Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/598 E. 2019/1136 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/598
KARAR NO : 2019/1136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2014/649 Esas 2017/921 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından müvekkiline, borcuna karşılık olmak üzere bedelleri aynı olan iki adet bono teslim edildiğini, bonoların süresinde ödenmemesi üzerine Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 30/06/2010 vade tarihli 550.630,70-euro bedelli bono için icra takibine geçildiğini, 30/03/2010 tarihli 550.630,70-euro bedelli bononun ödenmeyen 250.630-Euroluk kısmı için ise Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takipler kesinleştikten sonra davalı adına kayıtlı inşa halindeki gemiye haciz konulduğunu, davalı şirket tarafından, adına kayıtlı gemilerin alıcılarına satışını gerçekleştirmek zorunda olduklarının beyan edilmesi üzerine iyi niyetli bir yaklaşımla uzlaşma protokolü imzalandığını ve bu protokole göre …. İcra Müdürlüğünde yapılan icra takibine konu bononun faizi ile birlikte 281.530-euro olarak ödenmesi konusunda karar alındığını, bu kararı teminen 18/04/2012 vade tarihli 281.530-euro miktarlı bir adet teminat senedi verildiğini, ancak bu bononun da ödenmemesi sebebiyle Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak borçlunun bu bononun teminat senedi olduğu iddiası ile icra mahkemesine yaptığı başvuru sonrasında icra takibinin iptal edildiğini, kararın Yargıtay’ca onandığını, bu karar sonrasında Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile bu kez ilamsız takip yaptıklarını ve bu takibin de borçlunun itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya borçlu olmadıklarını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığını, sulh protokolünün Türkçe dilinde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, icra takibi iptal edildiğinden davacının dava konusu senetten dolayı alacaklı olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, faiz talebinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; tarafların aralarında Türkçe dışında yabancı dilde düzenledikleri ancak davalının, aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla yapılan takibe dayanak aynı senedin, uzlaşma protokolüne dayanarak teminat senedi olduğunu iddia ile takibi iptal ettirdiği, bu protokole dayanarak kendisine hak kazandırma yoluna gitmişken bu kez bu belgeye türkçe düzenlenmediğinden bahisle geçersizliğini öne sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, protokolün taraflar açısından geçerli olacağı, davacının protokole göre teminat bonosu olduğu sabit olan takip dayanağı 281.530-euro miktarlı bono miktarından daha fazla miktarda davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davalı itirazının asıl alacak yönünden haksızlığı, teminat senedinde davalı temerrüdü daha önce ihtarname gönderilmemiş ise takip ile başlayacağından işlemiş faiz yönünden itirazın yerinde bulunduğu gerekçesiyle asıl alacak bakımından itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 12/03/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; kararın henüz tebliğ edilmediğini, tebliğden itibaren yasal süresi içinde gerekçeli istinaf sebeplerini, ek beyan dilekçesi ile sunabilme hakkı saklı kalmak kaydıyla; davacının dava konusu takibe dayanak gösterdiği 16/05/2011 tarihli sulh protokolünün 805 sayılı kanun hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz olduğunu, davacının bu protokole dayanarak alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, 805 sayılı Kanun’un 1.maddesi uyarınca Türk Şirketleri arasındaki her türlü sözleşme, işlem, hesap ve defterlerin Türkçe tutulmak zorunda olduğunu, alacağın varlığına ilişkin somut delil sunulmadığını, takibin diğer dayanağı senedin ise davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının bilirkişi raporlarında da tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı taraf istinaf yoluna başvurmuştur. Kocaeli …İcra Dairesinin… esas sayılı icra dosyası ile davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 16.05.2011 düzenleme tarihli 18.04.2012 ödeme tarihli, 281.550-euro bedelli ,malen kayıtlı düzenleyicisi davalı ,lehdarı davacı olan senet ve 16/05/2011 tarihli uzlaşma protokolüne dayalı olarak 281.550-euro asıl alacak ve 67.621,19 Euro işlemiş faiz alacağı yönünden 30.12.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Takip talebinin dayanağı 16/05/2011 tarihli uzlaşma protokolü ve 16/05/2011 tanzim, 18/04/2012 vade tarihli senet olarak gösterilmiştir. 16/05/2011 tarihli yabancı dilde düzenlenen uzlaşma protokolünün tercümesinden; tarafların … numaralı ve 12/05/2009 tarihli Teknik Şartname (satış sözleşmesi) uyarınca; …San. ve Tic. A.Ş. “alıcı”, …. Şti. “satıcı” olarak tanımlanarak satış sözleşmesinin sona erdirilmesi husunda anlaşmaya vardıkları, bu kapsamda; ödeme koşulları ve tarafların yükümlülüklerinin belirlendiği, belirlenen bu ödemelerin teminatı olarak alıcının, satıcıya 281.530,38-euro bedelli teminat senedi düzenleyip teslim edeceği hususları düzenlenmiştir,Tarafların ticari defter ve kayıtlarından, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 14.09.2010-11.09.2013 tarihli toplam 2.319.260,74- Euro bedelli faturalardan , 14/09/2010 tarihli 2.230.500,-euro bedelli faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun, davalı tarafından davacıya yapılan ödemeler toplamının 1.748.032,74-euro olduğu, davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin tarafların ticari defterlerinde yer aldığı, birbirini teyit eden kayıtlara göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.230.500-euro – 1.748.032,74 -euro = 482.467,26 Euro alacaklı olduğu görülmüştür. Uyuşmazlık;16/05/2011 tarihli uzlaşma protokolünün Türkçe düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz olup olmadığı ve 16/05/2011 tanzim, 18/04/2012 vade tarihli senet nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.İstinaf incelemesi HMK. 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.805 Sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1. maddesi Türkiye Cumhuriyet tabiyetindeki şirket ve müesseselerin ülke içindeki her türlü sözleşmeleri hesap ve defterlerini Türkçe olarak düzenlemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaksızın düzenlenen sözleşmeler ise aynı Kanun’un 4. maddesine göre geçersizdir.(Yargıtay 11.HD.05.02.2019 tarih ve 2017/5003 E-2019/842K). Dava konusu takibe dayanak 16/05/2011 tarihli uzlaşma protokolü (sözleşme) türkçe düzenlenmediğinden geçersizdir. Ancak bu protokol ile yeni bir ticari ilişki kurulmayıp mevcut olan satım ticari ilişkinin sonlandırılması nedeniyle tarafların karşılıklı yükümlükleri ve borcun ne şekilde ödeneceğine dair karşılıklı edimlerin tespit edildiği ,borçlu tarafından borcun ödenmemesi halinde bu ödemelerin teminatı olarak alıcının satıcıya 281.530-euro bedelinde teminat senedi verilmesi kararlaştırılmıştır. Takibe konu senet açıkca imzaları inkar edilmeyen, zaman aşımına uğramış bir senet olup, 10 yıllık zamanaşımı süresinde temel ilişkinin kanıtlanması halinde alacak isteminde bulunulabileceği (Y.19.H.D. 20.06.2017 tarih ve 2016/10626 E.-2017/5247 K.), davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defterlerinde davacının faturasının kayıtlı olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan senet miktarından daha fazla alacaklı olduğu anlaşılmakla mahkemece itirazın iptali davasının asıl alacak yönünden kabulüne, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle işlemiş faiz alacağı yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalıdan alınması gereken 56.659,29- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 14.164,82- TL harcın mahsubu ile bakiye 42.494,47 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 78,80- TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/09/2019