Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/606 E. 2019/1157 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/606
KARAR NO : 2019/1157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2017
NUMARASI : 2014/1314 Esas 2017/779 Karar
DAVA:Teminat Mektubu ve Çek Yaprağı Bedelinin Depo Edilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka Necatibey şubesi ile davalı …arasında Teminat Mektubu Kredi Sözleşmesi ve Çek Karnesi Kredi Sözleşmesinin imzalandığını, anılan sözleşmelerde davalılar …, …, … San. ve Tic. A.Ş, …San. ve Tic. A.Ş ile …San. ve Maden Tic. Ltd. Şti’nin müteselsil kefil olduğunu, teminat mektubu kredi sözleşmesi ve çek karnesi kredi sözleşmesine göre davalı şirkete hesap açıldığını ve müvekkili banka tarafından muhatabı Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü olan 30/12/2003 tarihli 4.500- TL bedelli bir adet teminat mektubu verildiğini, çek karnesi kredisinin de tahsis edilip çeklerin davalı şirkete tesliminin sağlandığını, 43 adet çek nedeniyle her bir çek yaprağı başına 3167 sayılı yasaya göre, bankanın yasal sorumluluğunun bulunduğunu, 43 adet çek için bu miktarın 28.380- TL’ye tekabül ettiğini, davalılar tarafından sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle hesabın katedilerek Ankara ….Noterliği’nin 13/06/2012 tarihli ihtarının gönderildiğini ve 4.500- TL’lik mer’i teminat mektubu ile 43 adet çek yaprağı bedelinin faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesinin istendiğini, davalılarca bu gereğin yerine getirilmediğini belirterek 4.500-TL’lik bir adet teminat mektubu bedelinin ve 28.380-TL çek yaprağı bedelinin ki toplam 32.880-TL’nin müvekkili bankanın faiz getirmeyen bir hesabında davalılarca depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar …Tic. Ltd. Şti ve … vekili cevap dilekçesinde; davaya dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinde müvekkillerinin müteselsil kefil olduğunu, ancak sözleşmede şirket kaşesinin üzerine atılı imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını, ayrıca … adına atılan imzanın da müvekkili … eli ürünü olmadığını, Ankara CBS.nın 2013/65850 Soruşturma nolu dosyasında birçok sahte işlerle müvekkillerinin borçlandırıldığı iddiasıyla yapılan soruşturmanın yürütüldüğünü, bu soruşturmanın bekletici mesele yapılmasını talep ederek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış ancak, herhangi bir savunmada bulunmadıkları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; teminat mektubun tazmin edilmediği , bankaya iadesinin yapılmadığı, mer’i olduğu asıl borçlu şirket lehine çek kredisi açılarak çek karneleri verildiği, anılan tarihte yürürlükte olan 3167 sayılı Çek Kanunu’nun 10. maddesinde, muhatap bankanın süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu, bu hususun hesap sahibiyle muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu, 05/12/2003 tarihli sözleşmedeki kefaletin 6098 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra TBK 598/4 maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin 05/12/2013 tarihinde dolduğu, hakdüşürücü olan bu sürenin resen nazara alınması gerektiği, davanın 04/10/2014 tarihinde açıldığı, yasada öngörülen 10 yıllık kefalet süresi sona erdikten sonra açılan bu davada müteselsil kefaletin kendiliğinden sonra ermiş olması nedeniyle anılan kefalete dayalı olarak bir istemde bulunulmasının mümkün bulunmadığı, 05/12/2003 tarihli sözleşmeye dayalı olarak müteselsil kefil olan davalılar … Ticaret Ltd. Şti , …, …, … San. ve Tic. A.Ş, ve … San. ve Tic. A.Ş’den sözleşmeye dayalı olarak bir istemde bulunmayacağı, genel kredi sözleşmesinde kefillerden depo isteminde bulunabileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle mütelselsil kefil olan davalılar hakkındaki davanın reddine, asıl borçlu şirket hakkındaki davanın kabulü ile 4.500- TL mer’i teminat mektubu bedeli ve 28.380- TL çek yaprağı bedeli olmak üzere toplam 32.880-TL gayrinakdi banka alacağının davacı bankanın Merkez Şubesindeki faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; genel kredi sözleşmesi içeriği ayrıntılı incelendiğinde 7.11.maddesi ile; çek yaprak bedellerinin ve teminat mektuplarının depo edilmesinin kefillerden talep edilebileceği hususunun açıkça düzenlendiğini, Kanunun açık düzenlemesi gereği çek defterinin yada teminat mektubunun teslim edilmesiyle davalılar ile müvekkili banka arasında geri dönülemez bir gayrinakdi kredi sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin 31.maddesinin sadece teminat mektubunun değil bankanın tüm garanti borcunu kapsadığından bankanın çek karnesinden ve teminat mektubundan doğan 3.kişilere karşı sorumluluğunun da garanti borcu kapsamında olduğunu, sözleşmenin 7.9.maddesi gereği “cari hesap kesildiğinde tüm çekler iade edilmelidir.” düzenlemesi yapıldığını, iade edilmeyen teminat mektubu ve çeklerin kullanıldığı düşünüldüğünde ise bankanın garanti borcunun doğduğunu, bu durumda Genel Kredi Sözleşmesinin 31.madde kapsamında depo talep hakkının doğduğunu, Yargıtay kararlarında da kefillerinde çek yaprak bedellerinden ve teminat mektubundan sorumlu olacağının açıkça hüküm altına alındığını, genel kredi sözleşmesinin açık maddelerindeki düzenlemeler gereği depo talep davası açabilme yetkisinin olduğunu, borcun tamamından asıl borçlu ve kefillerin sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında, borçlu şirket tarafından iade edilmeyen teminat mektubu bedeli ve çek yapraklarına ilişkin davacı banka’nın sorumlu olduğu kanuni karşılık tutarının asıl borçlu ve müteselsil kefillerden depo edilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın asıl borçlu yönünden kabulüne diğer davalı kefiller yönünden reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurmuştur.05/12/2003 tarihli 47.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi ile aynı tarihli limit artırımı yapılan 154.000- TL bedelli ek genel kredi sözleşmesinde davalı … ‘nin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, kefil ….ltd. şti’nin kaşesi üzerinde tek imza bulunduğu anlaşılmıştır. Müteselsil kefilin gayri nakdi alacak yönünden depo sorumluluğuna gidilebilmesi için sözleşmede bu konuda açık hükmün bulunması gerekir. (Y.H.G.K 06.11.2018 tarih ve 2018/19-689 E.-2018/1624K.,Y.19.H.D26.09.2017 tarih ve 2016/11520E- 2017/6300K.) 6098 Sayılı TBK ‘nın 598. Maddesinde “Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. “hükmü düzenlenmiştir.Uyuşmazlık;Davaya konu genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıların müteselsil kefil sıfatıyla gayri nakdi alacak yönünden depo sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.İstinaf incelemesi HMK. 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı …San. ve … Tic. Ltd. Şti.’nin davaya konu genel kredi sözleşmelerinin düzenlendiği 05/12/2003 tarihinden önce 19/05/2001 tarihili genel kurul kararı ile 3 yıl süreyle yöneticilerin müşterek imza ile temsil ve ilzama yetkili kılındığı ,genel kredi sözleşmesinde şirket kaşesi üzerinde tek imza bulunmasına göre mahkemece bu şirket yönünden geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesin de bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı gerçek kişi kefiller … ve … yönünden; 6098 sayılı kanunun yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 sayılı Kanunun 1.maddesi uyarınca, 818 sayılı BK.nun yürürlükte olduğu dönemde akdedilen 05/12/2003 tarihli genel kredi sözleşmedeki müteselsil kefaletin 6101 sayılı kanunun 1.maddenin 2.cümlesi uyarınca, TBK.nun yürürlüğe girmesinden sonraki sona erme, tasfiye ve temerrüdün 6098 sayılı BK hükümlerine tabi olduğu,buna göre kefaletin 10 yıl için verildiğinin kabulü gerektiği, dava tarihine göre 10 yıllık sürenin dolduğu, 6098 sayılı kanunun 598.maddesinde kefalet için öngörülen 10 yıllık sürenin kendiliğinden sona ereceği düzenlenmesi karşısında; sürenin kamu düzenine ilişkin resen nazara alınması gerekli hakdüşürücü süre olduğu anlaşılmakla mahkemece gerçek kişi kefiller yönünden davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Somut olayda davaya konu genel kredi sözleşmesinde gayri nakdi alacaklar yönünden kefillerin açıkca depo sorumluluğunun düzenlenmediği anlaşılmakla mahkemece davalı müteselsil kefiller … ve… San ve Tic A.Ş yönünden; davaya konu genel kredi sözleşmesinde açıkca kefillerin depo sorumluluğu düzenlenmediğinden sorumlu olmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilemesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/09/2019