Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/607 E. 2019/178 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/607
KARAR NO : 2019/178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2017
NUMARASI : 2014/117 Esas 2017/653 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 13.11.2013 tarihinde aldığı ihrakiye teslim lisansına istinaden Sabiha Gökçen Havalimanında kiraladığı depoda ulusal ve uluslararası uçak şirketlerine yakıt vermek amaçlı sözleşmeler imzaladığını,işini Bursa ve Antalya Havalimanlarında da yürütmek üzere alanları kiraladığını, … tarafından 19.12.2013 tarihinde ürün talebinin karşılanmadığını,ihrakiye lisansına rağmen davalının yakıt vermemesi nedeniyle sadece 14 gün yakıt satabildiğini ,zararının her geçen gün arttığını ,Mahkemeye başvurarak ihtiyati tedbir kararını 21.3.2014 tarihinde alıncaya kadar hiç yakıt alamadıklarını ,ihtiyati tedbir kararının daha sonra kaldırıldığı, önceki yapmış olduğu anlaşmalara istinaden yakıt temin edemediği için zarar ettiğini, bu nedenle şimdilik 100.000-TL zararının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;EPDK tarafından yapılan bildirim ile lisansına istinaden kendilerinden akaryakıt temin eden dava dışı … Ltd. Şti hakkında soruşturma olup, bu şirkete yakıt verilmesinin durdurulduğunu, davacının aldığı yakıtı kendi lisansı ile teslim aldığı ürünü bu şirkete ikmal ettiğinin belirlendiğinin anlaşıldığını, bu nedenle davacıya akaryakıt ikmalinin durdurulmasının istendiği, lisans sahiplerinin EPDK talimatlarına uymak zorunda olduğunu, ilgili mevzuat adli ve idari merci kararları ve talimatı doğrultusunda davranıldığını, husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin tek satıcı olmadığını, zararının ne şekilde olduğunun belgelenmediğini, Batı Karadeniz Şirketi hakkında kaçakçılık soruşturmasının bulunduğu, başka ihrakiye teslim lisansı sahiplerine ürün ikmal ederek devam ettiğini, iddialarının gerçeği yansıtmadığını, yakıt verilmesi kararına yaptığı şikayetinin red olunduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; taraflar arasında yazılı sözleşme olmayıp, ticari ilişkinin olduğu, davalı tarafından 19/12/2013 tarihinde akaryakıt satışının durdurulduğu, ancak 21/03/2014 tarihinde davacı lehine ihtiyati tedbir kararı ile akaryakıt temin edebildiği, davalının tek üretici olup, tek satıcı olmadığı, davacının diğer lisans sahibi firmalardan ürün temininin ekonomik açıdan rasyonel olmayacağı, davacının ürün temin edemediği için satış yapamadığı dönemde kar kaybının 146.127,59- TL olduğu belirlendiğinden ıslah dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili ; hükümde savunmanın özetine yer verilmediğini, rafinerici lisansı sahibi olarak EPDK’nın talimatlarına uymakla yükümlü olduklarını, davacının ürün ikmal ettiği … Ltd.Şti. ve … Ltd.Şti.’nin lisanslarının iptal edildiğini, müvekkilinden ikmal edemediği dönemde diğer lisans sahibi şirketlerden ürün ikmalinin mümkün olduğunu, 5015 sayılı Yasanın 4.madde gereği (Petrol Piyasası Kanunu) kötüniyet ve tehlikeli eylem sonucu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ile istenmeyen durumları en kısa sürede gidermekle yükümlü olduğu, ürün tedariki durdurma işleminin haklı ve objektif sebebe dayandığı,yetkili mercilerin emirlerine itaatsizliğin suç ve fiilinden dolayı cezai sorumluluk getireceğini, bu kuralın lisanlı şirketler için olduğu kadar dağıtım ve servis istasyonları içinde geçerli olduğunu, EPDK’nın bağımsız idari otorite statüsünde bir kamusal birim olup, en üst düzenleyici, denetleyici ve aykırılıklarda idari yaptırım uygulama yetkisine sahip olduğunu, bu kolluk yetkisi kapsamında müvekkilinin talimatlara uymama gibi bir hakkının bulunmadığını, Petrol Piyasası Lisans yönetmeliği 18.maddesi ile lisans sahiplerinin her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu, bu durumda … Şirketine mal arzının durdurulmasına ilişkin davalının objektif haklı gerekçesi olduğu, reddetme eyleminin hakim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemenin davacının kendisi gibi lisans sahibi firmalardan ürün temin etmesinin rasyonel olmayacağı gerekçesiyle, ürün temin edemediği için satış yapamamasından ve yasal olarak ispat edilemeyen kar kaybından dolayı sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek zarar konusunda inandırıcı delille ispat edilmeksizin verilen hükmün bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
GEREKÇE :Davacı 13.11.2013 tarihinde ihrakiye teslim lisansı almış, 19.12.2013 tarihine kadar Türaş’tan ürün satın almış , ikmalin durdurulması üzerine Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.3.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararına istinaden yeniden ürün almaya başlamış olup , ürün alamadığı döneme ilişkin olarak uğradığı zararların tazminine ilişkin olarak elde ki davayı açmış bulunmaktadır. Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/67 D.İş sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 19/12/2013 tarihinde ürün talebinin geri çevrildiği, ürün tedarikine son verildiğinin bildirilmesi üzerine yakıt verilmemesi işleminin ihtiyati tedbir kararı verilerek kaldırılmasını istediği, talebin mahkemece HMK 389.madde gereğince yerinde görülüp ticari mevcudiyetinin sürdürülebilmesi için 50.000-TL teminat ile 21/03/2014 tarihli tedbir kararı verildiği, karara itiraz üzerine yapılan incelemede EPDK’nın 21/08/2014 tarih 5186-1 sayılı kurul kararı ile ihrakiye teslim lisansının iptal edildiği belirlendiği nedenle tedbirin devamında hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle 7/09/2014 tarihli karar ile kaldırılmasına karar verilmiştir. Rafinaj lisansına sahip davalı ve ihrakiye lisansı sahibi davacının hak ve yükümlülükleri 5015 sayılı kanunun 4.maddesinde düzenlenmiş olup elde ki davayı ilgilendiren c)bendi;” Kamunun can, mal ve çevre güvenliği ile kendi tesis ve faaliyetlerini önemli ölçüde tehdit eden veya olumsuz etkileyen bir durum oluştuğunda, kamu yetkililerini ve bundan etkilenme ihtimali bulunan ilgilileri haberdar etmek ile tehdidin niteliği ve niceliği ile bunu önlemek üzere alınmakta olan tedbirleri Kuruma bildirmek, j) İletim ve depolamada kapasite kısıtları dışında kendilerinden yapılan talepleri ayrım gözetmeksizin karşılamak, k) Eşit durumdaki alıcılara (kategorilere), eşit hak ve yükümlülük tanımak, farklı şartlar sürmemek ” olarak düzenlenmiştir.Davalı tarafından EPDK Petrol Piyasası Daire Başkanlığına gönderdiği ,19.12.2013 tarihli fax ile; Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen denetim ve kontrol neticesinde bazı şirketlere jet yakıtının satışının durdurulması konusunda şifahi bilgi verdikleri bu kapsamda davacıya jet yakıtı satışının 19.12.2013 tarihinde durdurulduğu bilgisi verilmiştir. Dosya kapsamında mevcut EPDK nın 16 nisan 2014 tarihli yazısı ile; davacı şirket hakkında yapılan ilk inceleme de rafineriden aldığı jet yakıtının tamamını ihrakiye teslim lisansı sahibi Batı Karadeniz şirketine ikmal ettiği ,bu şirkete ikmalin durdurulmasının ilgi yazı ile talep edildiği,davacı şirketin aldığı yakıtın tamamını lisansı iptal edilen Batı Karadeniz şirketine teslim etmesi neticesinde davacıya akaryakıt ikmalinin durdurulması yazı ile davalıya bildirilmiştir.Rekabet Kurumu’nun 3.4.2014 tarihli kararı ile Batı Karadeniz şirketi’nin davalıyı şikayeti neticesi yapılan soruşturma sonunda;Petrol Piyasası Yönetmeliğinin 18/6.fıkrasında “piyasa faaliyetinde bulunanların ,kötü niyet ve tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak ,bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ” ile yükümlü olduğu ,Batı Karadeniz’e satışın durdurulması için objektif haklı gerekçe bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp ticari ilişkinin ihrakiye lisansının alınmasını müteakip 05/12/2013 tarihinde başladığı ancak alınan ürünün davacı tarafından dava dışı hakkında soruşturma bulunan … Ltd. Şti.’ne sattığının davalıya şifahen bildirilmesi üzerine ikmalin durdurulmasının hukuka aykırı eylem olup olmadığı üzerinde durulmak gerekmektedir.Davacının İncelenen defter ve kayıtlardan anlaşıldığı üzere 05/12/2013 – 18/12/2013 tarihlerinde alınan jet yakıtını ihrakiye lisansı iptal edilen … Ltd.Şti.’ne satıldığı, keza ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından sonra da 15.4.2014 tarihine kadar alınan ürünlerin tamamının aynı şirkete satıldığı ,başkaca bir alıcı bulunmadığı , 07/07/2014 tarihinden itibaren faaliyetin sonlandığı 26.8.2014 tarihine kadar da yalnızca süper akaryakıt ltd.şti ne satış yaptığı başkaca bir alıcı bulunmadığı sabittir.Ankara 12.İdare Mahkemesi’nin 2014/1574 sayılı kararı ile davacının EPDK aleyhine aynı gerekçeler ile idari para cezası ve lisansın iptaline ilişkin eyleminin iptali ve yürütmenin durdurulmasını istediği, mahkeme 06/11/2014 tarihli kararı ile davacı hakkında ön araştırma ve soruşturma yapılmadan tesis olunan idari para cezasında ve soruşturma yapılamadan verilen lisansın iptali kararında hukuka uygunluk bulunmadığı nedenle yine yürütmenin durdurulması kararı verildiği tespit edilmiştir.Somut olayda davacı tarafından ihrakiye lisansına istinaden dava dışı haklarında soruşturma bulunan şirketlere yakıt temin ederek lisansını bu amaca yönelik kullandığı yönünde somut bulgular bulunmaktadır.Davacı çok sayıda müşteri ile kârlı anlaşmalar yaptığını belirtmiş ise de , ancak dosya kapsamı ile bu yönde bir belge sunulmadığı, kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde sadece dava dışı soruşturma konusu şirketlere yaptığı satışın yer aldığı tesbit edilmiştir.Taraflar arasında akdi bir ilişki olmadığından,sorumluluğun dayanağı TBK 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız eylem hükümleri olup TBK 49 -maddesi “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren ,bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ,ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de ,bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklinde düzenlenmiştir. Tazminat istemine dayanak olarak avalının davacıya uçak yakıtı satmaması olarak gösterildiğine göre haksız eylemin unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun üzerinde durulmalıdır. Bilindiği üzere haksız eylemin unsurları; zarar verici eylem,eylemin hukuka aykırı olması ,eylemi yapanın kusurlu bulunması ,zarar ve nedensellik bağı’dır.Davalının davacı açısından zararlandırıcı eylemi davacıya uçak yakıtı satmamasıdır. Davalı yasa ile talepleri karşılama yükümlülüğünde ise de ;kamunun can, mal ve çevre güvenliği ile kendi tesis ve faaliyetlerini önemli ölçüde tehdit eden veya olumsuz etkileyen bir durum oluştuğunda, kamu yetkililerini ve bundan etkilenme ihtimali olan ilgilileri haberdar etmek, tehdidin niteliği ile bunu önlemek üzere alınan tedbirleri Kuruma bildirmek ile yükümlüdür.Bu yasal düzenleme olmasa da TTK 18(2)maddesi uyarınca her tacirin ,ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Ayrıca hiç bir yazılı düzenleme olmasa da ,tehlikeli uğraşta bulunanlar ,gerekli önlemleri alma ,tehlikeli durumlar yaratmama ödevi altındadır. Davalı her hangi bir makamdan talimat almadan da kamunun can ve mal güvenliğini gözeterek sevkiyatı durdurma yetkisine sahiptir.Zira basiretli bir iş adamının olası zararları öngörerek buna uygun tedbirleri alması gerek kanuni düzenlemeler gerekse genel ahlak kurallarına göre bir yükümlülüktür. Hukuka aykırılık; hukuk düzeni ile bağdaşmayan ,hukuk düzeninin koyduğu yasak ya da buyurmaları çiğneyen insan eylemi hakkında yürütülen değer yargısıdır.Bununla birlikte genellikle hukuk kuralları ,belirli çıkarları sağlamak ve korumak amacını güderler.Bu açıdan hukuka aykırılık ,başkasının hukuksal çıkarlarını çiğnemek ya da tehlikeye düşürmektir. Hukuk kurallarının bir yanı da ,koruma amacını sağlayabilmek için yasak ya da buyurmalara yer vermeleri ,kişilere bir takım yapma ve yapmama ödevi yüklemeleridir. Bu yönden hukuka aykırılık ,hukuk düzeninin yüklediği ödevlerin yerine getirilmemiş olmasıdır. Uçak yakıtının ÖTV ye tabii olmaması nedeniyle ,iç piyasaya verildiği yolunda kamuya yansıyan haberlere göre … ÖTV siz alınan jet yakıtlarının uçaklar yerine iç piyasaya sürüldüğü ,istasyonlarda normal motorin fiyatının çok altında satılması nedeniyle tercih edildiğinin kamuya yansıdığı gözönüne alındığında,lisansı iptali edilen bir şirkete aldığı yakıtın tamamını satması olağan koşullarda ticari bir faaliyet kabul edilemeyecektir.Dosya mevcudu deliller davalının davacıya ikmali durdurmasının hukuka aykırı eylem ve davalının da kusurlu bulunduğunu kabule yeterli bulunmamaktadır.Buna göre uçak yakıtının ucuzluğu nedeniyle kara taşıtlarında kullanılmasının sakıncaları ,davacının müşterisi iki şirketin vergi soruşturmalarına tabi tutulması ,sadece lisansı iptal edilen şirkete satış yapılması gözetildiğinde , davalının kamu güvenliğini gözeterek mal teminini durdurmasına ilikin eylemin hukuka aykırı olduğunun kabul edilemeyeceği ,davacı şirketin haklarının ihlal edildiği sonucuna varılamayacaktır.Her ne kadar dosyada diğer lisans sahibi şirketlerden ürün almasının ekonomik açıdan rasyonel olmayacağı ifade edilmişse de, davalının tek satıcı konumunda bulunmadığı, diğer lisanslı şirketlerden ürün temin edebileceği, davalının yükümlülüklerini yerine getirdiği ,davacının zararını tazmin yükümlülüğünde olmadığı, ürün ikmalinin durdurulmasını haklı ve objektif nedenlere dayandırdığı, bu nedenle sorumlu tutulamayacağı tüm dosya kapsamı ile ve sunulan delil ve yasal dayanaklar ile belirlenmiştir.Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde ve haklı görülmüş, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/117 esas 2017/653 sayılı kararın kaldırılmasına ve yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2017 Tarih 2014/117 Esas 2017/653 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Yerinde olmayan davanın REDDİNE”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak : “Alınması gerekli 44,40 TL harcın ; davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 2.552,75 TL harçtan mahsubu ile fazla olan 2.508,35 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 900-TL bilirkişi ücreti ve 71,-TL posta masrafı olmak üzere toplam 971,-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla 14.440,21-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendilerine iadesine,”Davalı tarafça yatırılan 2.495,90 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 99,50 TL posta masrafının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 14/02/2019