Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/586 E. 2019/77 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/586
KARAR NO : 2019/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2017
NUMARASI : 2017/28 E.- 2017/1080 K.
DAVA : Çek İstirdatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2019
Davanın kabulune yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu müvekkiline ve müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’ne ait bir kısım çek ve bonoların çalındığını, bunun üzerine çek ve bonoların iptaline ilişkin dava açıldığını, ancak çalınan çeklerden … Bankası A.Ş.’ne ait keşidecisi dava dışı … olan … nolu 31/12/2016 tarihli 8.000-TL bedelli çekin icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin bu çeki yetkilisi olduğu şirketin ticari münasebeti nedeniyle dava dışı … Tekstil Ltd. Şti’nden almış olduğunu, ancak çekte bu şirketten sonra cirosu görülen dava dışı …’ın müvekkilinin yetkilisi olduğu …Ltd. Şti. ile ilgisinin olmadığını, dolayısıyla ciro silsilesinin bozuk olduğunu ileri sürerek dava konusu çekin, ödenmesi halinde ise bedelinin davalıdan istirdadına ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/10/2017 tarihli duruşmada davanın istirdada dönüştüğünü beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;, davacı dava konusu çekte taraf olarak görünmese dahi defter incelemesi ve keşidecinin kabulü nedeniyle yetkili hamil olduğu,davacının, davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerektiği, davalı hakkında yakalama kararı olması nedeniyle ceza soruşturması sonucunun beklenilmediği, yine UYAP entegrasyon ekranında yapılan inceleme ve dosyaya arasına alınan kayıtlar uyarınca davalı hakkında benzer mahiyette birçok davanın olduğunun görüldüğü, davacıları farklı olan, ülkenin farklı yerlerinde kaybolan çeklerin genelde aynı cirantaların imzası ile davalının eline geçerek son hamil olarak bankaya sunulması, bu cirantaların şirket olması ve bu şirketlere ulaşılamaması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi davalının iyi niyetini ortadan kaldıran organize bir durumun olduğunu gösterdiği, davalının da bu konuda dosyaya herhangi bir beyan sunamadığı,davalının kötüniyetli olduğunu kabul gerektiği, ayrıca çek bedelinin icra dosyasına davacı tarafça yatırılmış olması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 8.000-TL çek bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;1- Davacının icra takibinde borçlu olmadığı gibi takibe konu çekte de lehdar olmadığını, cirosunun bulunmadığını, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, mahkemece bu hususun gözetilmediğini,
2- Mahkemenin tarafların sunduğu delillerle bağlı kalmadığını ve kendiliğinden araştırma yaptığını, HMK’nun 24,25,26.maddelerine aykırı davrandığını, HMK 31.maddesi uyarınca aydınlatma ödevinin sınırlarını da aştığını,
3- Müvekkilinin dava konusu senetlerde meşru ve iyiniyetli hamil olduğunu, çeke ödeme yasağı konulmasının alacaklının alacağını temin etmesine engel teşkil etmediğini, dosyada müvekkilinin iyiniyetli olmadığı yönünde en ufak bir emare bulunmadığını belirterek hükmün kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeki beyaz ciro ile devraladığını ve uhdesinde iken çaldırdığını, ticari defterlerinin kendisinin meşru hamil olduğunu destekleyici kayıtlar içerdiğini, davalının davayı takip etmediğini, karardan sonra ileri sürdüğü hususların hukuka aykırı olduğunu, mahkemece kendiliğinden değil kendilerinin iddiaları üzerine araştırma yapıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkindir. Davacı, lehdar tarafından borcuna karşılık kendisine beyaz ciro ile verilen çekin rızası hilafına elinden çıkması sonucu zayii nedeniyle çek iptali davası açtığını, yargılama sırasında çekin davalı tarafından icra takibine konu edildiğini, ancak çekte lehdar-ciranta cirosundan sonra ciroları bulunan firmaları tanımadığını, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek çekin istirdatına, çekin ödenmesi halinde bedelinin istirdadına karar verilmesini talep davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava konusu çek incelendiğinde, davacının çekte taraf olmadığı, davalının son hamil olduğu görülmüştür. Yine icra dosyası incelendiğinde, davalının çekte taraf olan firmalar aleyhine kambiyo takibi başlattığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır.
Davacı çekte taraf olarak görülmese de çeki lehdar-cirantadan beyaz ciro yolu ile aldığını ileri sürmüştür, davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu, çekte lehdar-ciranta olarak görülen …Ltd. Şti. ile ticari ilişkisi olduğu, dava konusu çekin bu şirketin cari hesap borcuna karşılık alındığı,çıkış kaydının bulunmadığı, ayrıca davacının çekte taraf olan diğer firmalarla ticari ilişkisine dair kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. O halde davacının yetkili hamil olduğunu ispat ettiğinin kabulü gerekir(Yargıtay 11.HD’nin 01/10/2018 tarihli 2017/577 E., 2018/5839 K. sayılı emsal kararı).
Yine davacının çekin hırsızlık suretiyle elinden çıktığı yönünde kolluğa şikayette bulunduğu, dosya kapsamında mevcut delillerden aksi yönde bir bilgiye rastlanılmadığı,davalının da aksi yönde bir savunmasının bulunmadığı anlaşılmış olup, dolayısıyla çekin rıza dışı elden çıktığının kabulü gerekir.
Bu durumda davacının, davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır.
Dosya kapsamı ve dosyaya yansıyan deliller üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
O halde ilk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen ve yargılama sırasında çek sorumluları tarafından davalıya ödenen çekin bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan istirdatına yönelik verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 546,48- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 136,62- TL harcın mahsubu ile bakiye 409,86- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 64- TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2019