Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/611 E. 2018/516 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/611
KARAR NO : 2018/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2016
NUMARASI : 2016/532 Esas 2016/794 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/05/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde davanın reddine ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacılar vekili,davacılar adına kayıtlı …parsel sayılı taşınmazda bulunan 25 nolu bağımsız bölüm üzerinde şirket lehine 1987 yılında ipotek konulduğunu, ipoteğin konulduğu bağımsız bölümde şu anda kentsel dönüşüm süreci başladığını ipoteğin kaldırılması için İst.Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan İİK m.153 çerçevesinde işlem başlatıldığını, ipotek bedelinin icra dairesi hesabına depo edildiğini, ipotek alacaklısı şirkete İİK 153 muhtırası gönderildiğini ancak tebliğ edilemediğini, İst. Anadolu 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/164 Esas sayılı dosyasında ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verildiğini,şirkete çıkartılan muhtıranın tebliğ edilemediğini, ipoteğin kaldırılması işlemlerinin ikmali için tüzel kişiliğin ihyası gerektiğini, ipoteğin kaldırılmasına (fekkine) ilişkin takibin İst.Anadolu … İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasında devam ettiğini, tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerektiğini,terkin olunan İstanbul Ticaret Sicilinin 613027 sicilinde kayıtlı …Tic. AŞ unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin 6762 sayılı TTK m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, dava konusu şirketin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulunun 22.06.2007 tarih ve 2007/154/2 sayılı kararı gereğince, ilansız olarak sicilden terkin edilmesi kararı üzerine resen terkin edildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134/0 maddesinde “(Ek fıkra: 5472 – 8.3.2006 / m.1/f) Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15/7 maddesi ile bu madde kapsamında olan şirketler ile sermayesinin %50’sinden fazlasını temsil eden hisselere Fonun, Fon Bankasının veya Fon iştiraklerinin sahip olduğu şirketler, yönetim kurulları tarafından alacaklılarına ve borçlularına Fonun belirlediği esaslar çerçevesinde yapılacak ilanı müteakiben düzenlenen bilançoları esas alınarak Fon Kurulu kararı ile İİK ve TTK hükümlerine tabi olmaksızın tasfiye olunur. Tasfiyeye ilişkin Fon Kurulu kararı şirketin infisah ettirilmesi anlamında olup, bu şirketler Fonun yazılı bildirimi üzerine ilgili sicilden başkaca bir işleme gerek kalmaksızın terkin olunur. Tasfiye kararı aleyhine ilgililer tarafından açılacak davalar Fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülür. Fon Kurulu tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin iflas ve ihyası istenemez.” hükmü dikkate alınarak TMSF tarafından terkin ettirilen şirketin ihyası istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Dvacılar vekili; İst.Anadolu …İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına konu ipoteğin, tasfiyesi yapılmış şirketin açık bir alacağı konumunda olduğunu, bu ipoteğin tasfiyesi hatalı yapılmış olan şirketin tasfiye işlemini gerçekleştiren fon tarafından düzenlenen bilançoya yazılması gereken bir alacak kalemi iken yazılmadığını, her ne kadar mahkemenin vermiş olduğu kararda fon kurulu tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin iflas ve ihyası istenemeyeceği hüküm altına alınmışsa da; bu hükmün usulüne uygun olarak tasfiyesi gerçekleşmiş şirketler için geçerli olduğunu, mahkeme kararının hukuka uygun olmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :İhyası talep edilen şirketin sicil dosyasının incelenmesinde şirketin TMSF’nun 14/06/2007 tarih, 260 sayılı kararı gereğince sicilden terkin edildiğinin 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine uygun olarak 03/07/2007 tarihinde resen tescil edildiği anlaşılmıştır. TMSFonu’nun 22/06/2007 tarihli yazısı ile ihyası talep edilen şirket hakkında 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134.maddesi 9.fıkrası ile TMSFonu’nun Kontrolündeki Şirketlerin Tasfiyesine Dair Yönetmeliğin 6,7 ve 8.1 maddeleri çerçevesinde tüzel kişiliğinin devam etmesinin fon alacaklarının tahsili açısından yarar sağlamayacağı ve borca batık olduğu tespit edildiğinden şirketin fon kurulunun 14/06/2007 tarih 2007/260 sayılı kararı gereğince ilansız olarak sicilden terkininin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirildiği görülmüştür.
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134/9. Maddesi ile yönetmeliğin 7. Maddesi uyarınca fon kurulu tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin ihyasına karar verilemez.(Yargıtay 11 H.D.nin 2007/503 esas ,2008/24 karar sayılı ilamı da bu yoldadır.)Davacılar vekili alacağın sıra cetveline girmediği bu sebeble tasfiyenin eksik yapıldığını istinaf sebebi olarak ileri sürmekte ise de ;İİK ve TTK nın tasfiyeye ilişkin hükümlerine tabi olmadan , TMSF tarafından alınan ve denetimi de İdari Yargıya tabii olan terkin kararının eksik tasfiye işlemleri yapılması nedeniyle Adli Yargı Mahkemelerince kaldırılamayacağı ,bu sebeble davacılar vekilinin eksik tasfiye iddialarının dinlenemeyeceği, istinaf sebeblerinin yerinde olmadığı ancak ,terkin olunan şirketin lehine olan bir ipotek mevcut olduğundan davacıların şirketin tasfiye kurulu ve TMSF ne başvuru yapabileceği gözönüne alınarak davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/05/2018