Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/588
KARAR NO : 2019/1105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
NUMARASI : 2016/1079 Esas 2018/32 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/09/2019
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı/borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından faturaya dayalı muavin defter alacağına dayanarak takip başlatıldığını, borçlu vekili itiraz dilekçesi ile takipte İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ettiğini ve davalı/borçlunun ikametgahı Sancaktepe olduğunu, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğunu, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan faturalara ve buna ilişkin muavin defter alacağına dayandığını, takip konusu borcun, para borcu olması nedeni ile müvekkilin ikametgah adresi olan Eyüp’ ün bağlı olduğu İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğunu, davalı/borçlunun, alacaklının ikametgâhı mahkemesi/ icra dairelerinin yetkisine itirazının haksız olduğunu, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, uzun yıllar müvekkilin davalı/borçlu şirkete yurtiçi taşıma hizmeti verdiğini, davalı/borçlunun aradaki ticari ilişkiye itiraz etmediğini, müvekkilin davalıya vermiş olduğu hizmetlerin karşılığını alamadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile bu borca ilişkin olarak takip yaptığını, ancak borçlu tarafından takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle davalı/borçlu tarafından yapılan yetki itirazının kaldırılmasını, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitini, davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, takipteki şartlarla faize hükmedilmesini, davalı/borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere inkar- kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin, müvekkil şirket aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile cari hesap bakiyesine dayalı ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu haksız ve kötüniyetli icra takibine müvekkil şirket tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak eldeki itirazın iptali davasını ikame ettiğini, davacı tarafın iş bu davasının haksız ve hukuki himayeden yoksun olduğunu, müvekkil şirketin Ticaret Sicil’de kayıtlı adresinin “… Mh. … Ocaklı Sk. N:… Üsküdar/İST.” olduğunu, aradaki ticari ilişki de kabul edilmediğinden davacının yetkiye yönelik beyanlarını kabul etmediğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir yazılı cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, cari hesap ekstresinin müvekkil şirket tarafından kabul edildiği veya talep edilen borç miktarı konusunda mutabakat olduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığını, davacı tarafça bu alacak iddiasının neye dayandığının açık ve net olarak belirtilmediği, davaya dayanak bir fatura dahi dava dilekçesine eklenmediğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı tarafından talep edilen icra inkar tazminatının reddini, kötü niyeti sabit olan davacı taraf aleyhine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosyada mübrez fatura, taraf defterleri, tüm belge ve kayıtların irdelenmesi sonucunda faturada yazılı malların davalı yanca teslim alındığı sonucuna varıldığı, bu hali ile takip tarihi itibari ile davacının ibraz edilen ticari defterlerine göre davalıdan fatura bedelleri olan 47.445,89TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin davacı/satıcıya olan mal bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 47.445,89TL tutarında alacaklı olduğu, davalı takip borçlusunun itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline ve alacak faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece inceleme günü beklenmeksizin dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini, yerinde inceleme talebi olmamasına rağmen bilirkişinin HMK 218 maddesine aykırı olarak müvekkili şirket adresinde taraf vekillerinin yokluğunda tek başına inceleme yaptığını, İİK 58/4 maddesine aykırı şekilde borcun sebebinin doğru şekilde gösterilmediğinden usulüne uygun hazırlanmış bir icra takibi bulunmadığını, davacının takip talebinde alacağını 1 faturaya dayandırmış ise de; dava sırasında süre gelen cari ilişkiden bahsederek davasını ispata çalıştığını, icra takibinde alacak iddiasına dayanak olarak gösterdiği sebep ile bağlı sayılması gerektiğini, bilirkişi raporunda davacı defterlerinde yer aldığı iddia edilen fatura bilgilerine yer verimişse de, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme bilgilerine yer verilmediğini, bu yönüyle müvekkili şirket tarafından yapılan tüm ödemelerin eksiksiz işlenip işlenmediğinin incelenebilmesinin de mümkün olmadığını belirterek kararın müvekkili şirket lehine kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.İcra takibine konu alacak; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan, fatura alacağının tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı taraf istinaf yoluna başvurmuştur. İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasından davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 47.445,89 TL asıl alacak yönünden ilamsız icra takibi başlatılmış,takip talebinde takip dayanağı 18.07.2016 47.445,89 TL faturaya dayalı muavin defter alacağı olarak gösterilmiştir.Uyuşmazlık; Davacının takibe konu miktar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.İstinaf incelemesi HMK. 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.HMK 197 maddesinde delillerin değerlendirilmesi usulü ,HMK 218 maddesinde ise bilirkişiye hangi hallerde yerinde inceleme yetkisi verileceği düzenlenmiş olup,somut olayda bilirkişi incelemesi bu madde de belirtilen usullere uygun yapılmamış ise de bir hakkın sırf kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı ve defter sunmama iradesi iyiniyetli bir tutum olarak görülmeyeceği ve davalının açıkca defter içeriğini inkar etmediği anlaşılmakla davalının defter sunmama iradesinin engellenmemesi yönünden usulüne uygun inceleme yapmayan bilirkişinin davalı kayıtları yönünden yaptığı tespitlerin değerlendirmeye alınmasının doğru olmadığına ilişkin davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Takip talebinde takip dayanağı 18.07.2016 Tarih 47.445,89 TL faturaya dayalı muavin defter alacağı olarak gösterilmiştir. Takip bir faturaya bağlı olarak başlatılmamıştır. Davacının davalı adına düzenlediği faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,bu faturalar ve aralarındaki ticari ilişkinin takibi açısından muavin defterlerde cari hesap açıldığı; alacağın bu kayıtlara göre belirlendiği, böylelikle takip dayanağı dışına çıkılmadığı ve taleple bağlılık ilkesi ihlal edilmediği, muavin defter kayıtlarına göre davacının davalıdan alacaklı olduğu davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defter kayıtlarının aksini HMK 222/3 maddesi uyarınca senet veya diğer kesin delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla;mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı tarafın istinaf nedenlerinin tümünün HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 3.241,03- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 811,- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.430,03- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Kararın 6100 sayılı HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2019