğer ortağı aynı zamanda yetkilisi …’nun evli olup boşanma davalarının Bakırköy 10. Aile Mahkemesinin 2015/90 E sayılı dosyasında devam ettiğini ve ayrıca Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 2015/128 E sayılı dosyasında edinilmiş mallardan kaynaklı alacak davası açtıklarını, edinilmiş maldan kaynaklı alacak davasında, kar payı alacağına karşılık müvekkiline Şarköy’de bir taşınmazın tapusunun verildiğini bildirildiğini, oysa bu gayrimenkulun müvekkilinin şirket ortaklığından evvelden edinilmiş mal olarak satın aldığı bir gayrimenkul olduğunu dolayısıyla müvekkilinin ortaklıktan evvel kar payına hak kazanılmış olması beklenilmediğinden kar payı alacağının devam ettiğini, boşanma davası açıldığı öğrenilince müvekkilinin şirketteki imza yetkisinin kaldırıldığını, şimdilik 50.000-TL kar payı talebi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin hak ettiği kar paylarının bilirkişi raporuyla tespiti ve kar payının yasal faizi ile birlikte şirketten tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 2005/128 esas sayılı davasında aynı konuda alacak davası mevcut olup, her iki davada da şirketten kar payı talep edildiği, derdestlik itirazının kabulü ile HMK’nun 114/ı maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiği, alacak tarihleri açıklanmadığından zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkili şirket yetkilisi …’nun davalı şirketi evlilik tarihinden 5 sene önce kurduğunu , şirketin kuruluşunda ve bugüne gelmesinde davacının hiçbir rolünün bulunmadığını, davalı şirketin dağıtılmamış karları reel olarak şirketin olan borcunu karşılamadığından kar dağıtımının yapılamadığını, buna rağmen …’nun kendi adına kayıtlı olan Şarköy’deki taşınmazı satarak bedelini davacı hesabına yatırdığını, ayrıca davacının fiili olarak şirkette çalışmamasına rağmen düzenli olarak aylık 5.500-TL maaş aldığını, bu maaşla davacının kendi adına yatırım yapmayıp sadece kişisel ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının evlilikte eşini banka gibi gördüğünü haksız zenginleşmeye yönelik teleplerin reddi gerektiği beyanıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu olayda kâr payı dağıtımına ilişkin herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı, bu hali ile muaccel bir alacağın söz konusu olmadığı, TTK 616/1-e maddesi ile kar payı dağıtımının genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğu, mahkemeninde genel kurul yerine geçerek yetkisini kullanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; müvekkilinin hisse bedeli karşılığı alacaklı olduğu kar payının bugüne kadar ödenmediğini, hayatın olağan akışı gereğince müvekkilinin ortaklığından evvel kar payına hak kazanmış olması beklenemeyeceğinden müvekkilinin işbu şirketten kar payı alacağının devam ettiğinin aşikar olduğunu, bilirkişi raporunun ortaklar kurulu kararını dikkate almadığını, 2017 yılında ortaklar kurulunun toplanacağını ve ortaklar kurulundan “kar dağıtım yapılmayacağı” yönünde bir karar çıkması ihtimalini de gözeterek 2016 yılı için müvekkilinin alacaklı olacağı kar payı hesabının yapılmadığını, somut olayda 2013/2014/2015 yılların ait alınmış “kar dağıtımı yapılamayacağı” yönünde bir kararın mevcut olmadığını, davalının eşi ve çocuklarını haberdar etmeyerek …Tic.Ltd.Şti’ni kurduğunu,kar dağıtım yapılmayacağına dair karar verilmesinde ilgili toplantının ne müvekkiline tebliğ edildiğini, ne de müvekkilinin şirketin herhangi işleyiş ve kararından haberi olabildiğini, davalının şirketteki haklarını kötüye kullandığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davalı şirketin davacı %20 oranında dava dışı …’nun %80 oranında pay sahibi oldukları davacının talebine ilişkin olan ,2013,2014,2015 yıllarında kar payı dağıtımı kararı alınmadığı,davacı ve dava dışı paydaş arasında boşanma davası ve edinilmiş mallara katılım davasının devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket bir limited ortaklık olup kar payı dağıtımına ilişkin TTK 616/ı-e düzenlemesine göre genel kurul kar payı hakkında karar verme yetkisine sahiptir.Buradan hareketle sadece karın varlığının ,ortakların kar payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.Genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe karpayı muaccel hale gelmez ve dolayısıyla talep ve dava edilemez.Genel Kurulun kar payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı Borçlar Hukukuna ilişkin bir talebi ortaya çıkar.Ortağın oluşan bu kar payı alacağını ,ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı vardır.Zira genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğmuş olur.Şirket genel kurulunca kar payı dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı hususunda ihtilaf olmadığı gibi ,bilirkişi raporu ekinde ki belgelerden sicil özetinden anlaşılmaktadır.Kar payı dağıtım kararı alınmaksızın kar payı alacağının dava yolu ile talep edilemeyeceğine ilişkin hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2018