Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/603 E. 2019/88 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/603
KARAR NO : 2019/88
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2015/334 E.- 2017/1165 K.
DAVA : Depo (Bankacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2019
İlk derece mahkemesince davanın ıslah edilen haliyle kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi uyarınca davalıya 01/10/2002 tarihinde çek karnesi verildiğini, davalıya ait bir adet çekin 31/12/2002 tarihinde ödendiğini, davalı elinde bulunan 9 adet çek yaprağı bedeli ile ilgili olarak 5.940-TL gayrinakdi riskleri olduğunu, ayrıca davalıya kredi kartı tahsis edildiğini, ancak borcun süresinde ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek davalıya nakdi borcun ödenmesi ve gayrinakdi borcu depo edilmesi talebiyle ihtarname gönderildiğini, ancak sonuçsuz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.940-TL gayrinakdi alacağın müvekkili bankada faiz getirmeyen bir hesapta aynen depo edilmek üzere tahsiline, çek bedellerinin davadan sonra ödenmesi halinde ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz ve diğer ferileriyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/09/2017 tarihli ıslah dilekçesinde, taleplerini 4.860-TL artırarak 10.800-TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, iade edilmeyen her çek yaprağı için mutlaka riskin gerçekleşebileceğinden söz edilemeyeceğini, çek teslim tarihinin üzerinden 14 yıl geçtiğini, çeklerin akıbetinin müvekkili tarafından hatırlanmadığını, çeklere ulaşılamadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, ayrıca zamanaşımı definde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, sözleşmenin “çek karnesi” başlıklı 19.maddesinde yer alan hüküm gereğince davacının depo hakkının bulunduğu, bankaya teslim edilmeyen 9 adet çekin yasal zorunluluk tutarları toplamının 10.080- TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.080- TL’nin bankanın faiz getirmeyen bir hesabında blokesi suretiyle davalıdan tahsiline, çek sorumluluk bedelinin dava tarihinden sonra davacı tarafından ödenmesi halinde ödeme tarihinden tahsil tarihine kadar temürrüt faizi ve gider vergisi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığını, ancak aktif husumet yokluğundan reddedildiğini,
2-Davacının çeklerin 2002 yılında müvekkiline teslim edildiğini iddia etmekte olduğunu, dolayısıyla çeklerin 2002 tarihli olduğunun asıl olduğunu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 5941 sayılı yasanın 3/f-9 maddesi uyarınca çekin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde bankanın sorumluluğunun sona ereceğini, dolayısıyla davacı bankanın sorumluluğunun sona erdiğini,
3-5941 sayılı yasanın geçici maddesi kapsamında bankaların 2012 yılı sonuna kadar yeni çek defteri verme yükümlülüğü olduğunu, ancak davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini,
4-3167 sayılı yasanı geçici 3.maddesi uyarınca dahi bankanın sorumluluğunun 30/06/2018 tarihinde sona ereceğini,
5-Zamanaşımı definin dikkate alınmadığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili ;davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle maddi hata yapıldığını belirterek hatanın düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi uyarınca verilen çek yapraklarına ilişkin yasal sorumluluk bedelinin depo edilmesi istemine ilişkindir.
Davalının davacı bankaya olan nakdi borcunu ödememesi üzerine taraflar arasındaki hesabın kat edildiği ve 25/03/2014 tarihli kat ihtarnamesi düzenlenerek nakdi borcun ödenmesi ve halen meri olan 9 adet çeke ilişkin gayrinakdi borcun depo edilmesi talep edilmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 3. bendinde, bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasında akdedilen bila tarihli Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi uyarınca davalıya 01/10/2002 tarihinde çek karnesi verilmiş olduğundan somut olayda 3167 sayılı yasa hükümleri uygulanacaktır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 3167 sayılı yasanın 4814 sayılı 26/02/2003 tarihli yasa ile değişik 10/1 maddesi “Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.” hükmünü haizdir.
Aynı yasanın dava tarihinde yürürlükte olan geçici 3. maddesi 4. fıkrası ise “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde sona erer.” hükmünü haizdir.
Aynı yasanın geçici 5.maddesi ise “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca bu Kanunun yayımını izleyen bir ay içinde Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle belirlenecek esaslara uygun olarak yeni çek defterleri bastırırlar. Bankalar, bu tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verir ve ellerindeki eski çek defterlerini imha ederler. Bankaların, ikinci fıkrada yazılı sürenin sonuna kadar müşterilerine verdikleri çek defterlerinden ötürü 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca sorumlulukları her çek yaprağı için altmışmilyon liradır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı tarafın zamanaşımı def’i süresinde olmadığından dikkate alınmamıştır.
Öte yandan çek sorumluluk bedellerinin ödeme yükümlülüğü yasayla bankaya verildiğine göre, bankanın müşteriden çek yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesini isteyebilmesi için sözleşmede bu konuda açık hüküm bulunması gerekir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 26/04/2017 tarihli 2016/8702 E., 2017/3383 K. sayılı emsal kararı). Somut olayda sözleşmede bu yönde açık bir hükme rastlanılmamıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan sözleşmenin 19.maddesinde yer alan hüküm, müşterinin depo sorumluluğuna ilişkin değil, sorumluluk tutarının bankaca geçici hesaba alınabileceğine ve bloke dilebileceğine ilişkin bir hükümdür. Dolayısıyla davacının davalıdan çek yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesini talep hakkı bulunmamaktadır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2017 Tarih 2015/334 Esas- 2017/1165 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın REDDİNE”
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 44,40-TL harcın, toplam 215,84- TL harçtan mahsubu ile 171,44- TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan toplam 172,14- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,
Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri 35-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/01/2019